Bu haftanın vizyon filmlerinden biri Jean Reno'nun başrolünde oynadığı ‘Şeflerin Savaşı'. Geleneksel ve moleküler mutfak arasındaki savaşın anlatıldığı yapım, izleyenleri Fransız şeflerinin dünyasına götürüyor. Popülerliği geçmişten günümüze süren şef ve yemek temalı filmlerin yapımına bakıldığında anlaşılan, onlarla daha çok karşılaşacağız.Baştan söyleyelim, bu filmler ağızları sulandırır, iştah açar, hatta acıktırır. Yani demem o ki şayet diyette ya da rejimdeyseniz bu filmler size yemininizi bozdurtabilir. Mümkün mertebe tokken seyredilmesi tavsiye edilir. Tepelerden tavaların tencerelerin sarktığı, devasa ocak ve bıçaklarla dolu mutfaklarda buluyoruz kendimizi. Etrafı kaplayan yemek buharları ve tavalardan yükselen alevler… Bir kibrit kutusu kadar peynir, bir dilim ekmek yok bu mutfaklarda, bol tereyağı, bol baharat ve tabii ki de bol sos... Bir de her karede gördüğümüz ince ince doğranmış soğanlar, maydanozlar, biberler ve kıpkırmızı domatesler. Ardından kurulan sofralarda çorbalar, makarnalar, etler ve tatlılar yani menü bir hayli kabarık. Sözün özü, kendinizi film bittikten sonra mutfakta yemek yaparken yahut yemek yerken bulmanız gayet doğal.Julia&JulieMeryl Streep ve Amy Adams’ın başrollerinde yer aldığı Julie & Julia, iki gerçek hikâyeye dayanıyor. Biraz daha geriye giderek filmin en yaşlı karakteri Julia Child’den bahsedelim. Ünlü mutfak okulu Cordon Bleu’de okuyan ilk Amerikalı kadın olan Julia, İngilizce olarak Mastering the Art of French Cooking adlı kitabı yazarak Fransız mutfağını Amerika’da meşhur eder. Julie ise tam bir yılını Julia’nın kitabındaki 524 tarifin tamamını pişirmeye ayırıp deneyimlerini bir blog’a aktararak tanınır. Bu iki gerçek hayat hikâyesi bol yemek görüntüleriyle zaman ve mekândan bağımsızca sunuluyor. Özellikle de tereyağının adını üstüne basa basa tekrar etmek gerekir. Neredeyse filmin tamamına yakını mutfak görüntülerinden oluşuyor. Farklı mekânlarda iki ayrı kişinin yaptığı buram buram tereyağı kokusu yayan lezzetleri ve donatılmış sofraları izliyoruz.ChefJon Favreau, yönetmenliğini ve senaristliğini yaptığı filmin aynı zamanda başrolünde oynuyor. Chef’te Robert Downey Jr. ve Dustin Hoffman gibi ünlü oyuncular da kısa roller üstleniyor. Hikâyesine gelecek olursak, Carl Casper şık bir restoranda baş aşçı olarak çalışır. Kendi mutfağının yemeklerini yapmayı sevse de çalıştığı lokantada dediğim dedik patronla bu pek mümkün olmaz. Çalıştığı lokantaya gelen meşhur bir gurme tarafından insafsızca eleştirildiğinde ise Casper için ipler artık kopar. Eski eşinin tavsiyesiyle ikinci el bir yemek karavanı alarak kendi işinin patronu olmaya karar verir. En büyük destekçileri de oğlu Percy ve eski iş arkadaşı Martin’dir. Film bir şefin kendisini yeniden keşfine dair olunca birbirinden güzel sunumlu yemekleri de izliyoruz haliyle. Yemek yapılan sahnelerde yakın çekimler fazla, bu güveni çekimler öncesi Favreau’nun usta bir aşçıdan aylarca ders almasına bağlıyoruz.Şeflerin SavaşıBiri amatör aşçı diğeri ise usta şef olan iki kişinin bir araya gelmeleri üzerine yapılmış Fransız komedisi. Jacky, yemeklere meraklı ve yetenekli olmasına rağmen bu alandaki başarısını hayallerinden öteye taşıyamamış birisidir. Yemekler konusundaki ısrarlı ve inatçı tutumu yüzünden restoranların kapısı yüzüne kapanır. Alexandre ise ünlü ve yıldızlı bir şeftir ancak onun da hayatında her şey yolunda gitmez. Çalıştığı restoranın yönetim kurulu başkanı Stanislas ile bir türlü anlaşamaz. Bu anlaşmazlık Alexandre'ın kariyerini olumsuz yönde etkilemek üzeredir. Tabii bir gün bu gidişat Alexandre'ın Jacky ile karşılaşmasıyla değişir. Geleneksel mutfakla moleküler (kimyasal) mutfak arasında gidip gelen filmin hikâyesi bu ikilinin bir araya gelmesiyle dallanıp budaklanıyor.Sarayın TatlarıHortense Laborie, yaşadığı dönemde Fransa'nın en ünlü şeflerindendir. Ünü öylesine yayılmıştır ki, Fransa'nın eski cumhurbaşkanlarından François Mitterrand'ın kulağına kadar gider. Köyünde sessiz sakin ve rahat bir yaşam sürerken birden kendisini Elysee Sarayı'nda bulan Laborie için yemek yapmak artık daha zordur. Çünkü saray mutfağı “Soruyorum, bir kadın saray mutfağından ne anlar?” diyen erkek aşçılarla doludur. Kendi alanlarını oluştursalar da karşılarında işini fazlasıyla seven bir kadın aşçıyla karşılaşırlar. Filmde Laborie'nin köy sebze meyvelerini saraya taşımasına, unutulmuş lezzetleri gün yüzüne çıkarmasına tanık oluyoruz.Ratatouille2007 yapımı yemek temalı bir aksiyon filmi Ratatouille. İsmini meşhur bir Fransız yemeğinden alıyor. En iyi animasyon dalında Oscar ödülü ve ayrıca BAFTA ödülü kazanan yapım, bir farenin ünlü bir aşçı olmasını anlatıyor. Mutfak ve yemek kelimeleriyle yan yana konulmaması gereken bir şey varsa o da mutlaka faredir. Ama gelin görün ki, film mizahi bir yolla bunu düşünmemize izin vermeden bizleri sadece gülümsetiyor. Yemeklere düşkün Remy adlı fare, yeryüzüne çıktığında kendisini Şef “Gusteau’s” restoranda bulur. Bir karmaşa sonrası restoranın çöpçüsü olan çocukla bir anlaşma yapan Remy, artık gizli bir aşçı olur. Çocuğun Şef Gusteau’nun oğlu olduğunun öğrenilmesi üzerine ise restoran çocuğa kalır. Ama bu kez de herkes Remy’nin kim olduğunu öğrenir.SefertasıHindistan'ın en kalabalık şehri Bombay'da her gün binlerce kadın kocalarına sefertaslarında öğle yemeği hazırlayıp gönderir. 120 yıllık bir geleneği anlatan film bize Hint mutfağının kapılarını aralar. Hangi baharatın nerede kullanılacağına dair zengin bilgiler bile sunar. Illa bu sefertaslarına aşçılığını ve öğrendiği lezzetleri katıp kocasına gönderir. Aslında öyle sanır çünkü sonra öğrenir ki sefertası Saajan adında birine gider. Bu karışıklık bir mektup arkadaşlığının da başlangıcı olur.Eti senin, kemiği benim60 yaşına gelmiş olan ünlü gurme Charles Duchemin, restoranları gizliden gizliye ziyaret edip kendi adını taşıyan dünyaca ünlü rehberinde yıldız verir. Emekli olunca da yerine oğlunun geçmesini ister. Ancak oğlu Gérard’ın hayali başkadır ve babasından gizli olarak bir sirkte palyaçoluk yapmaya başlar. Film, bir yandan ‘fast-food’ kültürünü bir yandan da Fransızların yemeğe olan aşırı düşkünlüğünü eleştiriyor.Big Nightİtalya’dan Amerika’ya göç eden ve hiçbir kazancı olmayan bir restoran açan iki kardeşin hikâyesi. Biri yemek diğeri ekonomi konusunda uzman. İş yapabilmek ve dükkânlarını kurtarmak adına yakın bir müzisyen arkadaşlarından bir geceliğine restoranlarında çalmalarını isterler. O gece, filme ismini veren ‘Büyük Gece’dir. Hazırlanan ve sofraya servis edilen yemekler tabir-i caizse filmi tamamlar. İçlerinden bir tanesi yönetmen Stanley Tucci’nin annesinin yadigârı bir tariftir; timpano. Filmden sonra ise popülerliği tüm ülkeyi dolaşır.Today’s SpecialManhattan’da bir chef olan Samir, terfi almayınca işini terk eder ve Paris’e gidip kendisini geliştirmek için staj yapacak yer bulmaya karar verir. Ancak babasının kalp krizi geçirmesi üzerine, ailesinin Queens’te işlettiği Hint restoranının başına geçmek zorunda kalır. Samir’in Hint yemekleri pişirmeyi bilmemesi, restorandaki aşçının ayrılmasından sonra problem olur. Bu sırada ansızın tanıştığı eski bir aşçı olan Akbar, Samir’e restoranda yardım ederek, Hint restoranına farklı bir vizyon kazandırır.
↧