Bundan 52 yıl önce Almanya 299 işçisini, Türkiye geçtiğimiz hafta 301 işçisini madenlerde kaybetti. Her iki olay aynı kaderin sonu gibi görünse de bir ülke kömürden vazgeçmiş, diğerinin ise ne yapacağını zaman gösterecek.Öyle bir ülke düşünün ki yaşadığı en büyük maden faciasından sonra işçi güvenliği sağlayabilmek adına kömür piyasasında tutunamayıp koca bir sektörden çekiliyor. Giden canların sayısını ve onlarca hikâyesini ezbere bilir hale geldiğimiz Soma faciası, işte bize 2018’de hiçbir ocağın çalışmayacağı bu ülkeyi irdelemeye zorladı. Soma ile ilgili haberlerde Almanya örneği de defalarca gündeme geldi. Biz de konuyla ilgili bir Alman uzmanla konuştuk. Holger Heith madenle ilişkisini yerin üstünde kitapların ve belgelerin arasında sürdürüyor. Heith, bir maden bölgesi olan Ruhr’da madencilik konusunda uzman bir arşivci. Bochum Üniversitesi’ne bağlı Tarih Müzesi’nde bilimsel arşiv görevlisi olan Heith’in babası, dedesi ve büyük dedesi madenci. Heith, Soma’daki olaylarla yakından ilgilendiğini ve bu facianın kendisine 7 Şubat 1962’de meydana gelen Almanya’nın en büyük maden faciasını ve ölen 299 madenciyi hatırlattığını anlatıyor. Bu olaydan sonra alınan güvenlik önlemleri ile kazaların peyderpey azaldığını ve neredeyse ortadan kalktığını vurgulayan Heith, “O kaza da grizu patlamasıydı. Sürecin Almanya’ya kazandırdığı en önemli şey üst düzey iş güvenliği ve maden sendikasının güçlenmesiydi.” diyor. Heith’e göre yerin altından sesleri duyulmayan madencilerin talepleri bu ölümlerle birlikte firmalara ve en önemlisi devlete ulaştırılmış oldu. Öyle bir noktaya geldi ki alınan kararlar yüzde 50 sendika ve yüzde 50 devlet, firma arasında paylaşılıyordu. Heith bu bakış açısına sahip olduğu için ilk iş olarak Soma faciasına dair TÜRKİŞ’in raporlarını incelemiş. Çünkü Almanya’da bu tip kazalarda ilk bakılan yer sendika raporları olurmuş. Ve vardığı sonuç yüzde yüz güvenlik zafiyeti. Heith’e göre bu zafiyet tabii ki firmaya da ait ama denetleyiciler en önemli aktör olduğundan nihayetinde hükümetin sorunu. Almanya üç maden dışında bütün madenlerini kapattı. Geriye kalan üç maden de 2018’de kapanmış olacak. Ancak ülkenin madenle ilişkisi kesilmiş değil. Alınan iş güvenliği önlemleriyle gelinen seviye o kadar iyiydi ki Heith bunu, “O kazadan sonra dünyaya maden güvenliği satan ülke konumuna geldik.” sözleriyle anlatıyor. Bugün Almanya, yanmaz kıyafetlerden en kaliteli baretlere ve yeraltı güvenliği eğitimine kadar her türlü hizmeti diğer ülkelere satıyor. Kullanılmayan maden ocaklarında bile iş güvenliği adına birçok ülkeden katılımcılara eğitimler veriliyor. Heith, son olarak Bochum’daki maden müzesinde Soma’da hayatını kaybedenler için bir anı defteri açıldığını söylüyor.
↧