Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Artık herkes bilsin: Bu şarkılar benim!

$
0
0
Alpay’dan dinlediğimiz Fabrika Kızı, Zerrin Özer’in yorumladığı O Yaz, Ayyüzlüm olarak bildiğimiz Yunus gibi birçok unutulmaz şarkının sahibi Bora Ayanoğlu. Yıllar sonra stüdyoya girdi ve başka müzisyenlerin seslendirdiği şarkıları bu kez kendisi yorumlayarak ‘Söz-Müzik’ adlı albümde topladı. Aynı zamanda bir oyuncu olan Ayanoğlu ile müzikten sinemaya, yeni albümünden geçmiş günlere, keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.Yıllar sonra kendi şarkılarınızı seslendirme fikri nasıl ortaya çıktı?Benim aslında böyle bir düşüncem yoktu. Zeynep (Göktürk) Hanım’ın ısrarıyla oldu. Bana geçen sene ‘Abi sana bir albüm yapalım.’ dedi. Ben de ‘Benim şarkılarımı kim dinleyecek?’ dedim. Yunus, Fabrika Kızı, O Yaz gibi birçok hit şarkım var ama bunların bana ait olduğunu bilen çok kişi yok. Aslında “Aa o şarkı size mi aitti?” sözlerinden de bıkmıştım. Hem bu sebepten hem de Zeynep’i kıramadığım için bu albümü yapmaya karar verdim.En son ne zaman stüdyoya girmiştiniz?Çok zaman geçti. Sanırım 1994 senesinde. Nino Varon prodüksiyonuydu.Neden bu zamana kadar albüm yapmadınız?O dönem arabesk çok popüler oldu. Hatta öyle bir hale geldi ki adeta lahmacun dünyası gibi oldu. Önüne gelen, arabesk albüm yapmaya başladı. Ben bir ara MESAM Yönetim Kurulu’nda kaldım. Bu eserler kime ait diye bir araştırma yaptık. İş o kadar karışmış ki bir eserin ononbeş sahibi çıktı. O dönemden sonra fantezi denen cins bir müzik dönemi başladı. O yüzden ben daha çok film müziği yapmaya başladım. Cahit Berkay ile ikimizdik sadece. Hatta telefonda birbirimizi arayıp, “Zam yapalım mı?” diye konuşurduk. (Gülüyor)Albümün adı Söz-Müzik. Kinayesi nedir?Çünkü bu şarkıların bana ait olduğu pek bilinmiyordu. İnsanlar bu şarkıların bana ait olduğunu bilsinler diye adını böyle koydum.Stüdyo süreci nasıldı?İşin açıkçası tadını çıkararak yaptık bu albümü. Ama günler ve geceler boyu çalıştık ve ciddi emek verdik. Çok güzel bir sound çıkardık. Evin içinde bir orkestra çalıyormuş hissi vermeye çalıştık. Bir de bu şarkıları insanlar hep başka seslerde duydu ve sevdi. Bu yüzden müzikal altyapılar farklı oldu. Bazı şarkıların finalleri çok sürpriz oldu. Tadını kaçırmadan insanlara çok da yabancı gelmeyecek şekilde yeniden düzenleyip yorumladık şarkıları. Eğer içime sinmeseydi bu albümü müzikseverlerle paylaşmazdım.Birçok şarkınız var. Sizin için hikâyesi en özel olanı hangisi?Bu şarkıları birinin hikâyesi olarak yazmadım. Ben kadınların şiddet görmesi üzerine çok şarkı yazdım. Hümeyra’nın söylediği Adım Kadın, Nesrin Sipahi’nin söylediği Karamehmet gibi, Fabrika Kızı gibi hep kadınları destekleyecek çok şarkı yazdım. Kadınların problemlerini, çektiği acıları yansıtmaya çalıştım. Maalesef bu acılar bugün hâlâ devam ediyor. Öte yandan benim şarkılarımı dinlerken gözünüzü kapattığınızda siz kendi hikâyenizi bir film şeridi gibi gözünüzün önünden geçirebilirsiniz. Şarkılarımın sözlerini genelde bu düşüncelerle yazdım.Şarkılarınızın bu kadar uzun ömürlü olmasını neye bağlıyorsunuz?Ben hep kalıcı ve ileriye dönük eserler yapmak gayretindeydim. Sanatçı bir ailenin çocuğuyum. Üç göbek ailem sanatçı. Yemen’de şehit düşen dedem, “Evladım ve torunlarım politikacı ve asker olmasın, sanatçı olmasınlar.” diye vasiyet etmiş. Babam da “Her zaman dürüst olacaksınız, iyi işler yapacaksınız, gel-geç işler yapmayacaksınız.” derdi. Ben de hep ileriye dönük işler yapmaya gayret ettim.Belki de bu yüzden şarkılarınız isminizin önüne geçti...Ben şarkıcı olmak istemedim, besteci olmak istedim. Kendimi hiç ön planda tutmadım. Şarkılarımı hep ismimin önünde tuttum. Bu yüzden pişman değilim. Bugün şarkılarımı herkes biliyor. Beni bilmeleri çok önemli değil. O yüzden şarkılarımı hep popüler insanlara okuttum. Kendim için asla böyle bir şey istemedim. Ama 70’li yılların ortalarında baktım ki bu işten para kazanamıyorum ben de şarkı söylemeye karar verdim. Kırık Aynalar’ı yaptım ve çok tuttu. Arkasından Sevgi Varya’lar geldi ve çok sattı. Benim Gönül Akkor’a yaptığım Güller ve Dudaklar, 45’lik olarak 300 bine yakın sattı.Bu albümü torunlarınıza ithaf etmişsiniz. Bu çok sık rastlanan bir durum değil...Bir tane oğlum var. İkiz torunlarım var. Bora ve Arya. Hayatımdaki tek sevgililerim onlar. Onlarda da sanatçı yeteneği gördüm. Onlara bir ivme olsun güç versin diye böyle bir şey yaptım. Yarın ölürsem desinler ki dedemiz bize bir şey bırakmış. Babam da ölmeden önce benim için bir tirat okumuştu.Aslında siz şarkı söylemeden evvel tiyatro ve sinema ile meşgul olmuşsunuz. Neden sinemayı bırakıp şarkı söylemeye başladınız?Sinemadan o dönem para kazanılmıyordu. Tiyatroda oyuncuydum. Sonrasında farklı sebeplerden tiyatrodan da ayrıldım. Bir şekilde aileme ve çocuğuma bakmak zorundaydım. O dönem Kırık Aynalar’ı yaptım. İki yıl sağda solda çalıştım. Baktım ki o çevre de bana göre değil. Yeniden tiyatroya dönüp oyun müzikleri yazmaya başladım. En önemli sanatçılarla birlikte çalıştım, kendi müzikal tiyatromu kurdum.Müzik mi oyunculuk mu daha ağır basıyor?Bunların ikisi de benim genlerimde var. Müziği kendim yapıyorum. Kimseye bağımlı değilim. Ama bir dizide ya da filmde yönetmene bağlısınız. Orada ekip de önemli. Mesela Gülbeyaz’da çok iyi bir yönetmen ve ekiple çalıştık. Ama o zamanlar dizi süreleri de makuldü. Şimdiki gibi saatler sürmüyordu. İnsanı gerçekten çok yoruyor.Bu yüzden mi artık sizi göremiyoruz ekranlarda?Evet. Artık aklı başında ve senaryosu iyi sinema projeleri gelirse onlarda yer almak istiyorum. Bu yıl iki tane senaryo geldi ama hiç hoşuma gitmedi.Şimdi neden böyle şarkılar çıkmıyor?Bunda fastfood kültürünün büyük etkisi var. Yap-tüket mantığı ile yapılıyor her şey. Bir de insanlar romantizmden uzaklaştı. İnsanlar kendilerini ifade edemiyor. Kitap okumadığı için, sinemaya gitmediği için, dünyayı öğrenmeye çalışmadığı için anlam güçlüğü çekiyor. İletişim tamamen sanal bir dünyanın içinde devam ediyor. İnsanlarda sevgi saygı kalmadı. Bütün bunların yaşandığı bir toplumda nasıl ürünler çıkabilir ki?Yeni yapılan şarkılardan beğendikleriniz var mı?Hiçbirini bilmiyorum ve dinlemiyorum. Ben sadece klasik müzik dinliyorum.Heybenizde başka neler var?Fabrika Kızı’nı sinema filmi yapmayı düşünüyorum. Senaryosunu hazırlıyorum. Bu albümün tanıtımı bittikten sonra bu işe girişmek istiyorum. Ama önce İstanbul, İzmir, Ankara’da konser vermek istiyorum.Güller ve Dudaklar’ı ilk Türkan Şoray’a dinlettimTürkan Şoray’la aynı filmde oynuyorduk. Fatih Ormanları’nda çekiyorduk filmi. Türkan Hanım’a şarkıdan bahsettim. “Bana çalar mısın?” dedi, ben de çaldım. Dinledikten sonra “Bu çok tutar.” dedi. Gönül Akkor’a verdik ve çok tuttu gerçekten. O zaman Rüçhan Adlı ile evliydi. Rüçhan Adlı beni bir gün çağırdı; “Türkan Şoray’a albüm yapmak istiyoruz, onu çalıştırır mısınız?” dedi. Sonrasında olmadı. Eğer albüm işi olsaydı belki de o şarkıyı ilk Türkan Hanım söyleyecekti. Mesela Yunus’u ilk söyleyen Nesrin Sipahi’dir.Ayyüzlüm şarkısının aslı Yunus’turGeçtiğimiz günlerde Seda Sayan’ın programına rahmetli Murat Göğebakan’ın oğlu ile birlikte bir vatandaş katılmış. Orada demiş ki; “Göğebakan rüyasında Peygamberimiz’i görmüş de bu şarkıyı yazmış.” Ben de bunu duyunca acaba biz neyi gördük dedim. O şarkının asıl adı Yunus’tur ve ben bu şarkıyı Yunus Emre için besteledim. Sonradan Ömer Faruk Güney üzerine söz yazdı ve Murat Göğebakan’a verdik şarkıyı.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue