Cem Yılmaz’ın yazıp yönettiği Pek Yakında geçtiğimiz hafta vizyona girdi. Bizde filmin Adana’daki galasını izleme fırsatı bulduk.“Türk filmlerini seviyorsanız inanıyorum ki bizim filmimizi de bağrınıza basarsınız” sözleriyle özetledi filmini Adana seyircisine, Cem Yılmaz. Beklentisi de buydu ve beğenilmesini istiyordu filminin. Seyircinin çıkışta söyleyeceklerinin kendisi için önemini vurgulayarak ‘Bu filmde neyin değişmesini istiyorsanız haber verin, bir dahaki sefere ona çalışalım.' diyerek sahneden ayrılıyordu.Bandı biraz geri sararak en başa dönelim. Pek Yakında'nın ana sponsorluğunu üstlenen Pepsi, film için bir yarışma organize ediyor. Yarışmaya katılanlar verdikleri oylarla, filmin İstanbul dışındaki ikinci galasının yerini belirliyor. Yarışmanın birincisi sinemaya emek veren şehirlerimizden Adana'da oluyor. Yarışmada, Adana'yı İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Konya, Samsun, Gaziantep ve Erzurum şehirleri takip ediyor. Büyük bir rekabetin yaşandığı yarışmanın kazananları için nihayetinde o önemli gün gelip çatıyor. Pek Yakında, 1 Ekim'de özel bir gösterimle Adana izleyicisiyle buluşuyor. Ve o gün biz de Adanalı sinemaseverleri yalnız bırakmıyoruz. Gala gecesinin başındayız. Salon tıklım tıklım olmasına rağmen aynı orandaki kalabalık girişte de kuyruk oluşturuyor. Daha filmin başlamasına saatler varken heyecanlı oldukları her hallerinden okunan davetliler salondaki yerlerini alıyor. Hangi masaya gitseniz duydukları mutluluğu ve merakı anlatan misafirler görüyorsunuz. Bu gala gecesi için Adana'ya günübirlik şehir dışından gelenlere bile rastlıyorsunuz. Yani anlayacağınız halk fazlasıyla heyecanlı hem bir galaya ev sahipliği yapmaktan hem de Cem Yılmaz'ı şehirlerinde ağırlayacak olmaktan.Saat giderek yaklaşıyor. Gösterimin yapılacağı salonun önü bir anda ana baba günü oluveriyor. Masalarını bırakan davetliler Cem Yılmaz ve film ekibinin giriş yapacağı kapıya yöneliyor. Korumalar, koşuşturmalar derken. İnsanlar beklemeye başlıyor. Ha geldi ha gelecek derken Cem Yılmaz ve diğer oyuncular bir türlü gelemiyor. Sonradan anlaşılıyor ki ufak bir problem sebebiyle uçağı rötar yapıyor. Neyse ki 15-20 dakika sonra beklenen oluyor ve kapı açıldığında içeri Cem Yılmaz giriyor. Tabii ardından salonda alkışlar yükselmeye başlıyor. İzdiham yaşanmasını istemeyen Cem Yılmaz seyircilerin salona girmesini rica ediyor. Konuklar salonda yerlerini alırken Yılmaz ile film ekibinden galaya katılan Zafer Algöz, Tülin Özen, Ozan Güven ve Hare Sürel basına fotoğraf veriyor.Ve işte o an… Cem Yılmaz ekibiyle birlikte salona giriyor. Alkışların ardından Yılmaz, mikrofonu eline alarak başlıyor anlatmaya: “1960'lı yıllarda usta aktörlerimizden Ayhan Işık oynadığı bir filmde rolü gereği dayak yiyor. Film Adana'da gösterime girince seyirciden büyük tepki alıyor; ‘Ayhan abi nasıl dayak yer?' diye, bunun üzerine film İstanbul'a geri gönderiliyor. O sahne değiştirilerek geri gönderiliyor.” Bu sözler bir anda salonu kahkaha sesleriyle dolduruyor. Devam ediyor Yılmaz: “Sizler bizlerden sonra filmimi izleyecek ilk insanlarsınız. Adana sinema dünyasında söz sahibi bir şehrimizdir. Bu sebeple size fazlasıyla güveniyorum.”Seyircilerle iyi diyalog kuran Yılmaz'ın bir erkek izleyici ile olan muhabbeti salondakilere eğlenceli dakikalar yaşattı. “Adana'yı kebabı, eti meşhur diye bilirken bu abiyle tanışmak tabii beni çok mutlu etti. Mesela ben bu abiden bir buçuk yerim.” demesi salondakileri bir hayli güldürdü. Ozan Güven ise Cem Yılmaz'ın 40 yaşında olmasına “Merhabalar ben Ozan Güven, 39 yaşındayım. Cem'in anlattığı hikâyeyi hatırlamıyorum.” sözleriyle takıldı. Işıklar sönüyor ve film başlıyor. Ancak daha dakikasını doldurmadan film seyirciyi güldürmeye başlıyor. Tabii bir süre sonra kahkahaların dozu giderek artıyor. Öyle bir an oluyor ki salondan kimi sahnelere alkış sesi bile işitiyoruz. 130 dakikanın sonunda seyirci salondan memnun ayrılıyor. Yani rahatlıkla söylenebilir ki; Pek Yakında, Adana'yı güldürmeyi başardı.Cem Yılmaz'ın bir komedyen olduğunu biliyoruz ama sinemaya olan sevgisini de yok saymak haksızlık olur. Kabul etmek gerekir ki gerek oyuncu olarak gerek de yönetmen olarak bu işi iyi yapmak için büyük emek harcıyor. Daha önce çektiği filmlerde yardım aldığı için Pek Yakında, Yılmaz'ın ilk yönetmenlik tecrübesi olarak görülüyor.Hayatını korsan DVD'cilik yaparak kazanan Zafer oyunculuk yapan eşi Arzu ile boşanmanın eşiğine gelir. Kanunsuz işlere tövbe eden Zafer, eşinin kendini affetmesinin yollarını ararken figüranlık yaptığı eski 'oyunculuk' günlerine geri dönmeye karar verir. Yeşilçam'da bir dönem oyunculuk yapan arkadaşı Ejder sayesinde tanıştığı Ahben'in senaryosuna yapımcı olur. Çekilecek “Şahikalar-Kötülüğün Sonu” adlı filmde karısına başrol vermeyi ister. Yeşilçam sineması tadında bir filmin çekiliş hikâyesini ele alan Pek Yakında'nın senaryosu da Cem Yılmaz'a ait. Yapımda Yılmaz'ın yanı sıra Tülin Özen, Zafer Algöz, Özkan Uğur, Ozan Güven, Çağlar Çorumlu, Cengiz Bozkurt ve Zerrin Tekindor gibi pek çok önemli isim yer alıyor.Yeşilçam filmlerine vurgu yapan ve özellikle Yavuz Turgul sinemasını ayrı bir yere koyan bir film; Pek Yakında. Drama ve komedinin iç içe geçtiği yapımın senaryosu dengeli hali ile dikkat çekiyor. Yer yer zekice göndermelerin yapıldığı filmin kimi bölümlerinin gereğinden fazla uzatılması eleştirmenlerden tepki alan noktalardandı. Yılmaz'ın daha önceki ‘Her Şey Güzel Olacak' ve ‘Hokkabaz' filmleri tadında olan Pek Yakında, gişede rekor kırabilecek mi sorusunun cevabını önümüzdeki günler gösterecek.
↧