Sanatçı Süleyman Erkişi, Dikenli Yollar isimli yeni albümünde Hizmet Hareketi’ne gönül vermiş insanları anlatıyor. Son dönemde yapılan karalama kampanyasının kendisini çok üzdüğünü söyleyen Erkişi, “Bu insanları 26 yıldır tanıyorum. İnsanlık ve adamlıktan başka bir şey görmedim.” diyor.Müzik hayatınız nasıl başladı?Müzisyen bir ailede doğdum. En büyük abimiz Ertuğrul Erkişi herkesin bildiği bir sanatçı. Gazi abim konservatuarda öğretim görevlisi. Küçük kardeşim Fatih de konservatuar mezunu. Anne ve baba tarafında da hemen herkeste müzisyenlik var. İTÜ Devlet Konservatuarı mezunuyum. Yüksek lisans yaptım. Doktoraya devam ediyorum. Bütün hayatım müzikle geçti. Bir dönem müzik öğretmenliği yaptım. Ondan sonra tamamen icracı ve besteci olarak yola devam ediyorum. Yeni albümünüz Dikenli Yollar’a kadar sadece ilahi seslendirdiniz. Neden böyle bir seçim yaptınız?Bu kararı 2003’te verdim. Müzik dünyasındaki insanların yaşadıkları hayatı az çok bildiğim için pek o hayatın içine girmek istemedim. Yaptığım müziğin yaşantımla bağdaşmasını istedim. Aslında son dönemde ilahi albümlerinin pek alıcısı olmadığı için albüm yapma düşüncem yoktu. Tek tek şarkı yapıp internete koyup dinleyicilerle paylaşıyordum.Kararınızı değiştirmenize sebep olan nedir?Son dönemde ülkemizde yaşanan olaylar bu albümü yapmamın en büyük sebebi. Ocak ayında Çıktık Dikenli Yollara isimli şarkıyı yapmıştım. Ardından Yiğit Anadolu’da Harman Olur şarkısı da gelince menajerim Faruk Bey albüm yapalım dedi. Daha sonra yaşanan süreci ve Hizmet Hareketi’ni anlatan şarkılar ortaya çıkınca bir albüm yaptık. Hangi duygularla yazıldı şarkılar?Özellikle 17 Aralık sürecinden sonra her gün Hizmet Hareketi hakkında yeni bir iftira ve yalanla karşılaşmaya başladık. Yıllardır tanıdığım, bildiğim ve sevdiğim insanlara sabahtan akşama kadar hakaret ediliyor. Ben bu insanları 26 senedir tanıyorum. Bu insanların bu söylenenlerle hiçbir ilgisi olmadığını biliyorum. Ben bir sanatçıyım. Duygularımı en iyi şarkılarımla ifade edebilirim. Albüme karar verdikten sonra o duygu yoğunluğuyla yazdım şarkıları. Hemen her şarkıyı neredeyse beş-on dakikada yazdım. Çünkü öyle bir dönem yaşıyoruz ki yüreğimiz, beynimiz, içimiz her yerimiz duyguyla doldu. Bunların bir taşmasıyla sözler kâğıda döküldü. ‘Yirmi altı senedir bu Hareket’i ve bu insanları tanıyorum.” dediniz. En çok hangi yönleri etkiledi sizi?İlk tanıdığım günden itibaren bu insanlardan adamlık ve insanlık gördüm. Başka bir şey görmedim. Eğer bu güzel insanlarla tanışmamış olsaydım hayatım şu anda daha farklı olabilirdi. Fethullah Gülen Hocaefendi başta olmak üzere hayatımızın belli dönemlerinde tanıştığımız çok düzgün insanlar var. Bu insanları tanıyorum. İçlerinde iyilik ve güzellikten başka bir duygu yattığına şahit olmadım. Bu insanları ve o güzelliklerini şarkılarımda anlatmak istedim.Bu insanların yeterince anlatılamadığını düşünüyorsunuz yani…Sadece bu konuyla ilgili değil genel olarak tarihimizle ilgili böyle bir sorun var. Çanakkale savaşımız var doğru dürüst filmi yok. Hizmet Hareketi’ne gönül veren özellikle de idealleri uğruna gurbete hicret eden her eğitim gönüllüsünün hayatından bir film senaryosu çıkar. Evet bu güzel insanlar için bugünlerde haşhaşi, sülük gibi hakaretler ediliyor ama onlar aslında birer gönül eri. Hepsinin, her gününün bestelenecek bir şarkısı var. Çünkü şu anda dünyanın seyrini değiştirecek bir olay oluyor ama maalesef bunu yeterince anlatamıyoruz. Bu yiğitler hakkında birkaç kitap yazıldı ama bence hâlâ çok yüzeysel kaldı. Bu insanlar hangi duygularla gidiyor, nelerden vazgeçiyor, hangi fedakarlıkları yapıyor? Bunları anlatmak gerek. Onlar zamanın destanını yazıyor. Destanı yazanlar o kadar alçakgönüllü ki çıkıp bunları anlatmıyor. Ama bunların anlatılması gerek.Şarkı yapılacak çok değerimiz varŞarkılarınızda sabır ve tevekkül duyguları da ön plana çıkıyor.Özellikle son dönemde yürütülen bir algı operasyonu var. Gerek siyasi, gerek sosyal ve gerekse ekonomik olarak baskıya maruz kalan insanlar söz konusu. Ancak bu işin başındaki insan, ‘Gerekirse takke dikeriz, geçimimizi sağlarız. Sıkın dişinizi ve sabredin’ diyor. Biz de genel olarak şarkılarda sabır ve tevekkül duygusunu işliyor ve özetle Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler diyoruz. Bir de Hocaefendi’nin, ‘Hiç durmadan yürüyecekseniz.’ sözü beni çok etkiliyor. ‘Ne olursa olsun, hangi sıkıntı ile karşılaşırsanız karşılaşın, başınıza hangi musibet gelirse gelsin yürüyeceksiniz.’ diyor. Bu sizin gittiğiniz yol doğru anlamına gelir. Hak yol sizin yolunuzdur demek. Ben de onun karşısında ‘hiç durmadan yürüyeceğiz’ dedim.Anne isimli çok duygusal bir şarkı var albümde. Hikâyesi nedir?Muammer Erdönmez isimli yurtdışında çalışan bir öğretmen var. Sözleri ona ait. Üç-dört yıl olmuş memlekete gelememiş. Annesi arıyor, ‘Oğlum bari bu yıl bayramda gel.’ diyor. Bir taraftan annesine orada yapması gereken hizmetler olduğunu anlatmış. Bir taraftan da için için bu sözleri kaleme almış.Albümün ana teması, Dikenli Yollar şarkısının ikinci kıtası değil mi?Kesinlikle. Bu albümü ‘Çıktık dikenli yollara’ deyip yola koyulan, ‘Hiç durmadan yürüyeceğiz’ diye söz verenlere, ‘Yorulmaya tövbe ettim’ diyen gönül erlerine, ‘Mevla görelim neyler’ diye düşünüp, ‘Göklere yazsam ismini’ deyip hayal kuranlara Asım’ın nesli duasıyla yavrularını büyüten, ‘Yiğit Anadolu’da harman olur’ dedirten annelere, yiğitlere, gidenlere dost ve dost olanlara selam olsun diye hazırladık.Keşke daha önceden böyle bir çalışma yapsaydım dediğiniz oldu mu?Ben yıllarca ‘ne yapabilirim?’ diye düşündüm. Böyle bir şey aklıma gelmemişti. Bu dönemin bir lütfu bu. Doğru yolda bulunmanın bir hediyesi diye düşünüyorum. Şu anda yine benzer duygularla yazılmış ve sırada bekleyen şarkılar var. Kur’an-ı Kerim, Bediüzzaman Said Nursi’nin eserleri, Hocaefendi’nin kitapları… Aslında elimizde o kadar çok kaynak eser var ki. Bunları açıp layığıyla okuyup anlasak her sayfasından birçok eser çıkar. Bu harekete gönül vermiş insanların yaşadıkları her günden belki birer şarkı çıkar. O kadar çok değerimiz var ki.Bu bir müzisyen için ticari anlamda risk değil mi?Ticari anlamda risk gibi görünebilir ama ben bir müzisyenim. İnsanlar beni düşüncelerimle yargılayacaklarsa varsın yargılasınlar. Ama ben müziğimle ve sanatımla tanınmak istiyorum. Zaten yaptığınız iş kaliteli ise insanlar belli bir süre sonra bu adam şöyle düşünüyor ama yaptığı işler güzel diyecektir. Toplum olarak bu noktaya gelebilmiş değiliz. ‘Bizden değil’ düşüncesi bitse her şey daha güzel olacak.
↧