Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Fitness’da arabesk dinlenir mi?

$
0
0
Hayatımızın her alanına nüfuz eden müzik, alış-veriş tercihlerimizi de etkiliyor. Artık birçok marka, hedef müşteri kitlesine ve imajına göre müzik yayını yapıyor. Bu konuda çalışmaları olan SMG’nin kurucusu Gül Gürer Alimgil ile konuştuk.Müziğin, insanın ruh dünyasındaki etkileri bilimsel olarak kanıtlanmış bir konu. Her duygu haline hitap eden, hatta o duyguyu tetikleyen müzik türlerinin varlığı artık herkesin malumu. Yapılan araştırmalar, müziğin tüketim tercihlerini de önemli oranda etkilediğini ortaya çıkarıyor. Artık dünyadaki birçok ünlü marka, kendi mekânlarında imajına ve müşteri kitlesine uygun şekilde müzik yayını yapıyor. Örneğin Avustralyalı giyim perakendecisi Jacqui E, hedef kitlesini ‘stili olan ve kendine güvenen modern kariyer kadını’ olarak belirledi ve dolayısıyla müzik karışımını 1980’lerden 1990’lara uzanan hafif rock olarak seçti. Jacqui E’nin tam tersine, kardeş firma Just Jeans, daha genç bir kitleye hitap ederken müzik olarak ‘Pearl Jam’ güncel rock müziğini seçti. Biraz geç de olsa bu gerçek ülkemizde de fark edildi. Artık firmalar, bu konuda profesyonel olarak destek almaya başladı.SMG Multimedya ve Dijital Müzik, bu konunun ülkemizdeki öncü kuruluşlarından. Geliştirdiği yazılımla AVM, restoran ve zincir mağazalar gibi ticari alanlarda çalınan müzikleri kurumsal kimliğin bir parçası haline getiriyor. Her kuruma hazırlanan içerikler, markanın imajına uygun olarak hazırlanıyor. Anlık internet trafiği olmadan, saate, güne ve döneme özgü güncel müzik yayını yapıyor. Gül Gürer Alimgil, Moris Alhale ve Serkan Polat tarafından kurulan şirket, bugün Türkiye’nin en önemli markaları başta olmak üzere 2 bine yakın müşteriye hizmet veriyor. SMG’nin kuruluşunun ilginç bir hikâyesi var. Gül Gürer Alimgil, mesleğinde önemli bir kariyeri olan, üniversitede hocalık yapmış bir mimar. Çocukları büyüdükçe onların teknolojiyle olan bağımlılığını görmüş ve bu alanla ilgili iş yapmak istemiş. Derken yabancı bir şirketin Türkiye’deki ortaklığını yapmaya başlamış. Televizyonlarda internet üzerinden film yayını yapma imkânı sağlayan bir modülün satışı konusunda uğraşırken bir anda telif hakları gerçeğiyle karşılaşmış. “Peki bu iş müzikte nasıl oluyor?” sorusunu sorduktan sonra kendini meslek birliklerinin kapısında bulmuş. Konuyu detaylarıyla öğrenmek için defalarca kapılarını çalmış.Bilindiği gibi ülkemizde halka açık bir alanda müzik yayını yapması için belirli bir telif ödenmesi gerekiyor. Çalınan müziğin bandrollü CD’leri de bulundurulmak zorunda. Alimgil, internet çağında artık kimsenin bu şekilde bir yayın yapmadığı gerçeğini meslek birliklerine kabul ettirip, ülkemizde ilk kez meslek birliklerinden dijital yayın yetkisini almayı başarmış. 2009 yılında geliştirdiği özel sistemle, anlaşmalı olduğu özel müzik bankaları içerikleriyle yasal müzik yayınlarının AVM’ler, perakende mağazaları, restoran ve kafeler, spor ve sağlık merkezleri gibi yerlerde paylaşılmasını sağlıyor. Bu konuda izinleri alan ve sistemini kuran Alimgil, bu defa farklı bir konuya kafa yormaya başlamış: Müziğin alışveriş üzerindeki etkisi. Buna çocuklarıyla gittiği bir yurtdışı seyahatinde yaşadıkları sebep olmuş. “Çocuklarımla bir mağazaya girdik. Simsiyah bir dekor. Bangır bangır rock ve metal müzik çalıyor. İçeride beş dakika duramadım. 15-20 yaşlarındaki gençlerin çok güzel vakit geçirdiklerini farkettim. Benim çocuklarım da içeriden hemen çıkmadı. Çünkü onların hedef kitlesi ben değilim, o gençler.”Sonrasında şirketine müzik konusunda yetkin, konservatuvar mezunu müzisyenler ve profesyonel DJ’ler alarak her müşteriye ve onun imajına uygun listeler hazırlamaya başlamışlar. Alimgil, bir yandan bunlara kafa yorarken bir yandan da şirketleri yasal müzik yayını yapmaları konusunda iknaya uğraşmış. Çoğuna kabul ettirmek bir hayli zor olmuş. “Kimse bana bir şey yapamaz. Cumhurbaşkanı benim ahbabım. Bana kimse gelmedi, neden ceza ödeyeceğim?” diyenler bile olmuş. Toplantı üzerine toplantılar yapıp önce telif ve yasal müzik yayını konusunda ikna etmiş insanları. Tarkan da çalmayıversin canım!Sonrasında içerik üstüne çalışmaya başlamışlar. Bazı müşteriler, “Ucuz olsun da nasıl olursa olsun. Popüler müzik olmayıversin, Tarkan çalmayıversin. Arkada bir hoş seda olsun. Kısıtlı repertuvar yeterli. Legal olsun, telif ödemeyelim.” demiş. Bazıları ise, “Bizim de tam aradığımız sizinkisi gibi bir sistemdi. Özellikle imajımızı doğru yansıtacak müzikler istiyoruz.” demiş. Gül Gürer Alimgil, öncelikle müşterinin isteklerinin kendileri için önemli olduğunu söylüyor: “Sonrasında tecrübelerimiz doğrultusunda önerilerimiz oluyor. Zaten yayın yaptıkça müşterilerden ve mağaza çalışanlarından gelen tepkiler bizi yönlendiriyor. ‘O sırada sohbet ediliyor mu? Mekânda uğultu var mı, yok mu? Çalan müzik beni oradaki alışveriş konsantrasyonundan uzaklaştırıyor mu?’ Bunlar bizim için çok önemli. Sistem, yayına anında müdahale etmemize imkân sağladığından gerekli zamanlarda değişiklikler yaparak yayınları güncelliyoruz.”SMG’nin müzik yayını direktörlerinden Vildan Gündüz, genel olarak sabah saatlerinde sakin bir tempoyla güne başladıklarını, öğle saatlerinde temponun arttığını ve akşam saatlerine kadar çeşitli tarzlarda değişerek devam ettiğini söylüyor. Ancak çoğu markanın artık kendi imajını yansıtacak müzikler seçtiklerinin altını çiziyor. Örneğin bir ayakkabı mağazasının sadece deep house tarzında müzikler çaldığını anlatıyor. Bir fitness ve spa merkezinde deep house, yabancı güncel pop, tecno ve hatta heavy metal müzik çaldıklarını söylüyor. Bir spor mağazasında sürekli yabancı ve yüksek tempoda müzik yayını yapıldığı, yine bir giyim mağazasında da lounge müzik yayını yapıldığını belirtiyor. Yani hedef müşteri kitlesine göre yapılan yayınlar değişiyor. Lokanta ve restoranlarda genellikle insanların bu mekânlarda daha fazla kalmasını sağlayacak müzikler çalındığını fakat fast food zincirlerinin müşterilerinin bir an önce yiyip çıkmalarını istediklerinden ona uygun müzikleri istediklerini anlatıyor.Diyarbakır’dakiler farklı müzik istiyorSMG’nin müzik yayını direktörlerinden Vildan Gündüz, Türkiye’deki firmaların genel olarak pop tercih ettiğini söylüyor. Özellikle 20-25 yaş grubuna hitap eden firmaların yabancı ve Türkçe pop yayını yaptıklarını ifade ediyor. Yapılan müzik yayınının şehirlere göre farklılık arz ettiğini de belirtiyor: “İstanbul’da yaşayan kişiyle Diyarbakır’da yaşayan kişiye aynı müziği dinletemiyorsunuz. Anadolu’daki müşteriler çok fazla yabancı dinlemek istemiyor. Öte yandan mağaza Türk mağazası değilse ve müşterileri de genelde yabancılarsa onlara göre müzik yayını yapılıyor.” Burada söze giren Gül Gürer Alimgil, kendisinin müdahil olduğu bir konuyu anlatıyor. “Bebek malzemeleri satan bir müşterimiz, bebekler için hazırlanan müziklerden istedi. Oysa orada bebekler alışveriş yapmıyor. Büyüklere hitap eden neşeli ve huzur verici müzikler yayınlayalım, dedim. Onlar da bunu mantıklı buldu. Nasıl ki bir fitness salonunda arabesk çalınamaz, bunun gibi çaldığınız müzik hedef kitleye hitap etmeli.” Sistemde çalışanlar da düşünülmüş tabii ki. Bir şarkıyı en yakın olarak dört gün sonra duyabiliyorlar. Peki bu işin maliyeti ne? Bu durum, mağaza ya da AVM’nin büyüklüğüne, markanın zincir sayısına göre değişiyor. 30 liraya da bu hizmeti alan var, bin liraya da, farklı fiyatlara da.Gün boyu Whitney Houston çaldıkGül Gürer Alimgil: “Bir AVM, Withney Houston öldüğü gün telefon açtı. ‘Çalışanlarımız onu çok seviyor. Bugün sabahtan akşama kadar onun şarkılarını çalar mısınız?’ dedi. Soma faciası yaşandığında bazı firmalar müziğin tamamen kapatılmasını istedi. 23 Nisan için ayrı, Anneler Günü için ayrı, yılbaşı için ayrı, Sevgililer Günü için ayrı müzikler seçiyoruz. Mesela içinde bulunduğumuz Ramazan ayında ayrı bir yayın yapılıyor. İftara yakın saatlerde tasavvuf ve enstrümantal müzikler çalıyoruz.”

Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue