Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Üç yüz yıl önce de dolmuşlardan şikâyet vardı

$
0
0
İstanbul'un bugün bile çözülemeyen sorunlarının uç vermeye ne zaman başladığı tarihi belgelerden anlaşılıyor. İşte bugünküyle benzerlik gösteren sorunların ilk halleri ve İstanbul kadılığınca alınan tedbirler…İstanbul’da bugünkü manadaki ilk yerel yönetim örneği XIX. yüzyılın ortalarında görülmeye başlandı. Tanzimat Fermanı kapsamında yer almasa dahi, tıpkı devrin birçok kamu kuruluşunda olduğu gibi dönemin zabıta vazifesini gören İhtisap Nezareti, yerini Batılı bir mekanizmaya bıraktı. 13 Haziran 1854 tarihli bir nizamname ile yapının ismi değiştirilerek yeni ismiyle şehremaneti, artık Dersaadet ahalisinin şehrî düzenine memur edildi. Kaba tabirle şehremaneti, bugünküne yakın bir manada, şehirde yaşayanların sokak, cadde gibi umumi kullanım alanlarındaki düzen ve temizliği, ticarethanelerin kısmi denetimi, şehri güzelleştirmek ve umumi vazife görecek imar-tamir işlerine nezaret etmek gibi uygulamaları içeriyordu. Şehremininin (belediye başkanı) başında bulunduğu teşkilat, Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliye adlı birime bağlı bulunuyor ve bu kurumun denetimi altında iş görüyordu. Bununla beraber, yerel mahkeme olan kadılıklar ve lonca teşkilatı da sosyal düzenin ana ve yardımcı unsuru olarak işleyişe hayati katkılar sağlıyordu.İstanbul’un bugünkü durumu, maziden aldığı cazibesini mumla aratıyor. Günden güne kalabalıklaşan şehirdeki aşırı nüfus, yüzyılların biriktirdiği tarih ve kültürün altını bir köstebek misali oyuyor. Bugün tarihi yarımada başta olmak üzere, şehirde sayıları günden güne artan seyyar satıcılar, toplu taşıma araçlarında eziyete dönüşen yolculuk, lüzumsuz sayıda aracın çıkardığı gürültü, hileli mal satmak yakın bir tarihte çözülebilecek gibi görünmüyor. Tarihin eski sayfalarını karıştırdığımızda aynı sorunların bundan 300 yıl evvel de var olduğu hemen göze batıyor. Yakından baktığımızda ise bugün genişleyerek bir çığ halini alan kentsel sorunların, eski zamanlarda katı yaptırımlarla önü kesilmek istendiğine şahit oluyoruz. Sadık Albayrak’ın hazırladığı Osmanlı’da Sosyal Yapı ve İstanbul kitabı, meraklılarına ve günümüz şehremini görevini yürütenlere önemli ipuçları sunuyor.Dolmuşçuların ders çıkaracağı fermanDolmuşlara kaç kişinin bineceğine dair o devirde İstanbul ahalisinin ulaşım ihtiyacını karşılayan kayık dolmuşlardaki suistimaller bugünküyle neredeyse aynı. Haddinden fazla yolcu alarak insanları sıkıntıya düşüren dolmuş ve otobüsler için bugün sert bir yaptırım uygulandığı vaki değil. Evlerine saatinde varmak isteyen insanların topluluk psikolojisine kapılıp ses çıkarmadığı ve balık istifi yolculuk yaptığı günümüz insanı, eğer 18. yüzyılda yaşasa şöyle bir fermanı duyabilirdi. “Beşiktaş ve Ortaköy iskelelerinde olan bütün kayıkçılar şeriat meclisine ihzar olunup zikr olunan iskelelerden İstanbul'a (Suriçi), İstanbul'dan bu iskelelere gidip gelen bir çifte kayık (bir kayıkçının çektiği iki kürekli) dolmuş ederse, altı adam alsın ve iki çifte kayık ederse on adam alsın... Lakin kayıkçıların çoğu saray bekçisi olduğundan bu nizama itibar etmedikleri görülüyor. İstanbul Kadılığı 1726.O günün hamalları bugünün kuryeleriTarihi evraka yakından bakarsak, bugünün kuryeleri, 250 yıl evvel yük hayvanı kullanan hamallara denk geliyor. 1766’da İstanbul kadılığına gelen bir şikayet üzerine alınan karar, görenlere hayret veriyor: “İstanbul kadısı faziletli efendi: İstanbul'da at hamalları ve sair yük hayvanları ile hamule nakleden mukuleler, yüklerini mahallelere götürüp avdetlerinde binmemek için semerleri üzere yarım vukuyye (okka) demirden çiviler konulması öteden beri izamlarından iken, az bir müddetten beri bazıları terk ve bazıları üzerine ağaçlar koyup yük hayvanlarının sahipleri, sürücülerine göz yummakla, yük hayvanlarına binip şiddetle sevk ve önlerine gelen çocuk ve kadın ile âmâ, azece melullere dokunup ızrardan hali olmamalarıyla bundan önce defalarca tenbih olunmuşken...” Bu fermandan anlaşılıyor ki; halka rahatsızlık vermekten çekinmeyenlere, adalet ricali göz açtırmıyor ve katı tedbirler uyguluyor.Ekmekçiler, Ramazan'da ekmeklerini iyi pişirsin!Gelmesini büyük bir şevkle beklediğimiz bu ayda en büyük ihtiyacımız belki de dumanı üstünde tüten Ramazan pidesi. Dakikalarca kuyrukta beklememizin sebebi olan bu leziz Ramazan nevalesinde bir kusur görsek hiç de hoş durumlar ortaya çıkmaz. Ramazan evvelinde ferman edilen belgeye kulak verelim. İstanbul kadılığına Temmuz 1726. “Yakında hululü beklenen feyizli Ramazan ayında... bütün gün pişirilen aziz ekmeğin halis buğday unundan ve yenmesi leziz olarak pişirilmek ve yine bunun gibi çörek ve francalanın da zikr olunan evsaf ile pişirilmesi istenmesinden dolayı imdi, halin keyfiyetini ekmekçiler kethüdasına bildirilmesine... bu sınıftan rızaya aykırı harekete cesaret eden olursa, layık olan terbiyenin yapılması...” ibareleri Ramazan'ın geleneklerine ne kadar hassas davranıldığını ve zaten oruç ile sabra memur kılınan kulların omzuna daha fazla yük yüklememek ölçü alınıyor.Seyyar satıcılar, sergi açıp yolu pisletmesin!Sokakta giderayak alışverişin adresi olan seyyar satıcılar, elbette Türk kültürü ve yaşam tarzının vazgeçilmez bir parçası. Ne var ki, zaman zaman belediyelerin gevşek tutumlar sergileyince, esnaf da ister istemez endazeyi kaçırıyor. Bugün özellikle iş çıkış saatlerinde köprü, kaldırım fırsat bilerek kapaklanan satıcılarla birlikte, dükkanlarıyla yetinmeyip bir sergi de yola açan esnaflara Galata kadılığından bir ferman var: Tophane ve Fındıklı Camii yakınında umumun yolunda olan manav taifeleri dükkanlarında alışverişe kanaat etmeyip dükkanlarının önlerindeki sergiler açarak üzüm sepetleri, kavun ve karpuz koymakla gelip geçene büyük zararları olup umumun yolunu pislettiklerinden bakış açısını kesmek caiz olmadığı fetva kitaplarında...” diyerek uzayıp giden fermandaki hassasiyet keşke bugün de olsa...Seyyar lokantalar bugün de olduğu gibi kaldırımları işgal ediyordu.Dükkanın önünü temizlemeyen bir esnaf, belediyeye karşı gelince...Ekmeklerin iyi pişilmesi için esnaf Ramazan evvelinde uyarılırdı.18 yy.’da at, hamala ait değilse, hamalların iş harici atlara binmesi yasaktı.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue