Milliyet’in gözaltındaki polisleri maklube yerken gösteren montaj fotoğrafı basması, ‘internette dolaşan her haberi gerçek sanma’ eğiliminin tek örneği değil. Son da olmayacak. Son beş yılda uydurma haberlere balıklama atlayanlara bir göz atalım istedik.Yolsuzluk ve Balyoz-Ergenekon davalarını soruşturan polislerin gözaltına alınmasıyla başlayan süreç, dezenformasyonları da beraberinde getirdi. Ancak hiçbiri, polisleri adliyede maklube yerken gösteren Milliyet gazetesinin haberine yetişemedi. Çağlayan Adliyesi’nde oturma eylemi yapan polislerin fotoğrafları sosyal medyaya taşınınca üzerinde oynanarak türlü hallere sokulan versiyonları da gecikmedi. Milliyet Yazı İşleri ise ‘montaj’ olduğu her halinden belli olan fotoğrafı üzerinde fazla düşünmeden basınca sosyal medyada dalga konusu oldu.Geçen haftadan bir başka ‘feyk’ haber de Sırp Tenisçi Novak Djokoviç’in İsrail’e tepki olarak Müslüman olacağını açıklamasına dairdi. Bir haber ajansı tarafından servis edilen haberi onlarca internet sitesi ve binlerce Twitter kullanıcısı paylaştı. Haberin Bosna-Hersek’in Zaytung’u olarak bilinen Sarajevo365.com’un Sırp milliyetçisi tenisçiyi sinirlendirmek için uydurduğu bir haber olduğu kısa süre sonra ortaya çıktı. Fakat kimse doğru habere itibar etmedi. ‘Fake’ olarak ifade edilen yalan haberler, sosyal medyanın hayatımıza kattığı ve birçoğumuzu argo tabirle tongaya düşüren yeni bir olgu. Aslında her şey Zaytung adlı mizahi içerikli uydurma haberler yapan bir sitenin açılmasıyla başladı. Doğrusu haberler ‘uydurma’ olduğunu bas bas bağırıyordu. Fakat burası da Türkiye idi. Şaka ile gerçek arasındaki çizginin ince mi ince olduğu bir ülkede uydurma haberlere inanmaya meyilli olmamız çok yadırganacak bir şey değildi.İlk kurban Banu Avar olduŞimdi tarihi biraz geriye saralım ve ‘şaka’ haber geçmişimize bir göz atalım. Kaderin garip bir cilvesi olsa gerek, tarihler de 1 Nisan 2010’u gösteriyor. Gazeteci Banu Avar, Zaytung’un Ocak 2010’da geçtiği bir haberi katıldığı bir televizyon programında gerçekmiş gibi anlatıyor. Zaytung’un “haberi” ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu’nda Ermeni soykırımı tasarısı geçtiğinde ve dönemin büyükelçisi Namık Tan’ın Türkiye’ye geri çağrıldığı günlerde yayınladığı bir haber. Başlığı şu şekilde: “Sierra Leone’de unutulan büyükelçi çareyi Ermeni tasarısında buldu.” Habere göre, 12 yıldır küçük Afrika ülkesi Sierra Leone’de görev yapan Türk büyükelçisi dünyanın bu ücra köşesinde “unutulduğunu” düşünür ve kapağı Ankara’ya atabilmek için bir strateji geliştirir. Avar’ın Ermeni soykırımı tasarısının o kadar çok ülkenin meclisinden geçtiğini anlatmak için verdiği örnek maalesef elinde patlıyor. Zaytung’un Sierra Leone haberini ciddiye alan tek kişi Banu Avar değildi. Ermenistan’daki milliyetçi Taşnak Partisi’nin İngilizce yayın organı The Armenian Weekly’nin köşe yazarı Harut Sassounian da haberi ciddiye alıp Türk dışişleri hakkında alaycı ifadeler kullanmıştı. Gökçek’ten ‘Gezicilerin vahşet planı’ tweeti Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek de parodi habercilik ağına düşen bir başka isim olarak çok konuşulmuştu. Gezi Parkı olayları sırasında Zaytung’un çadırlarda atom bombası yapılışına dair planlar çıktığına dair şaka haberini paylaşan Gökçek, gerçeği anladığında tweet’i hemen silmişti. Ancak atılan tweet’in ekran görüntülerini alan takipçileri sayesinde olay, sosyal medyada da yayıldı.Şaka haberle gerçeği ayırt edemeyip dillere düşen bir başka siyasetçi de HDP Genel Eş Başkanı Ertuğrul Kürkçü. Kürkçü, İsviçreli Bakan Hans Rudolf Merz’in bir konuşmasına Türkçe altyazı eklenerek oluşturulan bir şaka haberi gerçek sanıp geniş bir kalabalığa anlatma gafletinde bulunmuştu. Kürkçü, şunları söylemişti: “Biraz önce buraya gelirken İsviçreli bir parlamenterin Tayyip Erdoğan’ın yasakları hakkında kendi parlamentosunda konuşmasını dinledim. Adam kasıklarını tutarak gülüyor, diyor ki ‘Bu Tayyip Erdoğan var ya Twitter’ı yasaklayacakmış kah kah kah’ herkes gülmekten kırılıyor.” Halbuki işin aslı Merz’in hukuk diliyle yazılan bir konuşma metnini telaffuz etmekte güçlük çekip gülme krizine girmesinden başka bir şey değildi.Mizahi haber sitelerinin tongaya düşürdükleri sadece bireyler değil. Kurumlar da bu gidişattan nasibini alanlardan. Diyanethaber onlardan biri. Olayın merkezinde yine Zaytung var. “Ateist olduğu gerekçesiyle istifası istenen köy imamı, geri adım atmıyor: ‘Mesleğime profesyonelce yaklaşıyorum...’” başlıklı haberi ciddiye alıp yalanlayan kurum Diyanethaber. Konuyla ilgili Milas Müftülüğü’ne ulaşan Diyanethaber, “Ne böyle bir imam var ne de böyle bir köy” başlığıyla söz konusu haberi yalanlamıştı.Hamilelik beş aya iniyor!Anadolu Ajansı’nın iki yıl önce 1 Nisan’da servis ettiği ‘şaka haber’ de neredeyse her basın kuruluşunun balıklama atladığı bir haber olmuştu. Hamileliğin beş aya indiğini ileri süren haber çok sayıda editörü inandırmıştı. Haberde görüşlerine başvurulan moleküler biyoloji profesörü “April First” (Nisan Bir) ise şaka haber tarihine çok hoş bir ayrıntı olarak geçmişti bile.Bir örnek de yurtdışından. İsrail’de Channel 2’de yayınlanan “Eretz Nehederet” isimli programda İsrail’in resmi politikalarını eleştirmek amacıyla bir parodi yayınlandı. Videoda geçen diyalogları gerçek zanneden habervaktim.com internet sitesi çocuklara nefret aşılandığını iddia etti. Haberde geçen diyaloglar şu şekildeydi: “Çocuklar! Bugün sizinle barış hakkında konuşacağız. Kim söyleyebilir bizim barışa ihtiyacımız olduğunu? Barış nedir? Kiminle yapılabilir?”, “Konuşacak kimse yoktur karşı tarafta! Bizim daha güçlü askerlere ihtiyacımız vardır.” Mizahi içerikli parodi habercilik geleneğinin Türkiye’de 4-5 yıllık bir geçmişi var. ABD’de ise uzun yıllardır yapılıyor. Biz her ne kadar Zaytung’u bilsek de 26 yıldır yayın yapan The Onion (soğan) adlı site, Zaytung’un da fikir babası. The Onion’un ‘gerçek sanılmak’ noktasında benzer onlarca tecrübesi var. En çok dikkat çekenlerden biri ise şöyle. Onion’ın yayınladığı sözde Gallup anketinde kırsal kesimde yaşayan beyaz Amerikalıların çoğunluğunun ABD başkanlığına Obama yerine Ahmedinejad’ı tercih ettiği iddia ediliyordu. İran’ın yarı resmi haber ajansı Fars “The Onion”ı kaynak gösterip haberin kupürünü de yayınlayınca uydurma habercilik geleneğinin azizliğine uğramış oldu.Bizim ülke zaten Zaytung haberi gibiIşıl Yılmaz Sümer (Sosyolog): Zaytung ve The Onion gibi sitelerin bu kadar popüler olmasının en önemli nedeni, internet kullanıcılarının referans aldıkları tek bir sayfa/metin vs. olması. Çoğumuz içeriğin kimden geldiğine, kaynağın güvenilir olup olmadığına bakmadan okuyup paylaşıyoruz. Alternatif kaynakları araştırmadan, haberi birkaç farklı yerden teyit etmeden haberin doğru olduğunu kabul etmemek gerekir. İnternet, yaşantımızı kolektif hale getirdikçe yanlış bilginin yayılma hızı da artıyor. Burada biraz da ana akım medyanın da rolü var, ana akım medyaya güven azaldıkça alternatif kanallara rağbet arttı. Ama şimdi de kimse kaynağı araştırmıyor. Bir de kabul etmek gerekir ki, bizim ülke zaten Zaytung haberi gibi. Bugün Zaytung’da çıkan uydurma bir haber komik gelebilir ama bir benzeri ertesi gün, bir anda gerçekleşebilir.
↧