Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Futbolun ıncığı cıncığı...

$
0
0
Albert Camus, Gerhard Schröder, Robbie Williams’ın futbolcu olduğunu biliyor muydunuz? Ya 27 kez birinci ligden ikinci lige düşen takımı? 149-0 biten maça ne demeli? Bu ilginç bilgiler, Burak Tezcan’ın çocukluğundan beri notlar aldığı, sonunda futbol ansiklopedisi kıvamında bir kitaba dönüşen defterinden.Yazar Burak Tezcan, ilkokul çağında futbol oynamayı beceremediğini anladığı günden bu yana futbola dair duyduğu, gördüğü, okuduğu ne varsa not etti defterlerine. O defterlerde ne biriktirmedi ki… Bir maçta tamamen yok olan futbol takımı, 76 yıl boyunca takımının maçını hiç kaçırmayan taraftar, bugüne dek 45 takımı çalıştıran teknik direktör, rakip takımın iki golünü kurtaran masöz, penaltı atarken şortu düşen futbolcu, maçta kırmızı kart görüp sisten faydalanıp hakemi kandıran oyuncu, baba-oğul ve kardeş futbolcular vs. bunlardan yalnızca bazıları. Tezcan yıllar sonra defterlerindeki öyküleri, istatistikleri ve anekdotları derleyerek “Hepsi Futbol” adlı kitabında bir araya getirdi. Yazarla futbol aşkını, kitabını ve Dünya Kupası’nı konuştuk.Çocukken futbolcu olmayı çok istemişsiniz ama seçmelerde ilk teşekkür edilen siz olmuşsunuz. Oynamayı beceremiyorum bari yazayım diye mi tuttunuz onca defteri?(Gülüyor) Aslında pek öyle değil. Oynayamadığım tescillenmişti ama futboldan tamamen kopmak istemedim. O yaşta çocuklar birbirlerine karşı çok acımasız oluyor, anlamıyorsun yaftasıyla sizi kenara atabiliyor. Halbuki futbolu çok seviyor ve ciddi takip ediyordum. Belki de sizden daha fazla anlıyorum diyebilmek için daha fazla okumaya başladım. Futbolcuların isimlerini ezberliyor, yabancı dergilerden fotoğraflarını kesip saklıyor, neredeyse her maçı elimde defterle izleyip her futbolcunun ismini ve forma numarasını yazıyordum. İnternet, yok, futbolla ilgili yazılmış Türkçe kaynak yok. Televizyonda futbolcularla ilgili ne duyuyorsam okul defterimin arkasına yazıyordum. Yeni öğrenmeye başladığım Almancamla da sürekli Alman kütüphanesine gidiyor futbol ansiklopedilerinden bilgileri not ediyordum.Kaç tane var böyle?Çok… Yirmiye yakın sanırım. Zaman içerisinde hepsini gözden geçirip temize çektim, çoğunu bilgisayara aktardım. Artık direkt bilgisayara not ediyorum ama elle yazma huyumdan tam kurtulabilmiş değilim.İlkokuldan beri tuttuğunuz defterleri kitaplaştırmada biraz acele etmişsiniz sanki. (Gülüyor) Bana kalsa hâlâ kitap olmayabilirdi. Gol Dergisi’nin genel yayın yönetmeni Ege Görgün ile konuşmamız sırasında ortaya çıktı bu fikir. Görgün, biraz vakit ayırırsam biriktirdiklerimi kitaplaştırabileceğimi söyledi. Ertesi gün başladım çalışmaya. Derlemem, bilgilerin doğruluğunu kontrol etmem, güncellemem 3 yılımı aldı. Açıkçası bu kitabı yazarken de yayınlanacağı düşünmüyordum. Tamamlandığında beğenildiğini görünce şaşırdım.Kitabı okuyanlar bu tarz istatistiki bilgilere internetten de rahatlıkla ulaşabilirim diyebilir.500 küsur madde var. İnternetten ulaşılabilecek madde sayısı ortalama 25-30’dur. Geri kalanını insanların akıl edip araştırması pek mümkün değil. Örneğin bir maçta hat trick yapan oyuncuyu aramayı akıl edersiniz de 4 yıl arayla aynı gün, Dünya Kupası’nda hat trick yapan futbolcuyu (Batistuta 21 Haziran 1994, 21 Haziran 1998) aramak aklınıza gelmez. Ayrıca ben yalnızca ne olduğunu değil nasıl olduğunu da yazdım.Birbirinden ilginç istatistik, hikaye ve bilgi mevcut. Size en özel geleni hangisi?Sadece 8 günde dünya kupasında gol kralı olan Oleg Salenko’nun hikayesi. 1994 Dünya Kupası, 20 Haziran’da 5 gol atıyor. Sekiz gün sonra bir gol daha atıp 6 golle gol kralı oluyor. Salenko’nun kariyerinde attığı yegane bu 6 gol oluyor.Dünya Kupası demişken 2014 Dünya Kupası’nın ikinci haftasını geride bıraktık. Bir favoriniz vardır elbet.İstanbul Erkek Lisesi mezunu olduğum için her zaman Alman takımlarına sempati duydum. Geleneksel favorim her zaman Almanya. Ama duygusal olarak her dünya şampiyonasında İtalya’yı tutarım. Zira aklımın erdiği ilk dünya kupasını İtalya almıştı. 82 Dünya Kupası’nı hatırlıyorum. Paolo Rossi’yi nasıl unutabilirim? İtalyan bir gazeteci bir yazısında şöyle diyor: Bir dünya kupasında İtalya varsa o mutlaka favoridir. Son şampiyon İspanya’nın ise tıpkı Barcelona gibi devrinin geçmesi gerektiği kanaatindeyim.Zira öyle de oldu. Sürekli aynı takım kazansa işin heyecanı kalmıyor.Peki ya ev sahibi Brezilya?Çok seviyorum ama Brezilya eski Brezilya değil. Eskiden Ronaldo, Bebeto, Romario gibi çok iyi forvetleri, süper golcüleri vardı.Son yıllarda defansa ağırlık verdiler sanki.Evet ama Brezilya bu değil. Sambacılar olması gerekirken çok sıkı defans yapan, disiplinli top oynayan bir takım haline geldi. Bu yüzden Brezilya’ya karşı eski heyecanımı yitirdim. Ama sempatiyle yaklaşıyorum.Messi, Ronaldo, Neymar üçlüsünden hangisi şampiyonanın yıldızı olur?Herkes bu üç isimden biri olacak diye bekliyor ama eğer Belçika beklentileri yerine getirip üst turlarda oynayabilirse Eden Hazard, Dünya Kupası’nın yıldızı olur. Belçika’dan ciddi beklentim var. Ayrıca Almanya kötü bir sezon geçirdiği için Mesut’un patlama yapacağını, kupaya damgasını vuracağına inanıyorum. Bahsini ettiğiniz üçlüye gelince Messi’nin milli takım performansı ortada. Asla Barcelona’da yaptığını yapamıyor. Neymar’ın sırtında çok fazla yük var. Ronaldo takımı kadar güçlü. Portekiz Ronaldo’ya Real Madrid’in verdiği desteği ne kadar verebilir?Peki biraz eskiye götürelim sizi. Pele, Maradona?Kesinlikle Maradona. Manu Choa’nın bir şarkısında eğer Maradona olsaydım ben de onun gibi yaşardım, diyor. İnişleri/çıkışları olan, star gibi bir hayatı var. Bu anlamda Pele steril. Maradona tırnak içinde defolarıyla bir yıldız. Pele ise hayatını ticarete döktü gibi geliyor bana.Futbolun kısa tarihinin yanı sıra günümüze kadar oyunun kuralları epey değişmiş/gelişmiş. Bundan sonra böylesi köklü değişimler olur mu?Futbolun kitleler tarafından bu kadar sevilmesi bana göre çok basit ve anlaşılır bir spor olmasından kaynaklanıyor. Diğer spor disiplinleri böyle değil. Geçmişten günümüze kurallar çok oturdu. Küçük dokunuşlar oluyor, olacaktır da ama köklü değişimler olacağını sanmıyorum.Tezcan’ın notlarından...Dünya Kupası’nın seri yenilgileri:9 maç, Meksika 1930-19587 maç, İsviçre 1954-19666 maç, El Salvador 1970-1982 (El Salvador, Dünya Kupası’nda oynadığı tüm maçları kaybetti.)Hiç Dünya Kupası finali oynamamış efsaneler:Alfedo Di StefanoBernd SchusterJari LitmanenEric CantonaValentino MazzolaDünya kupalarının en genç teknik direktörleri:Juan Jose Tramutola, 27 yaş, Arjantin, 1930György Ort 29, Şili, 1930Jaroslav Ceyp 30, 1954, ÇekoslovakyaOktavio Vial, 31, 1950, MeksikaAlberto Suppici, 31, yaş, 240 gün, UruguayDünya Kupası’nda oynayan baba oğullardan bazıları:Roger Rio Fransa 1934, Partice Rio 1978Julio Montero Uruguay 1970, Paolo Montero 2002Bum-Kun Cha G.Kore 1986, Du-Ri Cha 2002Dünya Kupası’nın en yaşlı futbolcuları:Roger Milla 42, Kamerun, 1990Peter Shilton 40, İngiltere, 1990Jim Leighton, 39, İskoçya, 1998Dünya Kupası’nda hiç yenilmeyenler:1930 Uruguay1934-1938 İtalya1950 Uruguay1958, 1966 İngiltere1954, 1990 Batı Almanya1958, 1962, 1970, 1994, 2002 Brezilya (19 kez düzenlenen Dünya Kupası’na 19 kez katılan tek takım Brezilya. İkinci ise 17 kez ile Almanya. Almanya’nın bir diğer özelliği 17 şampiyonanın hepsinde ikinci tura yükseliyor.)2006 İtalya2010 Yeni Zelanda

Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue