‘İnsan nisyana müpteladır' diye boşuna söylememişler. ‘Türkiye ve kadın' denince akıllara namus cinayetleri, siyasetçilerin akla zarar söylemleri, hak mücadeleleri geldiğinden tarihte büyük başarılara imza atan ve atmaya devam eden kadınları unutur olduk.
Halbuki hatırlamaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu dönemlerden geçiyoruz. Gazeteci yazar Yaşar Gülsoy da ‘bu kadınlar unutulmasın', ‘kadınlar adına umutsuzluğa düşüldüğü her an ayağa kaldırma görevi görsün' diye bir kitap kaleme aldı. ‘Allah Kadını Yarattı-Devrimi Yapan Kadınlar' başlığını taşıyan kitap, büyük mücadelelerden geçerek kendini kanıtlayan kadınlara dair belki de bu zamana kadar en kapsamlı eser. İnkılap Yayınevi'nden çıkan kitapta sanattan siyasete, akademi dünyasından sosyal hayata birçok alanda öne çıkan, ilklere imza atan, başarı hikâyeleriyle kendilerine hayran bırakan kadınlar anlatılıyor. Hikâyelerin çekiciliğini anlamak için ara başlıklara göz atmak mümkün. İşte birkaçı: ‘İlklerin Ressamı Hale Asaf'ın şaşırtan yaşamı', ‘Afife Jale'nin cenazesinde sadece dört kişi vardı', ‘Ayhan Işık'ı sinemaya kazandıran kadın', ‘Karagümrüklü Türkan Sultan ile Panter Emel'in ortak kaderi', ‘İlk kadın hakem, ilk maçında erkek hakemleri yönetti', ‘Şarkısıyla trafiği durduran kadın', ‘Tarih, tasavvuf ve felsefeyi canlandıran kadın', ‘Kocasına soyadını veren berrak sesli kadın'...
Bu başlıkların altını dolduran cümleleri varın siz düşünün. Arka kapak yazısında belirtildiği gibi kadın hakları yolculuğunun en gizemli, en heyecanlı, çok bilinmeyen ve macera dolu anlar… ‘Kadın yazarların annesi' olarak bilinen Halide Nusret Zorlutuna'nın Yahya Kemal'in şiirlerini ezbere bildiği ender şairlerden biri olduğunu da öğreniyoruz kitaptan. Onun kadar tanınmasa da Türk edebiyat tarihine bir ömür vermiş ve ‘platonik aşkların yazarı' olarak bilinen Muazzez Tahsin Berkand'ı da… Ve yeni nesillerin Savaş Ay'ın annesi olarak bildiği Şükran Ay'ın kocasına soyadını verdiğini de… Dahası aynı kadının ‘Bir fincan kahve olsam', ‘Kahverengi gözlerin' gibi eserleri ilk defa seslendiren berrak sesli kadın olduğunu da…
Sayfaları karıştırdıkça karşımıza başka ayrıntılar da çıkıyor. Mesela Türkiye'nin ilk kadın adliye muhabiri Vasfiye Özkoçak'ın pes edip bıraksın diye amirleri tarafından milli eğitim toplantısı yerine hamallar kongresine gönderildiği bilgisi gibi. Özkoçak, ‘kadındı başaramadı' demesinler diye çok çalıştığını anlatıyor. ‘Savaş Kahramanı Kadınlar' diye ayrı bir bölüm var kitapta sonra. Antep'te Fransızlara karşı cepheye gitmek istediğinde karşı çıkanlara ‘Benim kanım sizinkinden daha mı şirindir.' cevabını vererek savaşan Yirik Fatma'dan ‘Vatanın savunmasında hepimiz eriz.' diyerek yine Fransızlara karşı savaşan Tayyar Rahime'ye kadar başka birçok cesaret timsali kadın yer alıyor kitapta. Kara Fatma lakabıyla tarihe geçen Fatma Seher Hanım, erkek kılığına girerek Kurtuluş Savaşı'nda savaştığı için uzun yıllar Halim Çavuş olarak bilinen Halime Çavuş, Dağlar Kızı Çete Emir Ayşe Efe ve daha niceleri…