Kış kapıda... Havalarsa bir açıp bir kapıyor. Değişken hava şartları nedeniyle üst solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma oranında ciddi bir artış görülüyor.
Özellikle kış ayları, anne adayları ve doğmamış bebekler için her türlü riskten korunmaları ve sağlıklı bir hamilelik dönemi açısından oldukça önem taşıyor. Hamilelik gibi bağışıklık sisteminin korunmasının önemli olduğu bir dönemde, anne adaylarının daha dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Central Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Yaren Tuba Bektaş, üst solunum yolu hastalığına yakalanan anne adayları için önerilerde bulundu.
Grip ile soğuk algınlığını karıştırmayın
Sonbahar ve kış aylarında doğada mikropların görülme sıklığı artar. Özellikle kapalı alanlarda (işyeri, okul, kreş, vb.) uzun süre kalma, havalandırmanın iyi olmaması, soğuk nedeniyle vücudun direncinin düşmesi, sigara dumanı, düzensiz ve yetersiz beslenme gibi etkenler üst solunum yolu enfeksiyonlarının görülme sıklığını artırır. Normal kişilerde bile oldukça rahatsızlık veren bu tür sorunlar, gebelik döneminde daha fazla sıkıntı oluşturabilir. Anne adayları bu dönemde bebekleri için daha fazla endişe duyabilir. Soğuk algınlığı ve grip çoğu zaman birbirinin yerine kullanılsa da aslında farklı durumlar. Bu iki hastalığa da farklı tipte virüsler sebep olur. Soğuk algınlığı daha çok burnu etkiler. Anne adayında burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, gözlerde kızarıklık, hafif boğaz ağrısı, kulak ağrısı ve hafif öksürük olabilir. Ancak bu şikayetler şiddetli değildir ve sıklıkla ayakta atlatılabilir. Gripte belirtiler daha şiddetli olup vücudun diğer bölgelerinde de farklı şikayetlere neden olabilir. Özellikle ateş, titreme, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, soluk almada güçlük, baş ağrısı, tüm vücudu etkileyen kas ağrısı, halsizlik ve iştahsızlık görülebilir.
İlaç kullanımına dikkat!
Soğuk algınlığı ve grip gibi viral enfeksiyonlarda belirli bir ilaç tedavisi yoktur. Bu hastalıklar genel olarak istirahat, bol sıvı alımı, vitamin takviyeleri ve belirtilere göre ağrı kesici, ateş düşürücü ilaçlarla tedavi edilir. Bu ilaçların hiçbiri doktora danışmadan kullanılmamalı. Bunlarla birlikte yine gebeliği etkilemeyen burun spreyleri ve öksürük ilaçları eklenebilir. Antibiyotikler sadece sinüzit, bronşit ya da zatürre gibi bakteriyel enfeksiyonun eşlik ettiği durumlarda kullanılır. Bu hastalıkların anne adayına bulaşması damlacık enfeksiyonu şeklinde olur. Virüslü olan kişinin hapşırması halinde, çok sayıda virüs hava yoluyla diğer kişilerin dış ortama açılan ağız, burun, göz gibi alanlarından enfeksiyonu oluşturur. Virüsün bulaştığı kişiler, 2 gün süreyle kendileri de bulaştırıcı olur. Hastalarda ilk belirtiler olduğunda, bulaşıcılık daha fazladır. Bulaşma temas halinde bile gerçekleşebilir. Bu nedenle gebelerin, özellikle kış aylarında kalabalık ve kapalı ortamlardan uzak durması gerekir. Ayrıca eller sık yıkanmalı. Düzenli uyku, stresten uzak kalma, vitamin içeriği yüksek taze meyve ve sebzelerle beslenme, vücut direncini artırarak korunmayı sağlar.
Yumurta alerjisi olan gebeler aşı yaptırabilir mi?
Grip aşısı, canlı virüs içermeyen, hamilelikte ve emzirme döneminde kullanılabilen güvenli bir aşı. Salgın mevsimlerinde ya da şeker hastalığı, astım gibi yüksek risk faktörü olan gebelere ilk trimester sonunda, iki ya da üçüncü trimesterde aşı yapılabilir. Bununla birlikte annede gelişen antikorlar bebeğe de geçerek hayatının ilk aylarında bebeği de gribe karşı korur. Aşı için en ideal dönem, ekim ya da kasım aylarıdır. Aşı sonrası koruyuculuğun başlaması için 1-2 haftaya ihtiyaç vardır. Grip aşısının enjeksiyon alanında şişlik, lokal hassasiyet, hafif ateş, halsizlik, nadiren alerjik reaksiyon gibi yan etkileri olabilir. Aşı hazırlanırken yumurta kullanıldığı için yumurtaya alerjisi olan gebeler de aşı olmamalı.