Ankara’nın tek manzarası var, o da gece: Yüksekçe bir yerde durduğunuzda önünüze serilen ışıklardan ibaret. Bu manzaraya en hakim konumdaki yer Çankaya Köşkü. 1921’den beri birçok tarihsel olaya tanıklık eden Köşk yakında boşalıyor. Komşuları şaşkın: Şimdi burası ne olacak?Şehirlerin büyümesinin kaderi. Bir zamanlar burun kıvrılan semtler serpiliyor, yeni yaşam alanlarıyla yeni insanların ihtiyaçlarına karşılık veriyor. Daha eskilerinse kaderi yaşlanmak. Yaşlanan muhitler giderek gözden düşüyor, yeni muhitler yaşlanıyor, eski muhitler yeniden keşfediliyor. Bitmez bir döngü.Tarihi yüzyıllara dayansa da, başkent oluşuyla miladı hep cumhuriyetle başlatılan Ankara’da da bu sıralar benzer bir süreç var. Bir zamanlar Hacı Bayram Veli Hazretleri’nden Tacettin Dergâhı’na uzanan merkez, cumhuriyetin başında yerini Yenişehir’e, Bahçelievler’e, Yenimahalle’ye, Emek’e, Çankaya’ya, Ayrancı’ya terk etmiş. Çok değil 20 yıl öncesinin havalı semtleriyse şimdi hızla gözden düşmekte. Yeni mekanlar çoktan değişti: Çukurambar, Konutkent, Eryaman, Mesa, Gölbaşı, Yıldız. Bahçelievler’de, Çankaya’da eskiyen evler kiracı bulmakta zorlanıyor, zaten sakinleri de sabit. Kolay kolay yer değiştirmeyen ev sahipleri. Kiralar merkezde en fazla 1500 liraya yükselirken, Çukurambar’da daha astronomik rakamları da buluyor, 2000 liraya bakanlarla komşuluk yapmak istemez misiniz?Milletvekili lojmanlarının yıkılması ve Oran’dan taşınmasıyla başlayan değişimi en net ortaya koyan gelişmeyse, bugünlerde yaşanıyor. 1921’den beri yalnız bir şehrin değil bir ülkenin merkezi olan Çankaya Köşkü’nde yeni yere geçme hazırlıkları var. Köşke uzanan ve Ankara’yı ayakların altına seren protokol yolu ıssız, Çankaya ve civarında artık cismanileşen “gözden düşmenin” hüznü. Köşk atıl olmadı, kullanılmaya devam edecek ama eski debdebesini çoktan kaybetmiş görünüyor.Ne lüzumu vardı?Aslında Ankara’da denk geldiğim, konuştuğum herkeste benzer bir tepki: Ne lüzumu vardı? Herkesin farklı farklı gerekçeleri var. Kimisi Atatürk Orman Çiftliği’ne yapılan Ak Saray’dan rahatsız. Ak Saray’dan rahatsız olanlar da üçe ayrılıyor: İnşaatta doğa katliamı yapıldığını ve Ankara’nın nadir yeşil alanlarından birinin yok edildiğini savunanlar; AKP’nin Atatürk döneminden kalma eserleri yok etmek saikiyle yola çıktığını söyleyenler; yeni yerin bir temsil yeteneğine sahip olmayacak kadar kitch bir eser olduğunu düşünenler.Kimisi Ak Saray’a laf etmiyor da, tarihsel bir devamlılık olmamasından şikayetçi: Neden bizde bir müze kültürü yok, neden değerlerimizi koruyamıyoruz? Nihayet son olarak, şehrin çarpık ve orantısız büyüdüğünü, şehri şehir yapan bütün değerlerini yitirdiğini düşünenler. Onlara göre artık Ankara’nın en nefes alan yeri Çankaya ve civarında da geri sayım başlamıştır. Güvenlik Caddesi, Cinnah Caddesi, Tunalı Hilmi, Ayrancı ve Köroğlu. Eski köşkün eski komşuları. Buralardan yapılacak bir yürüyüş sizi Çankaya’ya götürür. Köşk’ün hemen altında uzanan Seymenler Parkı’nda dinlenebilir, Botanik Parkı’nda uzun uzun oturabilirsiniz. Seymenler Parkı Behzat Ç. dizisinde kullanıldığından beri daha popüler.Köşk’ün çevresi neredeyse boş. Biraz uzağına doğru apartmanlar, evler... Bu evlerden birinde mimarlık bürosu bulunan Aysel Akış, 6 yıldır burada ama çocukluğu Tahran Caddesi’nde geçmiş. Kendi deyişiyle bir Atatürk sevdalısı ve Köşk’ün taşınmasını da buna bağlıyor: “Eskiye dair hiçbir şey kalmasın istiyorlar. Burası da onlardan biri. Bu kadar güzel bir mimari yerine gidip uğruna o kadar ağaç kesilen kadük binada oturmanın başka nasıl bir açıklaması olabilir? Çankaya’nın da değerini düşürdüler. Yanlış anlamayın, buradan taşınmaları değil, buraya taşınmaları. Protokol yolunun kalabalıklığı, koruma araçlarının fazlalığı buradaki herkesi bezdirdi. Gitmelerine bir yerde seviniyorum ama tabii ki, Çankaya gibi yerlerden gitmeleri de bir tercih zaten. Buraya hizmet vermekten kaçınan bir Belediye Başkanı’nın buradan bir an önce kaçmaya bakan cumhurbaşkanı.”Büfe sahibi Hüseyin Kargın, semtin çehresini düşünenlerden. Ona göre bu değişim kaçınılmaz: “Oran’daki milletvekili lojmanları yıkılıp bakanlar, vekiller Keçiören, Çukurambar gibi semtlere taşınınca bir değişim başladı. İnsanlar bir zamanlar buraya biraz da güvenilir, nezih bir yer olduğu için gelirdi. Elçilik çalışanları hep burada ikamet ederdi. Şimdi kalanlar da belli bir seviyenin üstündeki insanlar ama daha çok profil, bekar, çalışan ve iyi bir geliri olan insanlara döndü. Yeni evliler burada oturmak istemiyor, evler eski. Bürokratlar konfor arıyor. Bir de apartmanda kiminle komşuluk ettiğin de önemli. Ben olsam ben de amirimin olduğu civarda otururum. Bütün bakanlıklar, devlet daireleri Yenişehir’den Balgat’a, Eskişehir Yolu’na kaymışken, bu son kaçınılmazdı.”Kızılay 10 yıl sonra Ulus olacakEmlak ofislerinin vitrinleri Aysel Hanım’la Hüseyin Bey’i doğrulamıyor. 1400 lira kira, 700 bin liraya satılık daire. Bunun hikmeti nedir? Emlakçı Metin Ilık cevaplasın:“Emlak piyasasında değişimler zamana yayılır. Semtler bir anda gözde olmaz ve bir anda gözden düşmez. Kızılay çevresi; Konur ve Karanfil Sokak 1980’den itibaren değer kaybetmeye başladı. Şimdi gitseniz hâlâ dükkanların hava paralarının, değerlerinin yüksek olduğunu görürsünüz ama artık okur yazar bir insanı oraya götüremezsiniz. Çünkü bütün kitabevleri bar oldu. Akşamları orada yürümek tekin değil. Değişim 30 yıldır var ve bir 10 yıl sonra Kızılay’ın Ulus’tan bir farkı kalmayacak. Çankaya ve Ayrancı için de bu böyle. Elbette yeni yapılan binalarda fiyatlar hâlâ çok yüksek ama burası artık iyice emekli ve yaşlı yeri oldu. Gençler uzun süreli ikamet için burayı tercih etmiyor. Herkesin arabası var ve merkezde bulunmak kimse için bir anlam ifade etmiyor. Çankaya Köşkü olsun, Atakule olsun hep bu gözden düşmenin etkisini artıran değişimler oldu. Bir zamanların simgesi Atakule Alışveriş Merkezi’ne son yıllarında market alışverişine bile gelmiyordu insanlar. Köşk de gitti. Bir on yıl sonra buralar ya kentsel dönüşümle başka bir hale gelir ya da iyice değerini yitirir.”Babası da dedesi de Farabi Sokak’ta oturan Ece Işınay da bölgenin giderek değer kaybettiğini doğruluyor. Kendi de ikamet etmek için Konut Kent’i tercih etmiş:“Konut Kent uzak ama konforu başka. Burası giderek zamanla kıymet kaybetti. Merkeziliğini yitirdi. Protokol yolunun yeni kullanılma şekli insanları yordu. Arabayla çıkamaz hale geldik, yaya olarak karşıdan karşıya geçemiyoruz. Köşk’le komşu olmak dedem için bir anlam ifade ediyordu ama benim için etmiyor. Onlar için anlamı da şu; Pembe Köşk burada, Çankaya Köşkü burada. Devlet adamları daha erişilebilir durumdaymış o zaman. İsmet İnönü’yle kaç tane anısı vardır. Giderek yükselen güvenlik paranoyası, Köşk’ün iyice dışarı kapanması, belki de ağaçların büyümesi, duvarların yükselmesi. Hepsi neden olmuş olabilir ama kesin olan Köşk başka bir kompleks, Çankaya, Cinnah başka bir yer. Tek ortak noktaları kullandıkları yoldu o yol da son yıllarda halk için eziyete dönüştü.”Buralar hep köpek olduÇankaya sakinleri Atakule Alışveriş Merkezi’nin yıkılmasına da Köşk’ün taşınmasına da ayrı ayrı nedenlerden üzgün. Köşk’ün taşınması demek zaten sıkıntılı olan güvenlik meselesinin iyice sıkıntıya girmesi demek. Hırsızlık olaylarından yaka silkmişler. Atakule Alışveriş Merkezi’nin yıkılmasıysa, artık buranın kimse için bir cazibe merkezi olmadığının göstergesi.Peki yeni cazibe merkezi Atatürk Orman Çiftliği ve çevresi mi? Demetevler sakinlerinden Müzeyyen Örnek durumdan memnun, çünkü Cumhurbaşkanı’nı seviyor: “Yolun tıkanmasına neden olabilir belki ama ona da razıyız. Gelsin burada otursun. Yeni bir yer yapmış diye laf ediyorlar. İnsanların neye nasıl tepki verdiği belli değil. Cumhurbaşkanı’nın nerede oturduğundan sana ne?”Yeni yerden bir şikayetçi daha var, kedilerin derdine yanan Haluk Bey. Neden mi üzülüyor? Kendisi anlatsın: “Bu Başkanlık Sarayı yapılırken orada yaşayan bütün köpekler Beştepe ve Emek’e geldi. O köpekler içinde kara bir tane köpek var, kedileri kovalayıp öldürüyor. Belediye’ye de söyledik ama onlar da başıboş kalan köpeklerin oradan geldiğini söyledi, zaten barınakta da yer yokmuş. Yazık bütün kedileri öldürdü o köpek. Diğerleri de açlık çekiyor bu kadar çok olunca.”Ankara’da aslında değişen yalnızca siyaset değil, bir kentin de dokusu değişiyor.
↧