Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Dünyayı gezerken kendini arıyor

$
0
0

Hali vakti yerindeyken, her şeyi geride bırakıp dünya turuna çıkan Angela Maxwell'in hikâyesi basit bir maceraperestin hatıratından ibaret değil. O kollarını tabiata dolamış, ruhunu keşfetme peşinde bir Amerikalı seyyah...

Bir buçuk sene evvel evini barkını ve sevdiklerini geride bırakıp yeryüzünü dolaşmaya başlayan Amerikalı Angela Maxwell'in seyahati basit bir gişe filmi macerasından çok öte bir felsefeye dayanıyor. Tüketim mekanizmalarının damarlara zerk edildiği böyle bir devirde, yalnız tekerlekli bir seyahat çantası eşliğinde seyahat etmek elbette harcıalem bir cüret değil. Bu sergüzeşte bir de kadın başına yürüyerek çıkmak da cesaretin cabası. Amerikalı seyyah, dört kıta üzerinde ülke ülke gezdiği yürüyüşüne hayatın sert yüzünden sıyrılmak niyetiyle başlayanlardan değil; bilakis, bu işe huzuru kalp ile insan tabiatını keşfetmek üzere kalkıştığını söylüyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin Oregon Eyaleti'nde bir sağlık danışmanı, fizyoterapist olarak çalışırken, dünyayı dolaşma fikrini kafasına koymuş. Ancak arzın çevresini dolaşma fikrini, hayata tatbik etme işini kolayca halledememiş. Maxwell, uzun bir zaman boyunca, bu gezi için manevî; bir hazırlık dönemi geçirmiş. Nihayet ilk menzilini 40 günde tamamlamış. Bir okyanus kıyısından öbürüne uzanınca, dünyayı dolaşma fikri de şekillenmiş kafasında. Amerikalı Kadın Seyyah, adım adım gezdiği ülkelerde dinlenerek ve oranın atmosferini teneffüs ederek ziyaret ediyor. Kimi zaman büyük şehirlere uğruyor, kimi zaman in cin top oynayan tekinsiz vadilerden geçiyor. Hem şehirli hem dağ köylerindeki insanlarla temas etmenin insana ne denli âli hisler kazandırdığına inanırken, büyük tehlikeler atlattığı da kuşkusuz bir gerçek. Ancak genelde fena hadiselerle duyduğumuz bu tarz yolculukta kendisi, kaza olduğu kadar olağanüstü hadiselere de şahitlik etmiş. Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeye de niyeti olmadığını ifade eden Maxwell'i güzergâhı üzerindeki Türkiye'de bulduk ve sorduk: “Nereye gidiyorsunuz?”

Bir çöpü 40 km taşıdım

Sükûnet içinde yeknesak devam eden bir hayat sürmekteyken, kendi ruhunu ve tabiatı keşfetme arzusuyla başlamış her şey. Aklına ilk geldiği zamandan yolculuğa çıkana kadar geçen sürede pek çok defa fikrinden vazgeçecek olmuş. Sonra içindeki müthiş cazibeye kapılarak yollara düşmüş. Onunla Taksim'de buluştuğumuz vakit, çeşitli haz peşinde rüzgâr nereye eserse oraya gidenlerden sanmıştık. Lakin anlattıkları, onun bir belgesel mahiyetinden çok şahsî; bir yolculuğa çıktığını gösteriyordu. Tabii ki müşahede ettiği iklim, coğrafya, insanlar ve hayvanlar geçen bir buçuk senede kendi üzerinde büyük tesir etmiş. Kuzey Amerika kıtasını bir baştan öbür yakasına bağladıktan sonra Avustralya kıtasına geçmiş. Burada uçsuz bucaksız sahraları korku duymadan ve geceleri sığındığı çadırında geçirmiş. Büyük firmalardan sponsor teklifleri gelse de kabul etmemiş. Mali desteğini kendisi ve internet üzerinden yapılan bağışlarla sağlıyor. “İsraf etmiyorum.” diyor ve Yaratıcı'nın insana sunduğu nimetlerle kuvvet bulurken, doğayı incitmemeyi de şiar edindiğini ifade ediyor. “Çöl ortasında yediğim bir yemeğin çöpünü kırk kilometre taşıdığım oldu.” diyor. Talep ettiği vize 30 gün içinde çıkarsa, ülkeyi bir baştan ötekine kadar yürüyormuş. Avustralya, Vietnam, Moğolistan'ı dolaşan gezgin, sonrasında Gürcistan'a geçmiş. Ardından ise tüm Karadeniz kıyılarını geçerek İstanbul'a erişmiş. Beş sene devam edecek yürüyüş kulvarında sırada Güney İtalya, Avrupa içleri ve Grönland var.

Çölün ortasında yoldaş olan köpek

“Bu benim yaşadığım en muazzam imtihan. Ancak bundan ziyade kendi gönlümün sesini dinlemeyi öğreniyorum.” şeklinde bir vecizeyi kendine şiar edinen Amerikalı kadın gezgin, bu yazıyı da şahsî; web adresine levha yapmış. Teknolojinin velinimet olduğu günümüzde, Maxwell gezdiği yerleri gerek kalemle gerek video ile tek tek kayıt altına almış. Shewalkstheearth.com adresi üzerinden hangi bulutun altında gezdiği, hangi ağacın altında dinlendiği, hangi çeşmeden su içtiğini görebilmek mümkün. Yolculuğu esnasında küçük hikâyeler kaleme almış, zihninde hazmettiklerini de zaman zaman konferanslarla paylaşıyor. Buradan kazandıklarını kadın yardımlaşma dernekleriyle paylaşan seyyahın başından elbette istenmeyen hadiseler de geçmiş. Avustralya çölünde, kum fırtınasına tutulmuş, Moğolistan'da kar fırtınası altında kaybolmuş ve elbette yalnız başına gezen bir kadının başına gelecek muhtemel tecavüz vakası. Maxwell, Moğolistan'da çadırını kurduğu ıssız bir vadide saldırıya uğrar. Uzun süren çırpınma ve boğuşmanın ardından kurtularak, yakınlarda bulunan bir aileye sığınır. Çölün ortasında çadırını bulan bir köpeğin kendisine nasıl yoldaş olduğunu, Vietnam'da yakalandığı deng hummasından zayıf düştüğü yağmurlu bir günde, yaşlıca bir kadının kendisini yoldan alıp ağırladığı günü unutamamış. “Beni bir kenara çekip avurtlarıma ve başıma masaj yaptı. Hayatımda o kadar büyük rahatlık hissettiğim başka bir zaman dilimi hatırlamıyorum.” diyor. Maxwell ayrıca Karadeniz'i boydan boya gezdiği günlerde yine orta yaşlı bir teyzenin kendisine avuç dolusu incir vermesini de unutamamış.


Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue