![]()
Müzik dünyasına yeni bir grup katıldı: Çete. Fatih Ahıskalı öncülüğünde kurulan topluluk ‘Bir Sağa Bir Sola’ isimli ilk teklilerini yayınladı. Grup yeni olsa da üyeler on beş yıldır birbirini tanıyor.Genelde olumsuz anlamları olan Çete ismini neden seçtiniz?Fatih Ahıskalı: Önüne bir sıfat gelmediğinde çetenin sözlük anlamı şu aslında: Ortak bir amaca ulaşmak için kendi kararlarıyla aralarında sıkı bir birlik kuran küme. Bu tam bize uyan bir tanım. Önüne bir sıfat geldiğinde anlamı değişiyor. Örneğin suç çetesi gibi. Biz sadece çeteyiz, bu kavramın kendisiyiz.Ortak amaç nedir?Eralp Görgün: Birlikte ve yaptığımız müzikle ilk önce birbirimize iyi gelerek, sonra da bizi dinleyenlere iyi gelerek sevdiğimiz müziği yapmak. İyi müzikler yapmak. Geleceğe bu işi taşıyabilmek ve bu kubbede hoş bir sada bırakabilmek.Çete nasıl bir araya geldi peki?Erdem Tüzen: Aslında hep bir aradaydık. Her birimizin birbiriyle on beş yıla yakın dostluğu var. Hal böyleyken ‘Ne zaman kuruldu?’ sorusunu cevaplamak zor. Fakat son projemizin adı Çete. Kurulduk diye bir şey yok gerçekten. Biz bu kadroyla bir araya gelelim, şöyle bir müzik yapalım dememizin üstünden bir sene geçti ve kendiliğinden oluştu. Sadece müzik için bir arada değildik. Mesela Fatih’in özel hayatında bir işi olur, kim müsaitse atlar gider. Mesela birinin evi taşınacaksa gider hep birlikte taşırız.Güzel bir sloganınız var bir de…F.A.: İnsana zarar veren her şeye karşı insanlarız. Bunun başında da silahlar geliyor. Biz şöyle dedik çıkışımızda. Her zaman da bunun arkasındayız. Dünyadaki bütün silahları eritip enstrüman teli ve enstrüman yapmak istiyoruz. Bir çizgi film izlemiştim. Orada bir tank vardı. Uzayarak başka bir şeye dönüşmüştü, ben onu gitar teline dönüşürken hayal ettim.Bu Çete’nin başı Fatih Ahıskalı herhalde. Çete lideri ne derse oluyor mu?Oğuzhan Kabukçu: Tabii ki bir çete başı var. Başsız bir şey olmaz bu hayatta. Fatih, çete başı ama bu, ‘susun her şeyi ben söyleyeceğim, siz uyacaksınız’ gibi bir durum değil. O bize aktarıyor. Biz de kendi süzgecimizden geçiriyoruz. Amaç en iyiyi yakalamak. Kimse o konuda ego yapmıyor. Bizi daha iyiye götürecek güzel bir fikir varsa, uzun zaman almadan hemen kabul görüyor. Hızlı şekilde hayata geçiyor.Peki ya egolar?E.T.: Bu grupta ego yok. Ego olmadığı için var çete. Aslında karşı olduğumuz konuların başında geliyor ego. Biz bir şeye karşı olan bir çeteysek bunların başında ego gelir. Hayatımız boyunca bu savaşın içinde sıkılmış ve bunalmış insanlarız. Bunlar sanatçıyı yıpratıyor. Bizlere ihtiyacı olan bir hal ve dinleyici var. İnsanlar sanatla beslenecek. Güzel ilişkinin içine bu negatif duygularla kimsenin müdahil olmaya hakkı yok. Biz de çete olarak karar aldık. Bu tarz duyguları olan kimseyi aramıza almıyoruz. Kendimize bir duvar ördük.İlk çalışmanız ‘Bir Sağa Bir Sola’ isimli bir tekli. Bu bir albüm, bir tanışma şarkısı mı, yoksa albüm habercisi mi?Semih Çelikel: Bu iki ihtimal de doğru. Biz öncelikle bu müziğimiz, duruşumuzla insanlara merhaba diyoruz. Bu merhabanın ardından gelecek ayrı bir sohbetimiz de olacak. Hedefimiz, bu yıl içinde albümümüzü dinleyiciyle buluşturmak. Repertuvarımızın büyük bir bölümü de hazır zaten.Müzikal tarzınızı nasıl belirlediniz?E.G.: Biraz yaptığımız eserler bizi şekillendirdi. Bestelerin mahiyetine göre enstrüman grubunu oluşturduk. Bu projede elektro gitar var, keman var, davul ve bas var. Yaptığımız müzikler hep bu aranjmanda gelişiyor. İçinde rock kesin var ama rock dediğimizde bugün her insanda farklı bir şey tınlayabiliyor. Biz şunu ihmal etmemeye çalışıyoruz: Türkiye’de müzik yapıyoruz, Türkçe sözlü müzik yapıyoruz. Rock müziğini konuştuğumuz lisanın uyumu ve zevkine göre şekillendirmeye çalıştık.Popüler kültürün hâkim olduğu piyasada kendinizi nerede konumlandırıyorsunuz?O.K.: Aslında rock tabanlı müzikler şu anda popüler müzik içinde oldukça güçlü bir yere sahip. Bu soru bundan on yıl önce sorulsa, ‘ne yapacağımızı bilemiyoruz’ diye cevap verebilirdik. Şimdi bu anlamda güçlü sayılırız. Kendimizi popüler adayı olarak görüyoruz. Bizim insanımızın hoş bir tarafı var. Güzel olan bir şeyi hissettiği zaman hemen ilişki kurabiliyor. Bütün çalışma ve yaklaşımlarımızı bu hissediş ve bu ilişki üzerine kurduk. Bundan da ümitliyiz.70 yaşında müdavimlerimiz varDinleyiciler Fatih Ahıskalı’yı Eşref Vakti’nde de zaman zaman düetlerde gördü. Ama burada grubun vokali. Sizin için nasıl bir durum bu?F.A.: Aslında stüdyoda böyle ama sahnede bir düet durumu var. Sahnede bulunduğum ekiple tamamen bağı koparıp, önde tek yaşayan durumunda olmadım. Şu yaşıma kadar hep birileriyle sahneyi paylaştım. Mesela şimdi de konserde Oğuzhan ile birlikte söylüyoruz. Çok güzel bir sesi var. Yine Eralp de vokallik yapıyor. O konuda eksiğimiz yok, fazlamız var çok şükür. Nihayetinde bu grubun ana vokali benim. Diğerlerini keşfetmek isteyenlerin konserlerimizi görmeleri gerek.Aslında siz çok iyi bir konser grubusunuz. Yaklaşık bir yıldır bu projeyle sahneye çıkıyorsunuz. Tepkiler nasıl?E.T.: Siz sahnedeyken gözümüzü sizden alamıyoruz diyorlar. Orada oluşturduğunuz enerji bizi çok etkiliyor, diyor gelenler. Bütün konserlerimize gelen 70 yaşının üzerinde İstanbul hanımefendisi bir ablamız var. Bazen sabahlara kadar çalıyoruz. Her zaman mekândan en son çıkıyor. Bizi ayakta tutan dinleyicilerimizin başında geliyor. Dinleyicilerimiz arasında da böyle bir ilişki var. Dinleyiciyle bir duyguyu yaşadığın anda artık aile oluyorsun. Çeteye herkes dahil oluyor.Kendinize belirlediğiniz bir hedef var mı? İşler yolunda gitmezse bırakacak mısınız?F.A.: Bir yerde olmaya inanmıyoruz. Olduğunu zannettiğin anda yok olmak, bittiğini zannettiğin anda zirve olanlara şahit olduk. Hedefimiz bu ekibi bir arada tutup müzik yapmaya devam etmek. Hep çalalım söyleyelim. Şu anda sevgili Sibel Algan’ın kurduğu DJ&J Production ile yola çıktık. Umarım her şey yolunda gider.E.G.: Biz biraz zor vazgeçeriz. Zaten beraberiz. Yine yolumuza devam edeceğiz. Bir şey olsa da olmasa da müzik yapacağız. Çünkü gruptaki herkes hayatını müziğe adamış insanlar.