Türkiye’nin en önemli müzisyenlerinin yapım şirketi olan Doğan Müzik’in genel müdürü Samsun Demir ile hikâyesini ve sektörü konuştuk. Yıldız isimlerle çalışmanın zorluklarından, neden dünya starı çıkaramıyoruz sorusuna kadar birçok konuyu irdeledik.Doğan Müzik’in (DMC) Genel Müdürü Samsun Demir; Tarkan, Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Mustafa Ceceli ve Emre Aydın gibi müzisyenlerin yapımcısı. Birçoğumuz onu, ödül törenlerinde, törene gelemeyen sanatçıların ödüllerini alırken gördük. Demir, hem yoğunluğundan hem de polemik olmasın diye çok röportaj vermiyor. Kendisini ikna ettik ve müzik sektörünün sorunlarından hayatına kadar birçok şeyi konuştuk.Sanatçılar ve sektörde herkes size ‘hocam’ diyor. Nereden geliyor bu hocalık?1986’da İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdim. Sonra Basın Yayın Yüksek Okulu’nda araştırma görevlisi oldum. Akademik hayatım başladı ve 2000’e kadar böyle sürdü. 2000’de üniversiteden ayrıldım, özel sektöre geçmeyi istiyordum. O dönem kendim için amatör bir albüm hazırladım. Eş dost aracılığıyla yeni kurulan Doğan Müzik’e gönderdim.Nasıl bir albümdü?Şiir okuduğum bir albümdü. Kendime yetecek kadar gitar ve piyano çalıyordum. Doğan Müzik’ten çağırdılar, görüştük, albümü çıkarttık. O zaman Ercan Saatçi vardı şirketin başında. Herkes hocamız albüm çıkartmış deyip arayınca, şirkettekiler çevremin geniş olduğunu fark etti. Şirketin basınla ilişkileri için hem müziği anlayan, sosyal iletişimi güçlü hem de çevresi geniş birini arıyordu. Bana teklif ettiler, ben de kabul ettim.Sonra?Sonrası kader. 2001’de girdim şirkete. Önce yerli yapımlar sorumlusuydum. Sonra genel müdür yardımcısı oldum. Ercan Saatçi ayrılınca da 2007’de genel müdür oldum.DMC şu anda sektörün lideri. Nasıl bu kadar büyüdü?Koşullarla da ilgili bu. Mesela eskiden büyük şirketler vardı. Uzanlar’ın şirketi, Prestij, Universal… Rekabet daha sert ve sıkıydı. Bu şirketler devam edemedi. Gruplar çökünce sanatçılar dağıldı. DMC piyasada birtakım avantajlar yakaladı. Bizim yaptığımız o avantajları doğru kullanmak yönünde oldu.Yıldızlarla çalışmak zor mu?Starlar büyüdükçe çalışmak kolay oluyor. Bir sanatçı star olabilmişse bir şeyleri biliyor demektir. Siz de biliyorsanız iki bilen olarak anlaşmak kolay. Yeni isimlerle çalışmak daha zor. Çünkü işi bilmiyorlar, herkes farklı şey söylüyor. Kimi dinleyeceğine karar veremeyip, doğru seçim yapamıyorlar.Sanatçıların her işini takip edip, olaylara müdahil olabiliyor musunuz?Sürekli müdahil oluyoruz. Sanatçılar her yıl aynı anda albüm yapmaz. Aynı anda albüm yapan sanatçılar beş tanedir genelde. İyi bir programlama yaparak, onların menajer ve aranjörleriyle iyi ilişkiler kurarak hepsiyle ilgileniyoruz. Hepsinin repertuar çalışmalarına, stüdyosuna gidiyorum.DMC yeni isimlere albüm yapmaz diye bir algı var…Son yedi yılda Ferhat Göçer, Mustafa Ceceli, İrem Derici, ENBE orkestrası, Model gibi birçok yeni isimle çalıştık ve hepsi star oldu. Demek ki bu doğru değil. Sektörde yine en fazla yeni isim (noname) çıkaran şirket DMC. Ayrıca noname bir isimden star çıkarmak çok zor bir iş. Bu sadece Türkiye’de değil, dünyada da zor. Mesela yakın zamanda X Factor yarışmasında İncir adlı şarkıyı söyleyen İlyas Yalçıntaş’a bir albüm yapıyoruz. Arkasında duracağız.Yeni isimlerde hangi kriterler arıyorsunuz?Çok parlak olmasına dikkat ediyoruz. Mesela Mustafa Ceceli, Model, İrem Derici gibi isimler, gördüğü zaman herkesin fark edebileceği isimler. Bizim için böyle isimlere kapalı değil, çok seçici diyebilirsiniz. Yıllarca bu sektörde kalacak isimleri bulmaya gayret ediyoruz. Öyle de oluyoruz. Mesela Mustafa çıkalı yedi yıl oldu, hâlâ zirvede.Mustafa demişken, ALS için size meydan okudu. Cevap vermediniz.Evet. Bunu yapabileceğim müsait bir yer yoktu. Bağışımı yaptım. Hafta sonu da uygun bir yere gidip bunu gerçekleştireceğim.Şirketinizde olmasını istediğiniz isimler var mı?Böyle söylendiğinde yanlış anlaşılabiliyor. ‘Röportaj vermiş, bizim sanatçımıza göz kırpıyor’ gibi anlaşılabiliyor. Sıla, Şebnem Ferah, Candan Erçetin’i çok severim. Bir şekilde farklı projelerde bir araya geliyoruz. Sağ olsun şirketleri buna müsaade ediyor.“Türkiye’de neden dünya starı çıkmıyor?” diye sorulduğunda fatura genelde yapımcıya kesilir...Kimsenin kimseyi suçlamasına gerek yok. Çevremize bakalım. Bu çevrede çıkan bir dünya starı var mı? Kendimizi ne kadar Avrupa ülkesi olarak görsek de dünya bize Ortadoğu ülkesi olarak bakıyor. Kendimizi küçük görmeyelim, bölgede büyük başarılarımız var. Avrupa ve ABD için din ve dil engel. 2001’e kadar bizim sanatçılarımız da Müslüman sanatçılar da Avrupa’da kendini gösterebiliyordu. İkiz kulelere yapılan saldırılar sonucunda kapılar Müslümanlara kapandı. İkincisi dil çok büyük engel. Bir dilin vurgusu ve duygusuna hâkim değilseniz şarkı söyleyemezsiniz.90’lardaki gibi kalıcı şarkılar yapılmıyor, eleştirilerine katılıyor musunuz?Onno Tunç, Aysel Gürel gibi isimler çok özel isimlerdi. Bu dönemde onların birebir karşılıklarını bulmak kolay değil. Fakat bu, bu iş tamamen bitti anlamına gelmez. O günkü tüketimle bugünkü tüketim çok farklı. Şimdi müziğe ulaşmak için geniş mecralar var ve çok çabuk tüketiliyor. Birçok güzel şarkıyı gözden kaçırıyoruz. İnsanlar oturup baştan sona bir albümü dinlemiyor artık. Aslında hit çıkmıyor değil. Mesela son olarak İrem Derici’nin Kalbimin Tek Sahibine isimli şarkısı YouTube’da 43 milyon tıklanmış, iTunes’da 20 bin indirilmiş, 20 bin adet de CD satılmış.Proje albümlerin cılkı çıktıProje albümler, müzik sektörü için yeni bir kandı ve olumlu katkıları oldu. Fakat artık herkes işi gücü bırakıp böyle albümler yapıyor ve cılkı çıktı. Bu iş sektöründeki herkese zarar vermeye başladı. Tüketicide farklı bir algı oluştu. Tek sanatçı yerine hepsinin olduğu albümü almaya yöneldi. Maalesef sektör ölçüsünü kaçırdı. Bunlara ara verilmeli. Mesela biz Kayahan’a saygı albümünden sonra ara vermeyi düşünüyoruz.Telif konusunda hepimiz suçluyuzTelif meselesi büyük yara. Restoranlar, oteller ve işletmeler neden para veriyoruz, noktasındalar. Bilinç yok, bu bilinci oluşturmak gerek. Gidip anlatılması lazım, kamu spotları hazırlanması gerek. Kanuni yaptırımları artırmak, denetimleri kolay hale getirmek gerek. Aslında herkes ne yapılması gerektiğini biliyor ama çalışılmıyor. Bu konuda hepimiz suçluyuz. Yapımcı da, sanatçı da eser sahibi de...Sektörün sorunu kıskançlıkTürkiye’de ödül almak biraz sıkıntılı bir iş. Çünkü ödül almayanın gözünde otomatikman o ödülü hak etmiyorsun. Daha çok kıskançlık ve nefret uyandırıyorsun. Ödülün tadını çıkaramıyorsun. Kıskançlık tavanda. Sektörün sorunu kıskançlık. Doğan Müzik’in (DMC) Genel Müdürü Samsun Demir; Tarkan, Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Mustafa Ceceli ve Emre Aydın gibi müzisyenlerin yapımcısı. Birçoğumuz onu, ödül törenlerinde, törene gelemeyen sanatçıların ödüllerini alırken gördük. Demir, hem yoğunluğundan hem de polemik olmasın diye çok röportaj vermiyor. Kendisini ikna ettik ve müzik sektörünün sorunlarından hayatına kadar birçok şeyi konuştuk.Sanatçılar ve sektörde herkes size ‘hocam’ diyor. Nereden geliyor bu hocalık?1986’da İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdim. Sonra Basın Yayın Yüksek Okulu’nda araştırma görevlisi oldum. Akademik hayatım başladı ve 2000’e kadar böyle sürdü. 2000’de üniversiteden ayrıldım, özel sektöre geçmeyi istiyordum. O dönem kendim için amatör bir albüm hazırladım. Eş dost aracılığıyla yeni kurulan Doğan Müzik’e gönderdim.Nasıl bir albümdü?Şiir okuduğum bir albümdü. Kendime yetecek kadar gitar ve piyano çalıyordum. Doğan Müzik’ten çağırdılar, görüştük, albümü çıkarttık. O zaman Ercan Saatçi vardı şirketin başında. Herkes hocamız albüm çıkartmış deyip arayınca, şirkettekiler çevremin geniş olduğunu fark etti. Şirketin basınla ilişkileri için hem müziği anlayan, sosyal iletişimi güçlü hem de çevresi geniş birini arıyordu. Bana teklif ettiler, ben de kabul ettim.Sonra?Sonrası kader. 2001’de girdim şirkete. Önce yerli yapımlar sorumlusuydum. Sonra genel müdür yardımcısı oldum. Ercan Saatçi ayrılınca da 2007’de genel müdür oldum.DMC şu anda sektörün lideri. Nasıl bu kadar büyüdü?Koşullarla da ilgili bu. Mesela eskiden büyük şirketler vardı. Uzanlar’ın şirketi, Prestij, Universal… Rekabet daha sert ve sıkıydı. Bu şirketler devam edemedi. Gruplar çökünce sanatçılar dağıldı. DMC piyasada birtakım avantajlar yakaladı. Bizim yaptığımız o avantajları doğru kullanmak yönünde oldu.Yıldızlarla çalışmak zor mu?Starlar büyüdükçe çalışmak kolay oluyor. Bir sanatçı star olabilmişse bir şeyleri biliyor demektir. Siz de biliyorsanız iki bilen olarak anlaşmak kolay. Yeni isimlerle çalışmak daha zor. Çünkü işi bilmiyorlar, herkes farklı şey söylüyor. Kimi dinleyeceğine karar veremeyip, doğru seçim yapamıyorlar.Sanatçıların her işini takip edip, olaylara müdahil olabiliyor musunuz?Sürekli müdahil oluyoruz. Sanatçılar her yıl aynı anda albüm yapmaz. Aynı anda albüm yapan sanatçılar beş tanedir genelde. İyi bir programlama yaparak, onların menajer ve aranjörleriyle iyi ilişkiler kurarak hepsiyle ilgileniyoruz. Hepsinin repertuar çalışmalarına, stüdyosuna gidiyorum.DMC yeni isimlere albüm yapmaz diye bir algı var…Son yedi yılda Ferhat Göçer, Mustafa Ceceli, İrem Derici, ENBE orkestrası, Model gibi birçok yeni isimle çalıştık ve hepsi star oldu. Demek ki bu doğru değil. Sektörde yine en fazla yeni isim (noname) çıkaran şirket DMC. Ayrıca noname bir isimden star çıkarmak çok zor bir iş. Bu sadece Türkiye’de değil, dünyada da zor. Mesela yakın zamanda X Factor yarışmasında İncir adlı şarkıyı söyleyen İlyas Yalçıntaş’a bir albüm yapıyoruz. Arkasında duracağız.Yeni isimlerde hangi kriterler arıyorsunuz?Çok parlak olmasına dikkat ediyoruz. Mesela Mustafa Ceceli, Model, İrem Derici gibi isimler, gördüğü zaman herkesin fark edebileceği isimler. Bizim için böyle isimlere kapalı değil, çok seçici diyebilirsiniz. Yıllarca bu sektörde kalacak isimleri bulmaya gayret ediyoruz. Öyle de oluyoruz. Mesela Mustafa çıkalı yedi yıl oldu, hâlâ zirvede.Mustafa demişken, ALS için size meydan okudu. Cevap vermediniz.Evet. Bunu yapabileceğim müsait bir yer yoktu. Bağışımı yaptım. Hafta sonu da uygun bir yere gidip bunu gerçekleştireceğim.Şirketinizde olmasını istediğiniz isimler var mı?Böyle söylendiğinde yanlış anlaşılabiliyor. ‘Röportaj vermiş, bizim sanatçımıza göz kırpıyor’ gibi anlaşılabiliyor. Sıla, Şebnem Ferah, Candan Erçetin’i çok severim. Bir şekilde farklı projelerde bir araya geliyoruz. Sağ olsun şirketleri buna müsaade ediyor.“Türkiye’de neden dünya starı çıkmıyor?” diye sorulduğunda fatura genelde yapımcıya kesilir...Kimsenin kimseyi suçlamasına gerek yok. Çevremize bakalım. Bu çevrede çıkan bir dünya starı var mı? Kendimizi ne kadar Avrupa ülkesi olarak görsek de dünya bize Ortadoğu ülkesi olarak bakıyor. Kendimizi küçük görmeyelim, bölgede büyük başarılarımız var. Avrupa ve ABD için din ve dil engel. 2001’e kadar bizim sanatçılarımız da Müslüman sanatçılar da Avrupa’da kendini gösterebiliyordu. İkiz kulelere yapılan saldırılar sonucunda kapılar Müslümanlara kapandı. İkincisi dil çok büyük engel. Bir dilin vurgusu ve duygusuna hâkim değilseniz şarkı söyleyemezsiniz.90’lardaki gibi kalıcı şarkılar yapılmıyor, eleştirilerine katılıyor musunuz?Onno Tunç, Aysel Gürel gibi isimler çok özel isimlerdi. Bu dönemde onların birebir karşılıklarını bulmak kolay değil. Fakat bu, bu iş tamamen bitti anlamına gelmez. O günkü tüketimle bugünkü tüketim çok farklı. Şimdi müziğe ulaşmak için geniş mecralar var ve çok çabuk tüketiliyor. Birçok güzel şarkıyı gözden kaçırıyoruz. İnsanlar oturup baştan sona bir albümü dinlemiyor artık. Aslında hit çıkmıyor değil. Mesela son olarak İrem Derici’nin Kalbimin Tek Sahibine isimli şarkısı YouTube’da 43 milyon tıklanmış, iTunes’da 20 bin indirilmiş, 20 bin adet de CD satılmış.
↧