Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Magazin kazanında pişer bize de bir tabak düşer

$
0
0
Muhteşem Yüzyıl’ın Hürrem’i Meryem Uzerli yorgunluktan tükenip Berlin’de bir kliniğe yatırılmış. Kimine göre Kanuni ile aynı parayı almadığına kızıyormuş, kimine göre katıldığı bir tekne partisinde sevgilisiyle bozuştuğundan bitmiş pili.Yapımcı, set koşullarının gayet iyi olduğunu savunup ‘Tedavini biz üstlenelim.’ demiş de Hürremcik muhatap bile olmamış. Bu durumda blöfü görmekten başka çare kalmamış. Gelecek sezon Hürrem yaşlanacakmış. Yeni sultan Vahide Gördüm olacakmış.Sebepler muhtelifse de, sonuç pek hayırlı olmuş, gökten üç elma düşmüştür:1-Dikkat! Üstlendiğimiz rol bizi usul usul ele geçirip gerçeğimiz olabilir. Misal, ekranda sultansam, kameralar stop etse bile sultanımdır. Üzülmeye gelemem. Arzularım behemehal yerine gelmelidir. Yoksa kızıl saçlarımdan mahrum bırakırım herkesi. Maviş gözlerimi koyarım valizime, çekip giderim Manisa’ya, şehzademin yanına, pardon baba ocağıma. Zatım olmadan ne halt edecekler diye bakınırken dünyanın merkezi kayar gider benden. Alnıma ‘güvenilmez’ damgası vurulduğunda uyanırım rüyadan. 2-Daha önce “batsın bu düzen” diyen oyuncuların hiçbiri Hürrem’in peşinden kazan kaldırmamıştır. Gayet iyi bilinmektedir ki, birinin sinirleri harap oldu diye dizi saatleri kısalmayacak, çalışma koşulları iyileştirilmeyecektir. Arenada sergilenen gösteri ne kadar vahşi olursa o kadar seyirci çeker. Aslanlara meydan okuyan cengaver eksiğimiz yoktur. Aslolan şovdur ve daima devam edecektir. 21’inci yüzyıl işte böylesine muhteşemdir.3-Diziye en baştan karşı olanlar, “oh olsun” diye sevinmesinler. Şimdi kimleri nasıl tükettiklerini sorgulamak düşer herkese. Tabii bir de hayatta talip oldukları rollerin hakimiyetini görmek. Malum, ünsüz mağduriyeti haber değeri taşımaz, veballe yıkılan sahnelerden fazla toz duman çıkmaz. Sadece kölelerimizin hakkından sorumlu değiliz. Kendi nefsimize de zulmedemeyiz.Survivor güzellerinden Fatmagül Fakı, Brezilyalı süpermodel Adriana Lima’ya çok benziyormuş. Hosteslik yaptığı dönemde uçakta Victoria’s Secret için verdiği pozlarla ünlü modeli uyuyor görünce pek heyecanlanmış. Lima uyanınca hostes arkadaşıyla yanına gidip benzerliği onaylatmak istemiş. Lima ise “birazcık!” diyerek benzemezliğe hükmetmiş. Aman ne bozulmuş buna Fatmagül. Haliyle fotoğraf çektirmekten vazgeçmiş.Halbuki Lima, “Aaa aynı bensiniz!” dese hatta “benden bile güzelsiniz” diye hızını alamasa, o da “Estağfirullah Victoria’nın eşsiz meleği, en güzel sizsiniz, başka güzel yok” sözleriyle iade-i iltifatta bulunsa, diğer yolcular “Hem güzeller, hem de mütevazı. Olacak şey değil!” diye hayranlıkla baksalar, ne kadar mutlu olacaktı Fatmagül ve hepimizin gözlerini nasıl da yaşartacaktı. 30 yaşından sonra yakaladığı şöhretin keyfini süren Sharen Stone, fiziğiyle yarı yaşındaki kadınlara taş çıkartıyormuş. Göz kenarlarındaki kırışıklıklara rağmen yüzüne abartılı bir estetik müdahale yaptırmadığı dikkat çekiyor ve formda görüntüsüyle hayranlarından tam not alıyormuş. Sharen’a ne kadar teşekkür etsek azdır. Ona baktığımızda gözlerimize bıçak saplanmadığı için gerçekten bahtiyarız. Keşke Keanu Reeves de onu örnek alsaydı! Maalesef Matrix’in yakışıklı Neo’su 48’inci yaşını olduğu gibi gösteriyormuş. “Yıllara yenildi” başlığıyla verilen habere göre eski halinin yerinde yeller esiyormuş. Oklarla da işaret edildiği gibi göbeği ve gıdısı çıkmış. Hiç olacak şey mi Allahaşkına? Bize bunu nasıl yaparsın Neo? Gençlere böyle kötü örnek olmaya ne hakkın var senin bakayım!Filiz Akın, babasının kendisini hiç sevmediğini söylemiş. Annesi, babasının sevgi açığını kapatmak için küçük Filiz’e tapmış. Çok soylu, çok varlıklı birilerinin çocuğu olmamasına rağmen, ucuz malzemelerle onu süsler, saçlarını maşayla kıvırır, bir prensese çevirirmiş. Ama bir babanın prensesi olmak nedir bilmiyormuş. Kemanını kızına tercih ettiğinden babasını hiç affetmemiş. İnsan düşünmeden edemiyor. Küçük kızlara prensesmiş gibi davranmak onları ebedi bir mutsuzluğa mahkûm etmek midir acaba? Bu algı erkenden benliğe yerleşince, hayat boyu herkesin prensesi olmak için mi uğraşılır ve bu mümkün olamayacağından daima hüsrana mı uğranılır?Avrupa, ikinci Prenses Diana vakasıyla çalkalanıyormuş. Bu kez olay Monaco’da geçiyormuş. Prens Albert iki yıl önce evlendiği Charlene Wittstock tarafından aldatılmış. Daha doğrusu böyle bir dedikodu varmış. Çünkü prenses ‘Kermese gidiyorum’ dediği gün bir rugby oyuncusuyla tenis maçında görüntülenmiş.Haber doğruysa da vah vah, yanlışsa da vah vah Prenses’e... Dünya, bir prensesin seçimlerine daima saygı göstermesi gerektiğini öğrenemediği için kim bilir ne kadar üzgündür. Prenses olmanın zorluklarını anlatan bir kitap yazsa da neler çektiğini anlasak diyeceğim ama kraliyet geleneklerine uymaz. Ne zaman ki istifa eder prenseslikten... Yok o da mümkün değil. Bir köşede kıstırırlar o vakit de, müphem ölümlere gark ederler. En iyisi taç başına konmadan uzaklaşmak olay mahallinden. Saray’dan kız kaçıran bir yakışıklı bulunur elbet...Uğradığı silahlı saldırının ardından hayata tutunan İbrahim Tatlıses, Twitter aracılığı ile hayranlarına demiş ki, “İnanın çok iyiyim. Düşünsene arkadaş, nefes alıyorsun. Ayaktasın. Konuşuyorsun. Yemek yiyorsun... Ve yaşıyorum. Bu yüce Allah’ın bir lütfu değil mi? Daha ne olsun? İlk 20 gün pipetle su içtim ya şimdi lıkır lıkır içiyorum. Çekmeyenler bilemez. İlk 3 ay yatakta oturamadım. Kaslarım güçsüzdü. Sağa sola yıkılıyordum. Sol bacağımı kaldırdığım gün bayram ettik. Allah’ıma şükür.” Lıkır lıkır su içmenin, sağa sola kaykılmadan ayakta durabilme ve adım atabilmenin şükrü için onları bir süreliğine kaybetmek mi gerekiyor acaba? Bir ünlünün şahsında milyonlara ne güçlü bir hatırlatmadır? Bu İlahi denklem, nasıl da çok bilinmeyenli düzenlenmiştir; ne çok x’i, y’si ve z’si vardır. Çözümünü kolaylaştır ya Rab! *Oya Aydoğan “Müslüm bana çok âşıktı, sette peşimden ayrılmıyordu.” demiş, Muhterem Nur buna çok içerlemiş, “34 sene önce olan bir macera Müslüm öldükten sonra mı çıkıyor? Hayret bir şey! Reklam yapmak için eşimin ölümünü mü beklediler?” diye isyan etmiş... E yani, haksız mı diyerek Muhterem Hanım’ın acısını daha da büyütmeyelim. Müslüm Baba’nın değerli eşine diyelim ki Oya Aydoğan’ınki gibi densiz bir kalp taşımadığınıza şükredin lütfen. Ya onun dili sizde, sizinki onda olsaydı? Siz o güzel susuşlarla koruyageldiğiniz gönlünüzü ferah tutun. Gazeteciler “O bunu demiş, ya siz?” dediğinde kapatın yüzlerine telefonu, mikrofonlara boş boş bakın. Eşinizin “Bırak bu pis dünyayı, gel benim haracımı ye.” dediği günün hatırası yeter size. Aman Muhterem Hanım, aman! Petek Dinçöz, umreye gidip döndükten sonra haftada 7 gün spor yapmaya başlamış, hayatında tembelliğe yer yokmuş. Uyku bile zaman kaybı gibi geliyormuş. Enerji patlaması yaşadığından “Hayatıma girecek erkeğe kolaylıklar diliyorum” diyormuş. Merak ediyormuş o muhayyel sevgili kendisine nasıl yetişecekmiş? “Sanatçıların” kendilerini pazarlama yöntemlerine bayılıyorum! Bu meydan okumaların bir bedeli olduğunu öğrenmeye zamanı olmamış Petek’in. Dünyanın en tembel, en miskin adamını hayatına alırsa hiç şaşırmasın. Sporu yakında bırakırsa, bin mumdan gözleri yanıp da bir mumla yetinmek zorunda kalırsa... Hayatın neresine saldırırsan, oradan darbe alırsın Petek Hanım. Demedi deme sakın!

Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue