Amerika'daki girişimciliğin ilkokullar seviyesine kadar indirilmesi düşünülürken, Türkiye'nin hâlâ bu kulvarda emekliyor olması düşündürücü. Mehmet Şen'in bahsettiği startup girişimciliğin burada da yeşermesi için bazı tohumların şimdiden serpilmesi gerekiyor.
Dünyadaki yaygın temayüller içinde ve batılı ülkelerin kıyasıya teşvik ettiği girişim mecralarının başında “start-up” geliyor. Dilimizde bu İngilizce tabire tam karşılık gelecek bir kelime henüz türetilebilmiş değil. Ancak Başkan Obama'nın “Gençler, teknolojiyi sadece kullanmakla yetinmeyin, kendiniz de bir şeyler bulmanın peşinde olun.” diyerek teşvik ettiği girişimcilik dallarından biri. Amerika'da yaşayan Mehmet Şen de bu girişimcilik metodu üzerine kafa yoranlardan. Yüksek lisans öğrenimini ABD'de tamamladıktan sonra bilgi işlem teknolojileri alanında çalışmalarını devam ettiren Şen, start-up girişimcilik üzerine yazılar kaleme almış. Silikon Vadisi merkez olmak üzere dünyanın farklı yerlerinde gözlemlediği bu tarz teşebbüsleri Türkiye merceğinde toplamış ve tespitlerini 2kere2beseder.com adlı bloğuyla internet okuyucusuna sunmuş. Bu makaleler, Level Kitap tarafından “Nasıl Başardılar? Yeni Ekonominin Yapı Taşları” adıyla kitaplaştırıldı.
Yurtdışında ve Türkiye'deki bazı girişimcilerin kurdukları şirketler için tıklayınız..
İşe girişmek değil, Start-up
Mehmet Şen'in “Her start-up bir girişim sayılabilir ama her girişim bir start-up değildir” diyerek tanıtmaya çalıştığı bu metodunun ana vatanı Amerika Birleşik Devletleri. Dünyada son on senede ismini duyurmuş Facebook, Twitter, Instagram, YouTube, WhatsApp ve Uber, hep bu girişimciliğin ürünü. Bu tarzda teşebbüsler büyük pazarı ve normal şirketlerden farklı olarak iş planını değil iş modelini hedefliyor. Mustafa Şen'in tabiriyle “yeni girişim” veya “özgirişimcilik”in yapılabilmesi için bazı şartların oluşması gerekli. Startup iki veya üç girişimci ile başlatılıyor ve “early adapters” denilen erken benimseyici kitle sayesinde ortaya atılan fikirler hemen yön alabiliyor. Bu aşamada müşteriyle doğrudan etkileşime geçilerek minimum ürün hasılatı meydana çıkıyor. Onlardan gelecek geri dönüşler sayesinde girişimin ileride yaşayacağı muhtemel kazalar engellenebiliyor.
Startup'ın ortaya çıkabilmesi için mevcut şartların iyi gözlenmesi ve insan odaklı bir ihtiyacın giderilmesi gerekiyor. Yoksa buna tam anlamıyla dereyi görmeden paçayı sıvamak demek lazım. Mehmet Şen'in ifadesiyle startup'ın daha çok ortaya çıktığı yerler metropoller gibi büyük yerleşim birimleri.
Ancak henüz neşvünema bulan startup girişimi de diğer birçok girişim tarzı gibi sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Bunun için yalnızca büyük silikon vadileri gerekmiyor. Startup atılımları kuluçka ortamını bulabildiği fikir ortamlarında, beyin fırtınası yapabilecek insanların yetiştirilmesi ve onlara müsait hareket alanı temini edilmesiyle ortaya çıkıyor. Mehmet Şen'e göre mayanın tutabilmesi için fikir sahiplerinin önce kendisi gibi birini ikna edebilmesi gerekiyormuş. Ondan sonra sermaye sahiplerine gitmek, hem kişinin kendisi hem de fikrin selameti için iyi olacaktır. Hemen beyan etmede fayda var ki, bazı fikirler bazen ilk aklına gelenin değil başkalarının elinde de vücut bularak insanlığa hizmet edebiliyor. Bu da kaderin bir cilvesi…
Üç senelik bilgi bütün insanlık tarihine denk
Mehmet Şen, bu işin Amerika'da ilkokul talebelerine dahi aşılanmasının hedeflendiğini söylerken, Türkiye'deki fikir sahiplerine de rakibi iyi tanıma ve yeni eğilimleri yakından takip etme tavsiyesinde bulunuyor. Tabii, bu sadece fikir sahipleriyle sınırlı bir durum değil, elinde sermayesi bulunanların da geek diye tabir edilen dâhilerle daha sıkı temas halinde bulunması lazım. Mehmet Şen'in dikkati çektiği noktalar arasında “drone”, “3D Yazıcılar” “Bulut depolama” ve “Big Data” alanları geliyor. Mesela Amerika'daki bazı şirketler “drone”ları pervaneli posta dağıtıcıları, helikopterli halk otobüsü ve oyuncaklar üzerine çalışıyorlarmış. Üç boyutlu yazıcılar ise her evde bir fabrika kurma imkanı sunduğundan bazı sınırlamalara maruz kalmış. Teksas eyaletinde kendine silah yapan bir gencin haber olması, Amerikan mecralarını bu teknoloji alanında bazı tedbirler almaya itmiş. İnternete girilen bilgileri tasnif ve işleme üzerine geliştirilen Big Data araştırmacıları da bu noktada büyük önem arz ediyor. Örneğin, IBM'nin 2012 senesinde yaptığı araştırmaya göre son iki yılda internete girilen bilgi miktarı tüm insanlık tarihindeki hesaplanabilir bilgi akışından fazla. Bu noktada şirketlerin bilgi değerlerini eşleştirerek insanların neleri, nerede ve nasıl sevdiği hesaplanabiliyor ve buna göre projeler geliştirilebiliyor.
İşin Türkiye tarafı da biraz ilginç: Mehmet Şen, startup alanında özel girişimcilerin sağlam işler yaptıklarını ancak medyanın buna gerekli alâkayı göstermediğini ifade ediyor. Rastladığı bazı girişimcilerin şubat ayında Antalya'da yapılacak “Very Best of Eurasia's Startups & Investors”tan habersiz olmalarını dahi şaşırtıcı buluyor.