![]()
Sahurda Gazzeli Akkeela ailesine konuk oluyoruz. Çay, lor, humus ve zeytinden oluşan sahurumuzu yaptıktan sonra iftar için Mescid-i Aksa’ya doğru yol alıyoruz. Erez kapısından geçip Peygamber Efendimiz’i misafir etmiş mekana ilerliyoruz. Bahçede yardım kuruluşları harıl harıl çalışıyor. Her biri kendi sofrasını kurmuş. Bir tanesine dahil olup ezanı bekliyoruz.Bereketiyle gelen Ramazan, sıkıntılı günler yaşayan Gazze’nin sokaklarına bir nebze olsun nefes aldırdı. Buna rağmen sıkıntılar devam ediyor. Dünyayla iletişimini Mısır’a açılan tünellerden sağlayan Gazze, son gelişmelerden olumsuz etkilendi. Kapatılan Refah Sınır Kapısı’ndan sivillerin geçişlerine izin verilmiyor. İsrail de Gazze ile arasında bulunan Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan az miktarda gümrük ürünlerinin geçişine izin veriyor. Bu durum da hayatın ateş pahası olmasına sebep oluyor.Gazze sokaklarına kurulan pazarlar Ramazan’la birlikte hareketlense de insanların alım gücü düşük. Ramazan’ın ilk sahuru için Akkeela ailesine konuk oluyoruz. Mütevazı bir apartmanın dördüncü katındaki evin kapısını 9 yaşındaki Muayyin aralıyor. Ev sahibi Wael Akkeela, sık sık kesilen elektrikler nedeniyle merdivenleri elinde tuttuğu mumla aydınlatmaya çalışıyor. Mum ışığı masa etrafına dizilen ailenin yüzlerine de aksediyor. Odaların pencerelerinde ise cam yok, onun yerine Filistin bayrakları asılmış.Ramazan’ın ilk sahurunda Akkeela ailesinin sofrasında zeytin, humus, lor ve çay var. Önceden tekstil işiyle uğraşan Wael Akkeela, kalp ve şeker hastalıkları neticesinde çalışamaz hale gelmiş. Akrabalarının ve yardım kuruluşlarının verdikleri yardımlarla geçindiklerini söylüyor. Anne Akkeela ise durumlarının düzelmesi için dua ediyor. Dört oğluna Ramazan’da iyi yemekler yapmak istediğini fakat pazara bile çıkamadığını söylüyor. Buna rağmen bütün çocukların oruçlarını tamamladıklarını ekliyor.Gazze’deki sahurdan sonra iftar için yolumuzu Kudüs’e çeviriyoruz. İsrail’e açılan ve özel izinle geçilen Erez kapısından sorunsuz geçiyoruz. Mescid-i Aksa’ya girmek için de güvenlik noktalarından geçmek gerekiyor. İsrailli polis ve askerlerin kontrolündeki kapılarda Müslüman olup olmadığımız soruluyor. Türklerin kimliklerinde İslâm yazısını görünce izin veriyorlar. Mescid-i Aksa’ya turistler için öğlene kadar izin var, sonrasında sadece Müslümanlar geçiyor. Caminin etrafında yardım kuruluşları hummalı bir çalışmanın içine girmiş. Bahçede kendilerine ayrılan bölümlerde iftar sofraları kurmuşlar. Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’da ezanın okunması ile birlikte oruçlar açılıyor. Yemeğin hemen ardından akşam namazına geçiliyor. Namazın sonunda da eller Filistin halkı için semaya kaldırılıyor.