Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Güle güle ‘O Captain My Captain!’

$
0
0
Yeri geldi Peter Pan, Temel Reis olup çocukları eğlendirdi, yeri geldi Sean Maguire, John Keating ile gençleri hayata hazırladı ya da Roosevelt, Eisenhower gibi ağır rollerin adamı oldu Robin Williams. Hayattaki rolünü ise acı bir şekilde tamamladı.Bazı yüzler vardır ki onları gördüğünüzde “İşte, bu insan kesinlikle bu iş için yaratılmış” dersiniz. Robin Williams’ın yüzü de adeta beyazperde için biçilmiş bir kaftandı. Komik ya da üzücü her ne anlatsa onu izleyenlerin yüzünde bir tebessüm olduğunu görürdünüz. Dünyanın en güzel gülen adamlarından biri olmasından kaynaklanıyordu belki de. Kendine has simasıyla bir şekilde izleyiciyle arasında bağ kurabilen Hollywood’un en yetenekli isimlerinden biriydi o. Oldukça sevilen komedi filmlerinin içinde yer aldı, evet, fakat dramın da üstesinden gelebildiğini kült haline gelen pek çok filmiyle herkese gösterdi. Geçtiğimiz hafta hayatını kaybetti Williams. Ölümüyle beraber içimizdeki çocuk da bir parça eksildi. Ve dünya onsuz, artık daha az komik bir yer. 1951 yılında dünyaya gelir Williams. Çocukluğunu Michigan’da geçirir. Sırasıyla okul ve üniversite sıralarından geçer. Oyunculuk ve güldürü yeteneğini fark ettiğinde ise özel beceri gösterenlerin alındığı bir yer olan New York’taki Julliard Okulu’na kaydını yaptırır. Özellikle komedi için nadir bulunan bir yüze sahiptir. Buradaki eğitimini tamamladıktan sonra yavaş yavaş gösteri dünyasına adım atmaya başlar. “Mork, Orsen’i arıyor, cevap ver” Williams, NBC’de yayınlanan lakin pek de başarılı olmayan “The Richard Pryor Show” programının hemen ardından “Happy Days” adlı dizide oyunculuk kariyerine başlar. Bu dizide Mork adında uzaylı bir karakteri canlandırır ve izleyici tarafından çok sevilir. Mork karakterinin bu kadar popüler olması yapımcıları da oldukça şaşırtır ve karakter diziden koparılarak Williams’ın başrolünde olduğu “Mork and Mindy” adlı yeni bir dizi meydana getirilir. 1978-82 tarihleri arasında yayınlanan program amiyane tabirle tutar. Williams, ömrü boyunca görmediği bir sevgi ve itibar kazanır. Dizinin kendisine kazandırdığı popülerliği uzun bir süre kullanır Williams. 80’li yıllara doğru stand-up şovları yapmaya başlar. Bir süre böyle devam eder. Sinemaya “Temel Reis” filmi ile adım atar. Beyazperdede adından söz ettirmesi ise 1987 yılında “Good Morning, Vietnam” filmi sayesinde olur. Film ve canlandırdığı Adrian Cronauer karakteri o kadar ses getirir ki Williams bu rolle hem Altın Küre ödülünü kucaklar hem de Oscar ve BAFTA gibi ödüllere aday gösterilir. Williams, sinemada artık kendi yolunu bulmuştur. “Sözümün kalmadığı tek an” 1989’da belki de kendi adıyla en çok anılacak film olan “Ölü Ozanlar Derneği”nde boy gösterir Williams. Filmdeki öğrencilerin “o captain, my captain” nidaları eminim hepimizin kulağında. Bir neslin hayata bakış açısını değiştiren film olarak anıldı çoğu zaman “Ölü Ozanlar Derneği”. Ve Williams, gerçek manada hayranlarının gönlünde güzel öğretmen John Keating karakteriyle taht kurar. Lakin henüz zirveye çıkmamıştır Williams. 1997 yılında “Can Dostum” filmiyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar’a uzanır. Ödülü alırken, “Söyleyecek sözümün kalmadığı tek an” olarak tarif eder içinde bulunduğu halet-i ruhiyeyi. Kariyer olarak oldukça iyi bir seviyeye gelmiştir. Oscar ödülünü kucaklaması, kendisinin aranan adam olmasına sebep olmuştur. Rüştünü ispat etmiştir artık. Etmiştir lakin hayatı boyunca kendini aralıklarla gösteren pek çok sorun da oldukça yıpratmaktadır Williams’ı. Alkol ve uyuşturucu problemi, bir karabasan gibi takip eder kendisini. İlk ciddi işi “Mork and Mindy”den beri bağımlıdır alkole. Defalarca tedavi görür, lakin derdine derman bulamaz. Ölü Ozanlar Derneği’nde, “İnsan sadece hayallerinde özgürdür.” repliğini dile getirirken kendinden de bir şeyler katar adeta bu sözlerin içine. Ömrü boyunca neredeyse her yıl en az iki filmde rol alan Williams, çalışmalarının karşılığını 1 Oscar, 2 Emmy, 6 Altın Küre, 6 Grammy ve 2 Sinema Oyuncuları Derneği ödülüyle aldı. Mutlu muydu peki? Williams’ın intiharı hepimize şunu da hatırlattı aynı zamanda. Olabildiğince neşe dolu ve hayatı ti’ye alan insanların da içinde fırtınalar kopar. Çoğu zaman onların gamsız ve hayatta hiçbir dertleri olmayan insanlar olduğunu düşünürüz. Lakin kazın ayağı hiç öyle değildir. Onların da dertleri ve kederleri vardır, yüreklerinde fırtınalar kopar.Christopher Reeve’i güldüren ilk insanRobin Williams, Juillard Okulu’nda eğitim görürken en yakın arkadaşı Süpermen karakteriyle hepimizin aklına kazınan Christopher Reeve’di. O kadar yakın arkadaşlardı ki Williams ve Reeve aynı odada kalıyorlardı. Oyunculuklarının gelişmesi konusunda birbirlerine katkıları ise oldukça büyüktü. Bir gün Reeve, at üstündeyken geçirdiği kaza sonucu felç oldu ve depresyona girdi. Yüzü bir türlü gülmüyordu. Williams bir gün yüzüne farklı bir insan suretinde maske yaptırarak doktor kılığına girer ve Rus aksanıyla Reeve ile bir süre konuşur. Daha sonra ise bir anda maskeyi çıkarır, “Sürpriz!” diye bağırır. Böylece Christopher Reeve’i yaşadığı kaza sonrasında ilk güldüren Robin Williams olur.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue