Osmanlı Devleti 150 yıl Macaristan topraklarında hüküm sürmüş. Estergon, Zigetvar, Mohaç, Budin, Vişegrad ve Gül Baba Türbesi ile bize o kadar tanıdık ki... Başkent Budapeşte'de tarihe ve bugüne küçük bir tur attık. Gördük ki Tuna Nehri'nden çok sular akmış.Macaristan, Orta Avrupa’da 10 milyon nüfusa sahip bir ülke. Başkenti Budapeşte. Şehrin en güzel seyredildiği noktalardan biri Budin Kalesi. Kalenin içinde fetih sonrası cami olarak hizmet veren bir kilise var. Burada Kanuni Sultan Süleyman namaz kılmış. Mimari yapısında İslamî çizgiler hissediliyor. Kalenin olduğu tepeden Tuna Nehri, parlamento binası, Zincirli Köprü, Margit Adası ve daha pek çok yer net olarak görülüyor. Budapeşte, Tuna Nehri etrafına kurulmuş. Boğaziçi Köprüsü’nde olduğu gibi nehrin etrafı tarihi binalarla dolu. Tuna’nın üzerinde başkentin iki yakasını birbirine bağlayan çok sayıda köprü var. Her birinin mimari açıdan ilgi çekici özellikleri bulunuyor. Ercebet Köprüsü bizim Boğaz köprülerimizin küçültülmüş hali gibi. Nehir seviyesinden 140 metre yükseklikteki Gellert Tepesi yine şehrin en güzel manzaralarının seyredildiği mekânlardan. Macaristan, 1999 yılında NATO, 2004’te de Avrupa Birliği üyesi oldu. Euro’yu kullanamayan ülkelerden. Kendi para birimi forint. 285 forint 1 Euro ediyor. Öğretmen maaşları 300-400 Euro arasında değişiyor. Bir profesör aylık 500 Euro civarında para alıyor.Başkent Budapeşte, coğrafi konumu ve tarihi eserleriyle Avrupa’nın en güzel şehirlerinden. Macaristan’ın en büyük ve en gelişmiş şehri. Ülkenin adeta kültür ve sanat merkezi. Yaklaşık 2 milyon nüfuslu şehir, Batı Avrupa şehirleriyle kıyaslanırsa oldukça hareketli. Gece-gündüz caddeler, sokaklar, park ve bahçeler, kafe ve lokantalar sürekli dolu.Macarların ‘Höşökter’ diye adlandırdıkları Kahramanlar Meydanı, şehrin en büyük meydanlarından. Dev heykel ve anıtların bulunduğu meydan, şehrin kalbi mahiyetinde.Salça yerine toz biber kullanılıyorBize gezi boyunca Macaristan Gaziantep fahri konsolosumuz Bahaeddin Nakıboğlu ve Prizma Eğitim Vakfı Başkanı Mahmut Eyüp Günel eşlik ediyor. Hep birlikte Çarnok pazarına geliyoruz. 1884’de faaliyete geçmiş tarihi bir pazar burası. Turistler kadar yerli halk da bu pazara ilgi gösteriyor. Çünkü buradaki ürünlerin fiyatları diğer yerlere göre daha uygun. Macaristan deyince ilk akla gelenlerden biri de biber. Macarlar, biberi çok seviyor. Yemeklerinde salça yerine toz biber kullanıyorlar. Pul biber bizdeki gibi değil. Burada toz biber kullanılıyor.Pazarda dolaşırken meşhur Macar salamlarını görüyoruz. Domuz eti bu ülkede çok tüketildiğinden salamlar da domuz etinden. Macaristan’da kaz ciğeri de çok meşhur. Kazları çok iyi beslediklerinden bir kazdan 700 grama kadar ciğer aldıkları oluyormuş. Hatta kaz iyi beslensin diye yiyecekleri huniyle direkt kazın midesine indiriyorlar!Tuna’yı tekneyle geçmekDünyanın en güzel nehirlerinden Tuna’da tekne turu çok popüler. İnsanlar kuyrukta bekliyor. Turları yaklaşık bir saat sürüyor. Buda ve Peşte’nin ortasından akıp giden Tuna’da tekne seyahati çok keyifli. Yolculuk esnasında birçok farklı dilde şehir anlatılıyor. Kulaklıklarımızı takıyoruz ve Budapeşte’nin tarihi ve doğal güzelliklerini Türkçe dinliyoruz. Eskiden nehrin iki yakası ayrı şehirmiş; Buda ve Peşte. Başkentin Peşte kısmı şehir merkezinin daha yoğunlaştığı yer. Nehrin ortasında bir ada var; Margit. Yemyeşil, muazzam bir ada. İsmini kralın kızı Margit’ten alıyor. Anlatılanlara göre Macar kralı, kızı Moğol saldırılarıyla karşılaşmasın diye Tanrı’ya adar ve Margit Adası’na gönderir. Tek başına yıllarca bu adada yaşar Prenses Margit. İki köprüyle başkente bağlı ada, botanik bahçesi gibi. Şehir sakinleri akşam üzerleri ve hafta sonları spor yapmak, çocuklarıyla gezip dolaşmak ya da piknik yapmak için geliyor. Tuna’nın ortasındaki adanın uzunluğu 2 buçuk kilometre, genişliği ise 500 metre. Adadan şehir merkezine geri dönüyor ve St. Mihail Kilisesi’ne ulaşıyoruz. Bu kilise Osmanlı döneminde cami olarak kullanılmış. Şimdilerde camiden geriye sadece mihrap kalmış. Aslında Osmanlı döneminde çok sayıda cami varmış şehirde. Evliya Çelebi’ye göre Macaristan’da 25 cami, 47 mescit, 12 medrese, 16 mektep, 2 hamam, 8 kaplıca, 9 han, 1 saat kulesi ve bir de bedesten var. Aslına bakarsanız şehir 1686 yılında İtalyan bir ressamın Budin resminden de oldukça farklı.
↧