Anadolu'yu karış karış dolaşıp tarihi türkülerimizi kayıt altına alan Gomitas Vartaped'in derlemeleri arasında bir de ezan bulunuyor. Anadolu milliyetçilik akımlarıyla kavrulmadığı ve her bir köşesinden ayrı renkte, ayrı lezzette ve ayrı seste güzelliklerin yükseldiği bu coğrafyayı çantasında dolaştırmaya ahdetmiş bir kişinin hikâyesi bu. Kültürün kulaklarda tecessüm ettiği türküler, dengbejler, aşuğlar ve hatta ezanın peşine düşen bir Ermeni bir rahip Gomitas Vartapet... Yaptığı çalışmalarla Türk, Kürt, Ermeni ve Ezidi halk müziğinin bugünlere aktarılmasında büyük emekler sarf etmiş bu Osmanlı müzikoloğunun binlerce derlemelerinin arasından yapılan bir seçki geçtiğimiz günlerde Kalan Müzik tarafından yayımlandı. 'Yerkaran' adlı albümde Anadolu'nun dört bir yanını dolaşarak toparladığı ve kayıt altına aldığı derlemelerin yer aldığı albüme Aram Kerovpyan, Murat Aydemir, Ara Dinkjian, Murat İçlinalça, Aşuğ Bingöl, Ali Tekbaş, Ertan Tekin, Aytekin Ataş ve Şevval Sam gibi isimler, sesleri ve enstrümanlarıyla katkıda bulunmuş. Asırlardan beri söylenen türküleri 19. yüzyıldan 20. yüzyıla geçiş aşamasında kayıt altına alınarak korunmasını sağlayan Gomitas'ın derlemeleri, Anadolu müzik ve kültür tarihi açısından zengin veriler içeriyor. Kütahya'dan çıkan bir dünya müzisyeni Gomitas Vartapet, 1869 yılında Kütahya'da sadece Türkçe konuşan bir Ermeni aile içinde dünyaya gelir. Asıl adı Soğomon Kevork Soğomonyan'dır. Erken yaşta kaybettiği anne-babasının yanından şu an Ermenistan sınırları içinde bulunan Eçmiyadzin'e giderek buradaki ruhban okulundan mezun olur. Ermeniceyi buradaki Kevorkyan Cemaran okulunda öğrenir, kendisine büyük bir dünyaya sürükleyecek müziğin temellerini burada atar. Klasik Batı müziği ve Ermeni kilise müziği ile tanışması bu süreçtedir. Daha sonra kendisiyle özdeşleşecek ‘Gomidas' adını alarak aynı okulda müzik öğretmeni göreviyle görevlendirilir. Bu dönemde halk müziği yakın bağ kurmaya başlayan Ermeni müzikolog, o dönemde Rusya sınırları içinde yaşayan Ermeniler de dahil olmak üzere Türk, Kürt, Ezidi halk müziği eserlerini yazıya dökerek, çok sesli düzenlemeler yapar ve bunları başında olduğu korolara okutur. 1896'da, müzik eğitimi için Berlin'e gönderilirken, buradaki konservatuvarda bir yandan kompozisyon, orkestra şefliği, şan ve müzikoloji eğitimi alır, bir yandan da konferanslar verir ve makaleler yazar. Buradan sonra dünyanın birçok önemli şehrinde konserler verecek koroları yönetecek ve şöhreti Avrupa'da da yayılacaktır. Öyle ki, Gomitas Uluslararası Müzik Cemiyeti'ne Avrupa dışından kabul edilen ilk müzik adamı olur. 19. ve 20. yüzyılın siyaseten karışık dönemlerinde Anadolu'yu köy köy, kasaba kasaba dolaşarak bunlar üzerine yurtiçi ve dışında konferanslar veren bu Osmanlı müzik adamı, devrin kör ideolojisine kurban verecekler arasındadır. 1915 yılında çıkarılan zorunlu tehcir kanunu kapsamında 180 kadar Ermeni ileri geleniyle birlikte İstanbul'dan Çankırı'ya sürgün edilir. ABD büyükelçisi Morgenthau ve diğer diplomatların baskısı ve bir rivayete göre dönemin önemli simalarından Halide Edip'in de ricasıyla diğer 7 aydınla birlikte İstanbul'a geri dönmeye muvaffak olur. Fakat burada kaldığı günler içinde akıl sağlığını yitiren Gomitas Vartapet, Şişli'deki Fransız Lape Hastanesi ve daha sonda yine tedavi için gideceği Paris'teki klinikte tedavilere olumlu cevap vermez. Çok kültürlü yaşamı içinde sivrilerek o zamanki ahvalde dünyada ismini duyurabilmiş bu müzik araştırmacısı, hayatî melekelerini günden güne yitirmiş ve bilincini kaybetmiş bir şekilde yaşayacak, 1935 yılında hayata gözlerini yumacaktır. Müzikologlar için başucu albümü Daha önce hiç kayda alınmamış Gomitas derlemeleriyle oluşturulan bu albümdeki parçalar, Türkçe, Ermenice, Kürtçe ve İngilizce açıklamalarının yanı sıra tarihî notlarıyla müzik geçmişiyle ilgilenenlerin kaçırmaması gereken bir çalışma. Yayıncılar, albümdeki şarkıları yorumlarken Gomitas'ın notalarla beraber eklediği etnografya bilgilerini ve tarihsel referansları da ihmal etmediklerini belirtiyor. Tarihî görsel ve malumat albümü niteliğindeki bu eserde sanatçının görev yaptığı okullardaki fotoğrafları, konser programları, nota kayıtlarının yanı sıra şarkı sözleri de Türkçe, Ermenice, Kürtçe ve İngilizce açıklamalarına mukabil, muhtelif alfabelerdeki şekliyle de albümde yer alıyor. İtinayla hazırlanmış albümün tek kusurlu kısmı ezanın yorumlandığı yedinci parçada yer alıyor. Arapça harflerle yazıya dökülen ezanın, Arap harflerinin o dildeki kaidelere göre bitişik olarak değil de tıpkı Latin harfleri gibi ayrı ayrı yazılması, garip bir görüntü arz ediyor. Hatta ezan kelimesinin de yine aynı bu şekilde sağdan sola değil, soldan sağa yazılması gözlerden kaçmayacak bir hata.
↧