Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

U-20 Dünya Kupası bize ne anlattı?

$
0
0
Bilmiyorum kaç kişi farkına vardı ama Türkiye ilk kez bir FIFA organizasyonuna ev sahipliği yaptı.U-20 Dünya Kupası dün sona erdi. Bir ay boyunca 7 şehirde düzenlenen 24 ülkenin katıldığı şampiyona 1977’de Tunus’ta düzenlenen ilk turnuvadan da daha az seyirci çekerek tarihin en ıssız tribünleriyle tarihe geçti. Ziyaretçilerin bir kısmının takım oyuncularının aileleri, yerel ve ulusal basının akredite olmayan çalışanları, onların aile ve çocukları, yerli-yabancı menajerler ve Irak başta olmak üzere yabancı seyircilerden oluştuğunu düşünürsek ülke içinden ilgi neredeyse sıfıra yakındı. Kabul edelim, çuvalladık ve EURO-2016’yı bize değil ülkesine veren UEFA Başkanı Platini’ye atar yapmanın aleminin olmadığını öğrenmiş olduk.O başka bu başka demeyin ve geçmiş yıllarda Dünya’nın dört bir yanında düzenlenen turnuvaları düzenleyen ülke ve tribüne koşan seyircilere saygı duyun.Küçük işleri iyi yapamazsanız büyük işleri hayal etmeyin!Biz futbol ülkesi, spor ülkesi olamıyoruz. Bakın değiliz demiyorum, olamıyoruz.Bir çocuk, bir gençlik bayramı sahibi ülke olarak hiçbir zaman tören düzenleyici olmaktan öte gidemeyen ilkel bir “çocuklar şu köşede durup sırasını beklesin aymazlığımız” var.Şehirleşme kültürü felaket kötü olan, spor alanları yok edilmiş, varlıklı insanların spor salonlarına tıkılarak kilo vermeye (!) çalıştığı ülkenin çocuklarından zaten fazlasını bekleyemeyiz..Özetle 2014’e gidemeyen ağabeyleri ne ki çocuklar ne olsun sözü onların değil onlara değer, eğitim, terbiye vermeden yetiştiren sistemimizin sonucudur.Ülkede hiçbir yöneticinin eleştiri kabul etmeden her yaptığının doğru olduğunu düşünüp, ısrar ettikçe zaten geçmiş olsun..Utanmamız lazım!İletişim kurmadaki beceriksizliğimiz, birbirimizle girdiğimiz haince ayak kaydırıp koltuk yakalama rekabeti, kulüpçülük fetişizmi üzerine kurduğumuz futbol hayatımıza dönüp bakamadığımız ve hâlâ aynı yerde durduğumuz için utanmalıyız.Fransa’yı izlemeye devam ederizBu yazı cuma günü kaleme alındığından şampiyonun kim olduğunu siz biliyorsunuz. Uruguay şampiyon olduysa kendimize daha büyük dersler çıkarmamız gerekecek.Uruguay, Güney Amerika’nın Arjantin, Brezilya gibi dev ülkeleriyle adı geçmesine, önemli bir tarihî geçmişi olmasına karşın aslında yüzölçümü ve nüfusu açısından küçücük bir ülke..Yarı finalistlerden Gana fakir, Irak 20 yıldır zulüm görüyordu. Onlar da yarı final oynadılar. Fransa şampiyon olduysa diyecek çok şey var.1998’de Dünya Kupası’na ev sahibi yaptıklarında Trezequet ve Henry, 21 yaşında genç çocuklar olarak kadroda yer almış, havayı soluyup geleceğin büyük yıldızları olmuşlardı. Son vuruşçu forveti olmayan takım Zidane ve arkadaşlarının performansı ile şampiyonluğa ulaştı.Sonra yıllarca dünya futbolunu domine ettiler.Bu turnuvada izlediğimiz Fransa ülke futbolunun gelecek mayasını oluşturuyor. Euro-2016’da bu takımdan en az iki kişiyi Trezequet ve Henry gibi Fransa milli takımı kadrosunda göreceğiz ve muhtemelen sonraki 10 yıla damga vuracak takımın içinde olacaklar. Hissiyatım Fransa’nın 2016 yılında bir kez daha ev sahibi olacağı dev bir organizasyonla yeniden Avrupa Futbolu’nda milli takımlar zirvesine yürüyeceğini söylüyor.Fransa 1998’i izlerken bazı dersler almıştık, yenileyecektik herşeyi...Oradaydım ve tüm turnuvayı bu yazı ve yorumları okuyup dinleyerek geçirmiştik. Hiçbir şey değişmedi.15 yıl içerisinde milli takımlar eğitim sistemi, hocaları, kadroları defalarca değişti. Herkes kafasına göre bir sistem hayal etti. Başaramadılar!..Başaramazlar çünkü bu topyekun bir kültürdür.Biz bu yaz zırt pırt başkan, yönetim kurulu, hoca, sistem değiştirerek, dev pahalı tesisler inşa ederek sportif karakteri olan bir nüfus ortaya çıkaramayacağımızı bir kez daha öğrendik.Sakın her şeye sıfırdan başlamaktan sözetmeyin. Olmuyor işte..Ligi kurtararak başlasak!Tek bir alternatif elimizdeki ligi el bebek gül bebek koruyup büyütmekten geçiyor. Ne var ki bu sefer de en büyük kim, en zengin kim, en çok hakkı yenen kim, en büyük lobisi olan kim, en çok taraftar kimin, en iyi topçu kimde, en iyi yorumcu kim, kim adam değil, kim adam gibi adam, kim kaç para kim değil gibi bir sürü kavga başlığıyla o ligi de itibarsızlaştırıyoruz.Sanki bu lig bizim ortak eğlence, yarışma ve büyüme alanımız değil, herşeyi tek başına ele geçirip diğerlerini yok etme oyunu oynadığımız; stratejisi, yöneticisi, teknik adamı, oyuncusu, medyası, taraftarı ile topyekun kavgaya endeksli dünya savaşı gibi..Akdeniz oyunları, U-20 Dünya Kupası, 6-0-4 kaosu, UEFA yargısı derken yoğun bir ay geçirdik... Yaşadıklarımızı iyi tahlil edip yeniden başlamalıyız... Neyse sıfırdan başlamak sözünün modası geçti. İyi pazarlar. o.karacan@zaman.com.tr

Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue