Doğu Karadeniz'in tek adası Giresun Adası, yıllardır karşıdan seyrediliyordu. Şimdilerde ise tekne turu yolculuğuyla bizzat ayak basılıyor. Hakkında pek çok efsanenin anlatıldığı adada görülecek çok şey var.
Tekneyle yapılan her seyahat güzel hisler uyandırır yolcusunda. Hele ki gidilecek mekân turistik ise değmeyin keyiflere… İşte biz de tam bu hislerle yol aldık Karadeniz'in hırçın mavisinde. Güzergahımız, yüzyıllardır ziyarete kapalı olan Giresun Adası. Mekân, henüz geçtiğimiz aylarda düzenlenmeye başlanan tekne turuyla kabul etmeye başladı doğaseverleri.
25 dakika süren yolculukta bir yandan denizin seyrine dalarken bir yandan da ada hakkında bilgi edinmeye çalışıyoruz. 40 bin metrekare alana sahip ada, Doğu Karadeniz'de tek. Hakkında pek çok efsane anlatılıyor. Amazonların ve birçok kavmin yaşadığı adada mitolojik çağlara ait kalıntılar olduğu söyleniyor. Adada bizi savaşçı kimlikleriyle bilinen amazon kostümlü insanlar karşılıyor. Mızrak ve oklarla birkaç dakikalık gösteri yapıyorlar. Bir anda kendimizi milattan önceki çağlarda yaşıyor gibi hissediyoruz. Gösteri sonrasında görevlilerin rehberliğinde gezinti yapabileceğiniz gibi serbest olarak da dolaşabiliyorsunuz.
Adanın sahibi martılar
Gezinti sırasında dikkatinizi ilk martıların çekeceği muhakkak. Zira o kadar fazlalar ki hem sesleri hem de sayıları itibarıyla bir anda adanın sahibinin onlar olduğunu düşünüyoruz. O esnada öğreniyoruz ki martı, karabatak ve yabani göçmen kuşların hem üreme hem uğrak yeriymiş burası. Küresel koruma altında olan yaklaşık seksen kuş türüne ev sahipliği yapan ada, kuş gözlemciliği için de önemli bir nokta.
Defne ağaçlarından dökülen yaprakların hışırtısında ilerliyoruz. Adanın doğu tarafındaki antik çağlardan kalma Hamza taşı, tapınak yeri, mabet harabesi, surlar ve gözetleme kulesi görülmesi gereken detaylardan.
Hiç duymadığınız kadar mitolojik hikâyenin anlatıldığı ada, yabancıların da dikkatini çekmiş olmalı ki 1984 yılında BBC Televizyonu, 12 kişilik bir ekiple adayı ziyaret etmiş. Tim Sever yönetimindeki araştırma grubu bir efsanevî; yolculuğu canlandırmış. National Geographic dergisinin de bulunduğu bu seyahatin belgeseli yapılıp ada tüm dünyaya tanıtılmış.
Meraklısı için şu bilgiyi de verelim: Adada şimdilik bir şeyler yiyip içebileceğiniz bir mekân yok. Ancak teknede balık ekmek yiyebileceğiniz gibi adada piknik de yapabilirsiniz. Tabii ziyaretinizi sıcaklığın yüksek olduğu bir günde yapmamanızı tavsiye ederiz. Zira adada Akdeniz iklimi hâkim, Karadeniz'in nemli havasıyla birleşince sıcaklık epey hissediliyor.
Beş günde 2 bin ziyaretçi
Dört bin yıllık bir tarihî; barındıran Giresun Adası, yaklaşık 15 yıldır ‘yerli Robinson Crusoe' diye bilinen, belediyeden emekli işçi Hasan Başer tarafından gönüllü olarak korunuyordu. Adanın bu yıla kadar ziyarete açılmaması, içerisindeki kuş türlerine zarar gelmemesi, doğal yapının zarar görme ihtimali ve bölgenin sit alanı olmasından kaynaklıydı. Şimdilerde seyahatler 115 kişi kapasiteli bir tekneyle yapılıyor. Haftanın yedi günü saat 10.00'dan itibaren çift saatlerde sefer düzenleniyor. Adayı ilk beş günde 2 bin kişi ziyaret etmiş. Bu yaz Ordu-Giresun Havalimanı'nın açılmasıyla birlikte yerli ve yabancı birçok turisti bölgeye çekeceği muhtemel.