‘Altın Elbiseli Adam' Barkın Bayoğlu, “Otomobilden daha ucuz, daha pratik, daha konforlu. İşte geliyor!” diyerek gösterdiği motosikletleri, çektiği videolarda anlatan bir isim. Aynı videoda akmayan trafikteki arabaları işaret ederek, “İşte bunların içinde 15 yıldır bekleyen adamlar var.” diyor.
Motosiklet tutkunlarının çok yakından tanıdığı bir isim Barkın Bayoğlu. Nam-ı diğer Altın Elbiseli Adam. İlk motosikletini lise birinci sınıftayken almış. 80 cc Honda marka motosikletinden çıkan dumanıyla her daim kızartma yapmış gibi bir kokuyla geçirmiş lise yıllarını. “Gençlik heyecanıyla kasksız ve hızlı gitme telaşındaydım.” derken, birçok kez kaza yaptığını hatta iki yıl fizik tedavi gördüğünü anlatıyor. İlk kazasını saatte 5 kilometre hızla giderken kırmızı ışıkta geçen bir amcaya çarpmamak için direksiyonu kırmasıyla yapmış. Bir buçuk sene sağ kolunu kaldıramamış. Kazanın sebebini korumasız giyinmeye bağlarken, o yıllarda Türkiye'de kaliteli motosiklet kıyafeti bulma imkânsızlığını da hatırlatıyor. Bayoğlu, sonraki yıllarda bu açığa öncülük edecektir. Altın Elbiseli Adam, şimdilerde motosiklet kullanıcıları için kaliteli ekipmanlara ulaşabilme imkânı sunuyor.
Takım elbisesi motorda
Barkın Bayoğlu, üniversite yıllarında yarış motosikletine sahip olur. Mezun olduktan sonra ise telekomünikasyon sektöründe işe başlar. İyi paralar kazanır ve birikimiyle Maslak Oto Sanayi'de bir atölye satın alır. “Bir gün bu işleri bırakıp sadece motosikletle uğraşacağım.” diye düşlerken beş yılı bu işte geçer. Tarabya'dan İkitelli'deki işine motosikletle gider. Arkadaki topcase'e (bagaj) her gün takım elbisesini yerleştirir. Toplu taşımayla 2 buçuk saatte gideceğe yere motosikletle en fazla 40 dakikada ulaşır. Bayoğlu, “Hız, sadece heyecan içindir.” derken, hızlı gitmenin yalnızca 10 dakika fark edeceğini defalarca ispatlamış: “İstanbullunun trafik sorununa bir tek çözüm var, o da motosiklet. Değil Marmaray, denizin altı ya da üstünde zeplin seferleri de başlasa bu sorun çözülmeyecek. Çözüm; motosiklet eğitimine önem vermek, ehliyet sistemini baştan değiştirmek, motosikletin satışını kolaylaştırmak ve tabii ki yol yapmak.”
2007 yılında Ayşe Şule Bilgiç'in kurduğu ‘İki Teker' dergisinde iki yıl test ve haber editörü olarak çalışan Bayoğlu, motosiklet serüvenini medya sektörüne taşımış bir isim. İki Teker, motosiklet adına her şeyin ilk defa Türkçe yapıldığı önemli bir dergidir fakat Bayoğlu, bu deneyimle okumaktan çok izleyen bir millet olduğumuzu fark eder. Bu sebeple motosiklet birikimini televizyona taşımaya karar verir ve 2009 yılında video çekimlerine başlar. 2011'de ise özel bir kanalda ‘Altın Elbiseli Adam' ismiyle motosiklet programları yapar. Sonrasında Okan Bayülgen'in motosiklet ilgisiyle Bayoğlu'nun tecrübesi birleşir ve canlı yayınlara devam eder. 2013 yılında ‘Altın Elbiseli Adam'a odaklanır ve tekrar video çekimlerine başlar. Şimdilerde sosyal medyada binlerce takipçisiyle motosiklet denilince akla ilk gelen otoritelerden Barkın Bayoğlu.
Canlıysan haksızsın!
Gelelim kazalara. Otomobil ehliyetlerinde düzenlemenin yenilenmesi gerektiğini anlatan Barkın Bayoğlu, kendi hayatından örnekler veriyor: “1990'larda neredeyse tüm arkadaş grubumu kaybettim çünkü kask takmıyorduk. Bir kaza sonucunda motosiklet sürücüsü ya ‘haklı ve ölü' olur ya da ‘haksız ve canlı'. Başka yolu yok.” Bu yüzden günümüzde her motor kullanıcısının kaskında kamera taşıdığını hatırlatıyor ve genelde gerçekleşen senaryoyu şöyle anlatıyor: Bir otomobil, motosiklete çarparsa...
Çok hızlı geliyordu.
Nasıl çarpıştınız?
Görmedim küçük.
Görmediğin şeyin hızını nasıl biliyorsun?
Otomobil sınıf atlamak sanılıyor
Türkiye'deki motosikletin hikâyesini şöyle anlatıyor Barkın Bayoğlu: "Anadolu'da belirli dönemlerde daha yoğun olsa da hâlâ devam eden bir motosiklet kullanımı var. Köyden kente göç edilince bundan vazgeçiliyor. Sınıf atlamak ile araba satın almak arasında anlaşılmaz bir bağ var."
Bayoğlu, "Herkes işine koyu renk lüks Sedan otomobiliyle gitmek istiyor." derken, pazar günü aracına binip gezmeye giden insanı anlamadığını söylüyor. Motosikletlinin oluşturduğu serserilik algısına ya da trafikte lüzumsuz görülmesine karşılık, insanların günde dört-beş saat otomobilin içinde oturmalarını garip buluyor. Tek tatili pazar günü olan bir ailenin otomobilde saatlerce sahil yollarında oturmalarını ise daha büyük bir akılsızlık sayıyor: "İstanbul'da otomobile binen insanın aklında şüphe ediyorum." Motosiklet kullanımını azaltan bir başka faktör de ülkemizdeki aşırı vergilendirme Bayoğlu'na göre. Sadece ÖTV'nin kaldırılmasının bile önemine dikkat çeken Bayoğlu, "Bu ülkenin en büyük motosiklet tedarikçi firmalarının yönetim kurullarında hiç motosiklete binmeyen insanlar var." diyor.
Nereden başlamalıyız?
Eğitim merkezine gitmeden motor kullanmaya başlanmamalı. Türkiye'de eğitim veren merkezler var. (GİS Akademi, Honda Güvenli Sürüş Okulu, Yamaha YRA)
Trafiğe çıkmadan evvel trafik kuralları öğrenilmeli.
Eldiven, kask, bot mutlaka bulundurulmalı.
Sırt koruması ihmal edilmemeli.
Artık Türkiye'de motosiklet kotu üretiliyor. Korumalı kot sürtünmeyi azaltıyor, yırtılmıyor. Eskisi gibi kalın derili olmadığı için sıcak havalarda da kullanabilirsiniz.
Nelere dikkat etmeliyiz?
Zemine asla güvenme. Fren mesafesini ve virajlarda yatış açısını kaygan zemine göre ayarla.
Kanunlar nezdinde otomobille eşit hakların olsa da pratikte böyle değil. Otomobil gibi davranma.
Akan trafikten yüzde 10-15 daha hızlı git.
İlk kazadan sonra motosikletin ebatlarını büyütmek yerine tecrübelerini artır.
Neden motosiklet kullanmalıyız?
Daha ekonomik.
Stresinizi azaltır.
Hiçbir görüşmeye geç kalmazsınız.
Gideceğiniz yere çabuk ulaşırsınız.
Hayatınıza her ay 50 saat daha eklenir.