Pentagram grubunun solisti olarak tanınan Murat İlkan, ilk solo albümü Fanus’u müzikseverlerle buluşturdu. Geçirdiği hastalık sebebiyle uzun bir süre müziğe ara veren İlkan ile yeni albümünü, hastalık sürecini ve müziğini konuştuk.Müzikseverler sizi Pentagram’ın solisti olarak tanıdı. Peki ya öncesi... Müzik hayatınız nasıl başladı?Üç dört yaşındayken çalan her ritme karşılık veriyormuşum. Bu ailemin dikkatini çekmiş. Beni birkaç hoca ile tanıştırıyorlar. Sesimin güzel olduğunu keşfeden hocalarım beni şana yönlendirdiler. Yaşım ilerledikçe klasik müzik söylemek ilgimi çekmemeye başladı. Rock müziğe yöneldim. 1987’de Sawdust isimli grubu kurdum. Yaklaşık altı sene bu grupla devam ettim. Sonrasında Cherokee isimli grubu kurdum. Burada devam ederken 1995 yılında Pentagram’dan teklif geldi ve bu gruba katıldım.Kendi kurduğunuz grubu bırakıp neden Pentagram’a dahil olmuştunuz?Popüler bir gruptu öncelikle. Benim yaptığım tarz içinde ondan daha popüler bir grup yoktu. İkincisi hepsi arkadaşımdı. Çok fazla düşünmeden katıldım ekibe. Bir şeyleri geliştirebileceğimizi düşünerek dahil oldum. Geliştirdiğimizi de düşünüyorum.Sizler için o zamanlar sancılı bir süreçti. Bir dönem satanizmle itham edildiniz...Evet ne olduğunu bile bilmediğimiz bir şeyle yaftalandık. Anlamsız ve gereksiz bir şekilde bu konu ne zaman açılsa bir şekilde bizim grubun ismi geçiyordu. Bunun nedenini inanın bilmiyorum. İnsanlar şarkıların sözlerini de mi okumadılar... Bizim hiçbir zaman öyle şeylerle işimiz olmadı.Bu anlatmak için mi Bir ve Haktan gibi şarkılar yaptınız?Bunu yapmaya mecbur kaldık. Çünkü suçlanıyorsun. O konu ile ilgili şarkımız yoktu ama en azından bu konularla ilgili şarkı yapalım da insanlar bizi yaftalamaktan vazgeçsin istedik. Çünkü iş çok saçma sapan bir yere gidiyordu.Böyle şeylerle karşılaşmak sizi üzdü mü?Her şeyden önce saçma geliyor. Olup bitene bir anlam vermeye çalışıyorsunuz. Bir anlam yükleyemiyorsunuz çünkü dayanağı olmayan bir şeyden ötürü size etiket yapıştırmaya çalışıyorlar. Sanırım bu bizim kültürümüzde var. Yaftalamayı ve ötekileştirmeyi çok seviyoruz. Bir de bir etiket yapıştırıldıktan sonra o insanlara sürü halinde çok fazla saldırı yapılıyor. Sürü halinde saldırmayı da çok seviyoruz. İşin aslını araştırmadan bu tarz yaklaşımların olması üzücü.Günümüzde de devam ediyor mu bu gelenek?Evet maalesef. Bu kültür devam ediyor. Çok üzücü.Pentagram’ı farklı kılan Anadolu tınılarını metal müziğin içine sokmasıydı. Bunu nasıl tasarladınız?Pentagram bu anlamda çok özgündü. Biz bu topraklarda doğup büyüdük. Büyüdüğümüz kültürden esinlenerek bunları müziğimize yansıtıyorduk. Bu topraklarda müzik yapıp da bu devasa kültürden etkilenmemenin mümkün olmadığını düşünüyorum.Bu tarz Avrupa’da da çok dikkat çekti. Mezarkabul ismi ile Avrupa’ya açıldınız. Bu ilgi şaşırttı mı sizi?Hayır şaşırtmadı, gayet normal karşıladık. Çünkü Avrupa’da ve dünyada insanlar müziğin özgünlüğü ile ilgileniyorlar. Diğerinin yüzlerce yapılan örneği var. Aynı şeyi taklit etmenin bir manası yok. Biz kendimizden bir şeyler anlatıyor ve içimizden geleni yapıyorduk. Samimice yapılmış işlerdi.O dönemde özellikle üniversite gençliğinde metal ve rock müziğine çok büyük ilgi vardı. Ama bugün o kadar ilgi yok. Sizce neden?Bu normal bir süreç. Bütün dünyada müzik tercihleri her zaman değişiyor. Benim 17 yaşımda dinlediklerimi şimdi hiçbir genç dinlemiyor. Her zaman gençler popüler müziği takip ederler.15 yıldır Pentagram’la birlikteydiniz. Neydi sizi bir arada tutan şey?Dostluğumuzdu. Bir de kimsenin egosu yoktu. Bu çok önemli. Herkes çok pozitifti ve birbirimizi kıracak şeyler yapmıyorduk.O halde neden kariyerinize yalnız devam etme kararı aldınız?Bir rahatsızlık geçirdim ve o dönemde gruba ayak bağı olmak istemedim. Hem onlara engel olacağımı hem de seyirciye haksızlık olacağını düşündüğüm için ayrıldım. Hastalığım bir süre kötü seyretti, sonrasında ise tedaviye cevap verdi. Bendeki müzik aşkı hiç bitmediği için iyileşince hadi artık dedim kendime. Bundan sonra tek başıma devam edeceğim.Müzikte başından beri size ilham olan sanatçılar kimlerdi?En çok Barış Manço’dan ilham aldım. Üç yaşında ritim tuttuğum şarkılar da onun şarkılarıydı. O benim ömrüm boyunca kılavuzumdu. Hep Barış abi gibi olmak istedim. O benim kahramanımdır.Albümünüz Fanus’un oluşum sürecinden biraz bahseder misiniz?Rahatsız olduğum dönemde sürekli şarkı yazıyordum. O dönem öyle geçti. Bunları kaydetmek için enerjiye ihtiyacım vardı. Vücut kendini toplamaya başlayınca ruhum beni ‘hadi oğlum stüdyoya’ diyerek itmeye başladı. Artık zamanı gelmişti.Fanus bir konsept albümü değil. Yaşanmışlıklar var ve daha çok duygular üstünden giden bir albüm. O duygulardan bahseder misiniz?Bir yalnızlık var her şeyden önce. Bu yalnızlık bana ilham verdi. Öte yandan çok iyi bir ekiple çalıştım. Hepsi çok üretken insanlar. Güzel bir ilişki kurduk. Bu da daha pozitif müzik yapmamıza vesile oldu.Karşımızda çok sempatik bir insan var. Karakter olarak nasıl birisiniz?Pozitif düşünür ve hayata böyle bakarım. İnsanları kırmamaya çalışır, beni de kırmamalarını beklerim. Olayları çok büyütmem.Hiçbir zaman popüler bir şey yapmadımPopüler müziğin hakim olduğu bir ortamda farklı bir müzik yapıyorsunuz. Anlaşılabilir miyim kaygısı yaşıyor musunuz?Öyle bir kaygım hiç olmadı. Çocukluğumdan beri yaptığım hiçbir iş popüler kültürün ürünü değildi. Hep içimden geleni yaptım. Bu albümde de öyle bir şey geçmedi içimden. Düşünmedim bile. Albümü kimse alır mı dinler mi? şeklinde hiç kaygılarım olmadı. Ben buyum ve bu çıktı işte. Ticari kaygılarım da olmadı hiç. Olsaydı böyle bir albüm yapmazdım. Ne bileyim bir cover yapayım da oradan yürüyeyim gibisinden bir düşüncem olmadı.Metal müzik yapanlara ve dinleyenlere hep önyargı ile bakıldı…İnsanlar birbirini tanımakla uğraşmıyor. Günümüzde kimse kimseye saygı duymuyor. Sanki ben çocukken insanlar birbirlerine daha çok saygı gösteriyordu. Bunlar bizim kültürümüzde olan ama maalesef kaybolan şeyler. Bunu görmek üzüyor insanı.Önyargıların sebebi ne sizce? Siyaset mi?Bilemiyorum aslında. Siyaset bütün dünyada böyle maalesef. Açıkçası politikadan hiç hoşlanmıyorum. Politik mevzuların hayatı daha çekilmez hale getirdiğini düşünüyorum.
↧