Tecrübesiz anneler, bebek biraz huzursuzlansa ne yapacağını şaşırır. Her tavsiyeye uyacak kadar çaresiz kalır bazen. Girişimci Dr. Serpil Poyraz da öyle yaptı. Kuzenini dinleyip kızına kehribar kolye tasarladı. Sonuçtan memnun kalınca kendi markasını kurdu. Şimdi başka annelerin imdadına koşuyor.
Diş çıkaran bebeğin derdini çeken bilir. Ağrı, bebeği zembereği boşalmış oyuncağa dönüştürür. Ne susmak bilir ne dur durak. İşte Dr. Serpil Poyraz, işini kızı Elif'in kâbusa dönüşen diş çıkarma günlerine borçlu. İstanbul Üniversitesi işletme bölümünden mezun olur olmaz finans sektöründe çalışmaya başlar. Bir yandan da akademik çalışmalarını sürdürür. Kariyer basamaklarını tırmanırken bir bebeği dünyaya gelir.
2011 senesini her anne gibi kızının üzerine titreyerek geçirir. Organik bebek elbiseleri, katkısız mamalar, gazı azaltan çaylar ilgi alanına girer. İlk diş damakta kendine yer açadursun Elif'in huysuzluğu katlanılmaz hale gelir. Onu susturamayınca çareyi birlikte ağlamakta bulur tecrübesiz anne. Derken İsviçre'deki kuzeninden gelen telefon Tots&more markasının da temelini atar: “Kehribar kolyesi almazsan onunla baş edemezsin.” Poyraz, hemen söyleneni yapar. Dişler inci gibi ağrısız sızısız dizilir. “Bu kolyeden diğer anneler de faydalanmalı.” diyerek kolları sıvar Serpil Poyraz. Küçük bir ekip kurar. Litvanya'dan Baltık kehribarı, nam-ı diğer amber getirtir. Annelerin gönül tahtına kurulur diş kolyesi. Türkiye'de elektronik ticaret yüzde beşlerdeyken sosyal medya üzerinden müşteri bulmayı başarır.
Fosil mi, taş mı?
Müteşebbis, bugünün tecrübeli annesi Serpil Poyraz'a “Kehribar nedir ve nasıl fayda sağlar?” diye soruyoruz. Sanılanın aksine kehribarın taş değil, organik yapı olduğunu söyleyerek bildiklerinizi ilk cümlede unutturuyor: “Kuyumcularda bile doğal taş olarak görürüz ama reçinedir amber. Toprak altında kalıp, kimyasal yapısı farklılaşan fosil özü diyebiliriz.” Kendisinin izahı bize şair Furkan Çalışkan'ın “Ne var ki gerçek, kehribarda sıkışan böcekler gibi, görürsün ama dokunamazsın.” dizesini hatırlatıyor. Gülümseyerek “Şair haklı, böcek, ağaç, mikroorganizma zamanla sertleşerek kehribar oluyor.” diyor. Zaten şifa da bu bileşimden geliyor. İbn-i Sina'nın öğüterek ilaç olarak kullandığını, Avrupa'da ve Uzakdoğu'da asırlardır hastalıklarla mücadele için tüketildiğini anlatıyor.
Bu topraklarda en çok tesbihiyle ünlense de kolye, bileklik ya da yüzük olarak kullanıldığında ağrıyı kestiğini aktarıyor Poyraz: “Doğal antibiyotik olarak biliniyor. İçinde doğal olarak bulunan asit, kehribar boncuğu 27 derece sıcaklığa ulaştığında açığa çıkar. Bu tam da, kehribardan yapılmış kolye, bilezik, halhal ya da kolye ucunun tenle teması sırasında oluşan sıcaklık.”
Kan dolaşımına karışıyor, ağrıyı kesiyor
Evlat sahipleri bilir. Bebekler diş çıkarırken vücut ısıları oldukça yükselir. Bebek diş kolyesini taktığında, vücut ısısı kehribarın içindeki şifalı yağları açığa çıkıyor. Böylece cilt tarafından emilerek kan dolaşımına karışıyor. Kehribar taş olmadığından, sıcak ve yumuşak bir dokusu var, bebekleri asla rahatsız etmiyor. Poyraz, bugüne kadar bini aşkın ailenin hayır duasını almış. Sevenleri o kadar fazla ki, çocuğunun gülerken dişini gören anne, hemen bir fotoğraf çekiyor, ona yolluyor. Albümler dolusu “Dişim çıktı Serpil Teyze” pozu arşivlenmiş bile.
Kehribarın en iyisi Baltık
Geleneksel kehribar boncuklarından yapılan takılar diş çıkarmanın yan etkileri olan ağrı, iştahsızlık, mide bulantısı, kulak ağrısı, ateş ve soğuk algınlığı gibi rahatsızlıkların giderilmesinde tedavi edici özelliğe sahip. Zaten antiinfalmatuvar (iltihap sökücü) ve tedavi edici özellikleri, klasik tıp tarafından da kabul ediliyor. Ancak bu etkiyi sünsinik asit oranı belirliyor. Dünyanın en bileşimi kuvvetli amberi Litvanya'dan çıkıyor. Bu yüzden marka, onu tercih ediyor. Serpil Poyraz, yetişkinlerin de ürünleri kullanabileceğini şu sözlerle izah ediyor: “Sadece bebekler için değil, bu özellikleri ile yetişkinlerin de imdadına yetişir. Migren, guatr, astım, bronşlarla ilgili iltihabik durumlar, sindirim sistemi rahatsızlıkları hatta romatizmaların tedavisinde de kullanılmaktadır. Dikkat edilmesi gereken, ağrı neredeyse kehribarın o bölgeye konulması ve ağrının büyüklüğü ile orantılı ebatta olması gerektiğidir.”
“Kaşığa dişi çarpınca ikna oldum”
Bebeği ilaç olmadan tuvalete çıkmayan da, ağlamaktan uyuyamayan da taktıktan bir saat sonra ilaçsız tuvalete çıkamayan da yavrusu iyileşince Serpil Poyraz'ı arıyor. Genç ve çalışan bir annenin hikâyesini bizimle paylaşıyor. Günlerce çocuğunun gaz ve diş ateşi sebebiyle gözüne uyku girmez. Bir arkadaşının tavsiyesiyle kehribar kolye alır. Ancak hiç ümidi yoktur. Huysuzluğu azalan bebeğinin dişlerini çoktan çıkardığını, kaşığa vuran diş sesiyle anlar. Kurban Bayramı'nda Serpil Poyraz'ın telefonu hiç susmamış. Oğlunun kolyesini kaybeden hanımefendi, kendisinden yardım ister. Çocuğunun huysuzluğunu anlatır. Bayram dolayısıyla kapalı olan ofis bu istek üzerine açılır, bebek rahatlar.