Son Verdim Kalbimin İşine, Naciye, Alladı Pulladı gibi hit şarkılarıyla bilinen Seyyal Taner, pop müziğin duayen isimlerinden. Sanatçıyla son single çalışmasını konuşmak için bir araya geldik. Hem yeni şarkılarının hem de 70’li yıllardan bu yana müzik piyasasında değişimin izini sürdük.Şöhret olmanın kolay olduğu günlerden geçiyoruz. Müzik dünyası da bundan nasibini alıyor. Kimi çıkardığı tek parçalık bir single ile kimi de sosyal paylaşım sitelerindeki bir videoyla milyonlara sesini duyurabiliyor. Ancak bir zamanlar müzik sektöründe var olmak bu kadar kolay değildi. Yine de bazı isimler başarılı çalışmalarıyla bugünlere kadar geldi. Pop müziğin önemli isimlerinden Seyyal Taner de o isimlerden biri. Son single çalışması için bir araya geldiğimiz Taner ile hem yeni şarkılarını hem de 70’li yıllardan bu yana müzik piyasasında değişenleri konuştuk.. Seyyal Taner; Son Verdim Kalbimin İşine, Naciye, Alladı Pulladı, Nanay, Sevda Zindanları gibi hit şarkılarıyla biliniyor. Televizyonun evlere yeni girdiği bir dönemde adını duyurmak için Anadolu’nun dört bir köşesine giden Taner, aylar süren turnelerinde her işle kendisi ilgilenmiş. Öyle ki, küçük kasabalarda seyirciye ulaşabilmek için meyve kasalarından sahne bile yapmış. Bugün çok çabuk popüler olan yeni jenerasyonun böyle işlere elini bile sürmeyeceğini söyleyen Taner, kostümünü de koreografisini de konser alanında kendisi hazırlamış. Yurtdışında neler yapıldığını sürekkli takip eden sanatçı, o dönemde kazandığı paranın önemli bir kısmını yeni ekipmanlara, müzik grubuna ve dansçılarına harcamış. Bu sayede yaptığı müzikte ve sahne performansında pek çok ilkin öncüsü olmuş. Bugün hâlâ tanınan bir isim olmasını, işine duyduğu saygıya ve titiz çalışmasına bağlayan Taner, şöhreti ise hiçbir zaman önemli görmemiş. “Mesele işini iyi yapmak ve herkese ulaşmaya çalışmak. Şöhret gelip geçici bir saçmalık.” diyor. Nilüfer, Sezen Aksu, Nil Burak, Nükhet Duru gibi isimlerle aynı dönemde sahneye çıkan Taner, o yıllarda başarılı olmak ve tanınmak için yetenek, eğitim, kültür, sosyal çevre gibi unsurların gerektiğini anlatıyor. Bu isimlerin başarısının nedenini ise şöyle açıklıyor: “Kendine özgü, çok okuyan, dünyayı takip eden ve sahici insanlardı. Teknolojinin hayatımıza girmesiyle çok fazla suni, sanal bir hayat dönmeye başladı. O zaman her şey gerçekti ama şimdi sanal.” Son dönemde ardı arkası kesilmeyen yetenek ve ses yarışmalarına da değinen Taner, bu tarz işlerin tamamen reyting odaklı olduğunu, sanat çıkmasını beklemediğini ifade ediyor.Hiçbir zaman uyduruk işler yapmadımSeyyal Taner, bugünlerde ‘Seyyal 3’lü’ adını verdiği single ile sahnelere geri döndü. Sanatçıya göre; single’da yer alan, söz ve müziği Selahattin Eren’e ait olan Öğren de Gel, Hadi Git ve Arap Kızı şarkıları her ne kadar bugünün müzik yapısına göre düzenlenmiş olsa da içinde 40 yıllık Seyyal’den izler taşıyor. Her zaman yeninin peşinde olduğunu ama gücünü de geçmişten aldığını söyleyen Taner, bu çalışmasını hem eski dinleyicilerine vefa hem de yeni jenerasyonla buluşma niyetiyle yaptığını anlatıyor. 3’lü single için bir yıl çalışan Taner, bugüne kadar her işini çocuğu gibi görmüş ve titizlikle yapmış. Çünkü kendisini hem dinleyicisine hem de müzisyen arkadaşlarına karşı sorumlu hissediyor. Taner, “Uyduruk işlerde hiç olmadım. Hayatım boyunca yaptığım her şeyi ciddiye aldım. Dolayısıyla o ilk günkü heyecan hep var bende.” diyor.Bin bir suratlıyım, her kalıba girer çıkarımBugüne kadar söylediği şarkıların yanı sıra sahne performansı ve sıra dışı imajıyla da konuşulan Seyyal Taner’in kullandığı küçük bir aksesuar bile onunla yeni bir kimlik kazandı. Kâh Kızılderili oldu kâh Latin kâh Akdenizli... Bu durumu ‘Bin bir suratlıyım, her kalıba girer çıkar, hepsini taşırım.’ diye değerlendiriyor. Hem tarzı hem de radikalliğiyle pop müziğin asi kızı olarak anılan Taner, “Bana hiç mi korkmadın, hiç mi çekinmedin diyorlar. Ne var çekinecek? İnsan yeteneğini, eğitimini, aldığı terbiyeyi bu ülkenin imkânlarıyla, bu ülkenin insanlarına sunabilecek bir köprüyse eğer, buna kimse mani olamaz.” ifadelerini kullanıyor. Her fırsatta değişimin ve yeniliğin peşinde olduğunu söyleyen sanatçı, engellerin çoğu zaman yalnızca insanların zihninde olduğunu düşünüyor.Özellikle 90’lı yılların başına kadar sürekli canlı performans yapan Taner, o dönemde neredeyse çalışmadıkları tek bir akşam bile olmadığını anlatıyor. Bugüne kadar Türkiye’nin en iyi müzisyenleriyle aynı sahneyi paylaşan sanatçı, caz gitaristi Neşet Ruacan, Şerif Yüzbaşıoğlu, Mazhar-Fuat–Özkan üçlüsü, Garo Mafyan, Fahir Atakoğlu, Kerem Görsev, Aydın Esen, İskender Paydaş, Ozan Doğulu gibi isimlerle çalışmış. Taner, “Bugün aklınıza gelen kim varsa benimle birlikte ya piyano ya gitar ya da davul çalmış kişilerdir. Dostluklarımız çok güzeldi, hâlâ da devam eder.” diyor.Zeki Müren’den çok şey öğrendim80’li yıllarda sahnede söylediği her şarkı için ayrı koreografi ve kostüm hazırladığını söyleyen Taner, o zaman ortaya müzikal tadında bir iş çıktığını anlatıyor. Zeki Müren’in sahnesine değinen ve “Hakikaten sanat güneşiydi.” yorumunu yapan Taner, sadece iki kez Müren ile birlikte çalışma şansı bulmuş olmasına rağmen çok şey öğrendiğini dile getiriyor. Müren’in sahneye aldığı mekânda mutfakta pişen yemekten izleyicilerin oturma şekline kadar her şeyi kontrol ettiğini, A’dan Z’ye her şeyi özenle hazırladığını anlatan Taner, “Bugün 25, 30 yaşında olup da beş dansçıyla playback şarkı söyleyenlere çok üzülüyorum.” yorumunu yapıyor.Annem ‘Seni doğuracağıma taş doğursaydım’ dediEn başarılı olduğu dönemde her şeyi bırakıp Bodrum’a yerleşme kararı alan Taner, bu durumdan hiç pişman olmamış. Bir süre ara verdikten sonra kendi şarkılarını yazmaya başlamış ama biraz çılgın bir tarafı olduğunu itiraf ediyor. Taner, annesini epey kızdırdığı bir hatırasını şöyle anlatıyor: “79 falan galiba, gece 2 buçukta havalimanına gittim. İlk uçak hangi ülkeye diye sordum. Valizim falan yok yanımda ama pasaport, vize tamam. Birkaç saat sonra soluğu Belçika’da aldım. Annemler uyanmamı beklerken bir bakıyorlar yokum. Annemi aramak iki gün sonra geldi aklıma. O zaman annem ‘Hiç mi korkmuyorsun? Seni doğuracağıma taş doğursaydım.’ diye kızmıştı bana.”
↧