Paspası salonun ortasında bırakan bir anne ya da sokağa terlikle çıkmaya başlayan bir baba… Hayatta kahramanınız olan insanların çocuklaşmasına neden olan alzheimer Türkiye’de giderek artarken, Türkiye Alzheimer Derneği hastalıkla ilgili bilgilendirme çalışmalarını sürdürüyor. Hastaları hayata bağlayan Yaşam Evi de bunlardan biri.Bir şirketin muhasebesini 25 yıl boyunca eksiksiz tutmuş babanız, şimdi size, “Para aldın mı yanına?” diye soruyor. Gün içinde bu soruyu 20 kez daha sormuş. Bıkkınlıkla, “Aldım baba” diyeceksiniz. Beş dakika sonra yine aynı soru. Bu diyalog Türkiye’de 400 binlerle ifade edilen alzheimer hastalığının klasik tablolarından biri. Türkiye Alzheimer Derneği tarafından hayata geçirilen Yaşam Evi’ndeyiz. Duvarda makarnadan yapılmış çerçeveler, geçen bahardan kalma çiçek resimleri, baskı çalışmaları... Bakarsanız, kreşten farkı yok ama sakinleri farklı.Türkiye’de bir ilk olan Yaşam Evi, alzheimer hastalarının sosyalleşmesini, zihinsel fonksiyonlarının kaybolmasını geciktirmeyi hedefliyor. 2009’dan beri faaliyette olan Yaşam Evi ücretsiz. Perşembe ve cuma günleri hastalarla etkinlik gerçekleştiriliyor.Kışla beraber artan enfeksiyonlar katılımcı sayısını düşürmüş. Normalde 13-14’ken bugün 7 hasta var. Müzik dinleyip, boyama yapmak için bekliyorlar. Haftada bir gün sekiz saatlerini geçirdikleri bu ev, onların en önemli ihtiyaçlarından birini, sağlıklı sosyalleşmeyi sağlıyor.Vasili Bey, “Nerelisiniz?” sorusuyla karşılıyor bizi. “Ben” diyor, “aşçıyım, aşçıyla oyun olmaz.” Biberin faydalarını anlatıp, masaya vuruyor, “Allah korusun ülsermiş, kansermiş uğramaz evine biber yersen.” Sonra bana dönüp, “Peki ne yapacaksın biber yedikten sonra?” sorusuna “Ayran içerim” cevabı alınca pek memnun, “Biliyor bu işi biliyor” diye yine aynı hikâyeyi anlatmaya başlıyor. 67 yaşındaki Vasili Bey, hastalığın 2. evresinin ortalarında.Ruveyda Hanım müzikten memnun, “İyi oldu bak ne güzel müzik seçmişler” diye İlmiye Hanım’la sohbet ediyor. İlmiye Hanım, elleriyle tempo tutarak, “Oyun mu oynayacağız bugün?” diye soruyor.Yaşam Evi’ne sabah getirilen hastalar sekiz saat boyunca sosyalleşiyor, egzersiz ve el işleri yaparak motor becerilerini geliştiriyor. Bu 7 gün 24 saat özel bakım isteyen hastalar için de yakınları için de bir nefes fırsatı.Sorumlu Hemşire Ümmügül Geyik, “Üç evresi bulunan hastalığın birinci evresini teşhis etmek zor, çok zaman teşhis edilemeden geçiyor. Biz ikinci evreden itibaren hastalığın evre atlamasını geciktirmek için çeşitli faaliyetlerle sosyalleşme sağlıyoruz.” dedikten sonra ekliyor: “Burası bir huzurevi değil, hastalar burada dışarı çıkıp farklı insanlarla bir araya geldikten sonra evlerine geri dönüyor. Bazı aileler hâlâ ‘dışarıdan ne derler?’ önyargısını atamadı ama burada aldığımız sonuçları görünce onlar da mutlu oluyor.”Sabır, yakınlarının en büyük ihtiyacıAlzheimer, yalnız hastalar için değil, yakınları için de önemli bir sınav. Sizin için o zamana kadar büyüğünüz olan bir insanın değişimini görmek, sürekli aynı soruları sormasına katlanmak, konuşurken kelimeleri unutmasına şahit olmak sabır gerektiriyor. Yakınların düştüğü hatalardan biri, zaman zaman kendilerine mantıklı cevaplar veren hastaların numara yaptığını düşünmek ve inatlaşmak. Bazen de aynı sorulara, aynı cevapları vermekten sıkılıp ‘nasılsa hatırlamıyor’ diye yalan söylemek.Aktif yaşayan ve üreten bir yetişkinin giderek çocuklaşması, geçmişte edindiği becerileri birer birer yitirmesi ve tamamen bakıma muhtaç hale gelmesi yakınlarını da zorluyor, hastalığı kabul etmeleri zaman alıyor. Derneğin Başkanı Fügen Kural, bu durumu altını çizerek açıklıyor: “Alzheimer hastası hiçbir şeyi hatırlamaz, diye düşünmeden karşınızdaki insanla konuşmalısınız. Bazen öyle bir anda bir şeyi hatırlar ve size belli etmez ki, bu yalan aranızdaki güvenin sarsılmasına neden olur.”‘Ben bu ağacı tanıyorum’Yaşam Evi sakinlerine hocaları Banu Muratlı, “Ellerimizi göğsümüze pıtı pıtı vuruyoruz” diye ilk egzersizlerini anlatırken, İlmiye Hanım ona “Vuralım, dert keder kalmasın gitsin” diye karşılık veriyor. Bu egzersizlerin ardından ağaç boyama etkinliği var.“Delik düşmanıyız biz, kağıtta hiç beyaz yer kalmasın” şiarıyla yeşil boyaları masaya saçıp başlıyorlar çalışmaya. Arada Ruveyda Hanım, resmini gösterip, “Oldu mu?” diye sorduktan sonra yeni boya istiyor. İlmiye Hanım, “Ben bu ağacı biliyorum, çam değil mi bu?” derken, Vasili Bey, önündekinden bıkmış, yeni bir resim istiyor. Altlarına imzalarını atıp bitiriyorlar resimleri. Resimlerdeki ağaçlar da duvara asılacak, Banu Muratlı’nın deyişiyle “bir orman olacak.”Sağlıklı menü yarışması düzenleniyorAlzheimer hastalığında beslenmenin önemine dikkat çekmek isteyen dernek, EKS Mutfak Akademisi işbirliğiyle Sağlıklı ve Lezzetli Menü Yarışması düzenliyor. 28 Şubat’a kadar süren başvurulardan sonra ilk 10’a kalan menüler EKS Mutfak Akademisi’nde aralarında Eyüp Kemal Sevinç, Sahrap Soysal ve Emine Sporel’in de bulunduğu jüri tarafından değerlendirilecek. Derneğin Başkanı Fügen Kural, yediğini unutan ya da yemek yemeyi unutan hastalar için beslenmenin önemine dikkat çekiyor. Beynin beslenmeden etkilendiğini vurgulayan Kural, yarışmayla bu konudaki farkındalığı artırmayı hedeflediklerini söylüyor.Alzheimer hastasıyla yaşarken...-Hatalarını vurgulayıp belirtmekten kaçının.-İnatlaşmayın.-Güleryüzlü olun, dokunarak iletişim kurmaya çalışın.-Unuttuğu kelimeleri nazikçe hatırlatın. Mesela aynayı gösterip istediğinde “Aynayı” diye adlandırın.-“Ben kimim?” sorusundan kaçının. Bu soruların kafasını karıştırabileceğini unutmayın.-İnatlaşmak, ters cevap vermek, kötü davranmak kontrolsüz öfkeye neden olabilir. Bu durumlarda geriye çekilip sakinleşmesini bekleyin.-Karşınızdakinin çocuk olmadığını unutmayın, çocuklara davrandığınız gibi davranmaktan kaçının.-Şakalaşın ama dalga geçmeyin.-Mümkün mertebe evde eşyaların yerini değiştirmeyin, alıştığı rutini bozmayın. Ufak değişikliklerin bile evre atlamaya neden olabilecek kadar büyük bir tepki oluşturabileceğini unutmayın.-Basit kelime ve cümleler seçin, konuşurken göz teması kurun, cevap vermesi için zaman tanıyın.-Plan yaparken bir gün önceden haber vermeyin, sabah kalktığında o günün planını açıklayın. “Ertesi gün hastaneye gidiyoruz” demek sağlıklı uyku almasına engel olabilir, kaygı oluşturabilir.-Alzheimer hastalarının kaybolması durumunda, ‘kayıp vakalarında 24 saat geçmeden bildirim yapılmaz’ kuralı geçerli değil. Hastanın kaybolduğunu düşünüyorsanız, hemen polise haber verebilirsiniz.
↧