Sosyal medyada paylaşılan sözlerin ekserisi buharlaşırken bazıları ise adeta halka mal oluyor. Hatta bir kısmının kaynağı bile unutulup anonimleşiyor. Bakarsınız geleceğin atasözleri, vecizeleri Twitter’dan çıkar ve 50 yıl sonra torunlarımız şöyle başlayan cümleler kurar: Ne tweet atmış atalarımız!Önce Suriye sonra Gazze’den ölüm haberlerinin geldiği vakitler... Ölenlerin arasında çocukların olduğunu öğrenince öfkemizin kat kat arttığı bu zaman dilimleri, ne diyeceğimizi en çok şaşırdığımız anlara tekabül ediyor. Üstüne üstlük ‘Bir şey yazmazsa ölecek’ hastalığından muzdaribiz. Tam o esnada imdadımıza bir cümle yetişiyor: “Çocuklar uyurken sessiz olunur, ölürken değil”. “Hah işte tamam” diyoruz; “Olan biteni daha güzel anlatan bir söz daha yok”. Takip ettiklerinden birinin paylaştığı tweeti bir kez de sen paylaşıyorsun. İmza yok, ‘mention’ yok. İlk kim attı belli değil. Binlerce kez retweet edilen ifadenin ünü Twitter’ı da aşıyor. Bir belediye yine İsrail’in Gazze saldırılarını kınadığı bir afişinde bu ifadeyi kullanıyor. Facebook’ta, bloglarda çeşitli internet sitelerinde defalarca kez çıkıyor karşımıza. Yine kaynak belirtilmemiş. Şiir mi, şarkı sözü mü, veciz mi atasözü mü diye merak ederken ufak çaplı bir araştırmayla söz konusu tweeti oyuncu Erkan Can’ın attığını öğreniyoruz. Twitter’da çok da aktif olmayan Can’ın söz konusu tweeti Gazze olayları değil Gezi olayları sırasında hayatını kaybeden Berkin Elvan için atması Twitter ve diğer sosyal medya araçlarının yeni bir yazılı kültür oluşturmaya başladığını haber veriyor aslında. Erkan Can’ın yaklaşık 27 bin kez RT edilen, bir o kadar da imzasız kaynaksız bir şekilde paylaşılan bu ifadesi ve bunun gibi onlarca yüzlerce tweet geleceğin atasözleri, vecizleri olabilir mi? Yani bu tweetler geleceğe kalır mı? Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğretim Üyesi İsmail Hakkı Polat, “Kalmaz olur mu?” diyor. Hatta ona göre bazı geleneksel metotlar siber ortamda yeniden şekilleniyor, bazı gelişmeler geçmişe döndürüyor bizi. Polat’tan konuyu biraz açmasını istiyoruz, şöyle anlatıyor: “Kaynağı belirtilmeden atılan tweetler, kim tarafından atıldığı bilinmeden yapılan paylaşımlar biraz anonim halk kültürü gibi. Eskisi gibi ağızdan ağıza değil tweetten tweete yayılıyor, dolaşıyor, asıl kaynağını da kaybediyor. Bu açıdan da güzel bir şey. Karacaoğlan dönemine dönüyoruz sanki.” Polat, “Kapitalizmin getirdiği metalaşmış bir kültürden daha anonim, daha halka ait, halka mal olmuş şeylere doğru gidiyoruz. O bakımdan sözlerin kime ait olduğunun bilinmediği bir süreç bu.” diyerek anlatıyor gelinen noktayı. Ona göre, Anadolu kültürünün çok önemli bir parçası olan ‘halk’ katmanının yeniden ortaya çıkması ve kültürü anonimleştirmesi söz konusu. Ve bu kültür oluşurken eskisi gibi kimin değil neyin söylendiği önemli. Siber ortama yöneltilen eleştiriler bir yana bu yeni medyanın getirdiği şöyle bir güzellikten bahsediyor Polat: “İnsanlar sizi önce kıyafetinize ya da saçınıza göre değil oradaki söz ve düşüncenize, paylaşımlarınıza göre değerlendiriyorlar. Bu çok güzel bir avantaj. Tarihte bir ilk belki de. ‘İnsanları asosyalleştiriyor, kültürü sığlaştırıyor’ filan gibi eleştiriler var. Ben tam tersini düşünüyorum. Bu geçiş döneminin sonunda o kültürün derinleşmesiyle birlikte asıl yepyeni ama bir yandan da öze inen bir kültür de şekilleniyor. Bu kültürün şekillenmesi vakit alacak ama şu andaki metalaşmış, insanların derinlik diye söz ettiği şeylerden farklı olacak. Derinlik de o olacak bence.” Bu tür dikkat çeken ve dilden dile yayılmaya başlayan tweetler daha çok etki alanı geniş toplumsal olaylar sırasında ortaya çıkıyor. Bir başka örnek de Soma faciasından. İktidar sahiplerine, holding patronlarına, işverene, sendikaya hemen herkese siber ortamda öfke yöneltilen bir dönemde yine imzasız bir ‘tweet’ paylaşılıyor. Başka söze gerek yok cinsinden: “İnşallah öbür dünyada da Türkiye yoktur”. Aslında bu da faciadan daha önce atılmış ne için yazıldığı meçhul bir tweet. Twitter fenomeni @YARIMDeli’ye ait. O kadar ‘genel’ ki her toplumsal olayı karşılıyor. Bundan sonra da çok sık paylaşılacak gibi. İsmail Hakkı Polat, bu durumu ‘Söz uçar yazı kalır’ ifadesiyle açıklıyor. Ve ekliyor: “Ne yazıyorsanız kalıyor. Silseniz bile. Aynı sebepten dolayı başınız belaya da girebiliyor. Neyin kim tarafından yazıldığı da araştırınca bulunabilir. Bu bahsettiğimiz anonimleşme meselesinde ise durum farklı. Yazının kime ait olduğu çok önemli değil. O eski Anadolu halk kültürünün hatta daha da genelleştirirsek masallarla efsanelerle birlikte var olan dünya halkları kültürünün siber ortamda yeniden şekillenip var olması durumu söz konusu bence.” Yitik Ülke Yayınları Kurucusu yazar-şair Kadir Aydemir de bir şiirinin ‘Anılar ölümsüzdür sen değil’ şeklindeki dizesinin Twitter’da aforizma haline gelmesine çok şaşırmış. Twitter’da arama çubuğuna bu dizeyi yazdığında nick belirtilmeden paylaşılmış binlerce tweet görülüyor. Aslında Aydemir’in kitaba bile koymaya düşünmediği bir şiirmiş bahsi geçen. Bir gün bir tweete sığacak kadar olan bu dizeyi paylaşmış. Sonrasında binlerce kez paylaşıldığını görünce şiiri ‘inadına kitabın girişine koyduğunu’ anlatıyor. Dizenin inanılmaz ilgi gördüğünü anlatan Aydemir, “Ne bir isim ne bir tırnak var. Bu dize artık halka mal oldu, anonimleşti.” diyor. Sosyal medya uzmanı Murat Bayraktar anonimleşme meselesinin tweeti ilk atan kişi açısından olumsuz bir durum arz etmediğini düşünüyor. Tweetlerin çoğu zaman insanın kendini ifade etme ihtiyacına cevap vermek için atıldığını söyleyen Bayraktar şunları söylüyor: “İnternetin anonim yapısı nedeni ile bu durumun genel internet kullanımı ve ‘içtihatları’ açısından bir sorun olarak algılanmaması gerektiğini düşünüyorum. Yani Twitter kullanıcısı da yazdığı yazının anonim olarak birçok yerde paylaşılabileceğinin farkında olmalı. Eğer ifadelerinizden copyright almak, resmi bildirimler yapmak gibi amacınız varsa, bunun mecrası Twitter değil.”Çalıntı tweet ağır bir ifade, olsa olsa ‘ayıp’ denilebilirKaynak belirtmeden yapılan paylaşımları ‘çalıntı tweet’ olarak değerlendirenler de var. Bayraktar, retweet edildiği sürece bunun çalıntı olarak değerlendirilmeyeceğini düşünüyor: “Bahsedilen platform sosyal medya platformu sonuçta. Ne yazabileceğinize ait bir düzenleme de yok. Bilimsel bir makale olsa idi tabii ki bu büyük bir suç olurdu. Bu mecrada olsa olsa, bunu ‘ayıp’ olarak nitelendirebiliriz bence.” Aynı zamanda Bilge Adam Sistem Network müdürü olan Bayraktar, ‘bu tweetlerden ileride atasözü, vecizler özlü sözler çıkar mı?’ meselesine ise ‘zaman gösterecek’ sözleriyle yaklaşıyor. Ona göre bilişim sektöründe bu şekilde geçmişten gelmiş (tabii söyleyeni belli olan) çok cümle var. İsimsiz tweet’lerden atasözü çıkacak mı sorusunun cevabını zaman gösterecek.Twitter’dan unutulmaz aforizmalar-İnsan gerçekten hayret ediyor @cbabdullahgul-Çocuklar uyurken sessiz olunur, ölürken değil! @ErknCan-İnşallah öbür dünyada da Türkiye yoktur @YARIMDeli-Anılar ölümsüzdür sen değil @kadirr_aydemir-Bütün şarjlar hızla tükeniyordu önceliği ayfona verdiler! @ictihad-Tatava yapma bas geç! (anonim)-Hepimiz güçsüze karşı İsrail’iz o yüzden Filistin var. @YARIMDeliTwitter dili ve edebiyatına girişAnonimleşen tweetlerin yanı sıra sosyal medya bir yandan da kendi jargonunu üretiyor. Slogan haline gelen ifadelerle birlikte kalıplaşan ifadeler de dikkat çekici. “X yapıyorum çünkü Y olmak bunu gerektirir” farklı farklı çok sayıda durum için kullanılan kalıplardan biri. Yine “X bizim işimiz” “.... yapmayı sizden öğrenecek değiliz” gibi kalıplar bu jargonun en bariz örneklerinden biri. “Falanca yer çok güzel gelsene”, “Haberim yokmuş gibi çek panpa” diğer örnekler.
↧