Taraf Gazetesi’nin en ‘minik’ köşe yazarı. 17 yaşında başladığı yazma serüvenine 2 yıldır devam ediyor. Yorumları yaşına göre fazla objektif, kalemi ise keskin. Arda Işık’la futbolun 180 derece değiştirdiği hayatını konuştuk.Sıradan bir ‘çocuk’ olmadığı birkaç yazısı okunduğunda dahi anlaşılıyor. Öyle yorum ve analizleri var ki sanırsınız yıllardır yazıyor. Taraf Gazetesi’nin ve bildiğimiz kadarıyla Türkiye’nin yaşı en küçük köşe yazarı Arda Işık. Z kuşağı gençliğinden epey farklı. Politikaya meraklı, söyleyecek sözü ve yaşından beklenmeyecek bir olgunluğu var. 19 yıla sığdırdığı ‘kocaman’ öyküsünde babası Ali Fikri Işık’ın etkisi büyük. Lise son sınıftayken Taraf‘ta futbol üzerine köşe yazıları yazan babasıyla birlikte birkaç kez gazeteye gitmesi ve o dönem spor sayfasının başında bulunan Kerem Altan’la futbol sohbetleri sonrası başlamış yazma macerası. Altan, Arda’daki ışığı fark edince Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’a bahsetmiş. Onların da onayıyla köşe verilmiş bu genç yeteneğe. O güne dek yazma tecrübesi olmadığından epey endişelenmiş olsa da “İki yıldır ivme kazanan bir gelişme oldu ki tuttular beni.” diyor. Futbol üzerine yazsa da uzun süre basketbol ile ilgilenmiş ancak boyunun uzamasına faydası olmadığı gerekçesiyle basketbolu bırakıp altyapı kulüplerinden birinde kalecilik yapmaya başlamış. Bu adım hayatında dönüm noktası olmuş. Zira basketbolla ilgilenmeyen babasıyla iletişimleri bir hayli zayıfken futbol, baba oğul arasındaki buzların erimesine vesile olmuş. Bununla kalmamış o güne kadar okul, arkadaş ve sosyal yaşamında vasat olan Arda’nın hayatında köklü bir değişim meydana gelmiş. Kendisinin deyimiyle ‘acınacak’ bir öğrenciyken geçtiğimiz yıl Boğaziçi Üniversitesi’nde Felsefe Bölümü’nü kazanmış. Bu değişime kendisi de şaşırmış olacak, “Her zaman özüme inandım ama babamla kurduğum bu ilişki güç verdi bana. Futbol sayesinde ailemle kurduğum bağ beni bambaşka birine dönüştürdü.” diyor. Geçtiğimiz yıla kadar kalecilik yapan Arda, derslerinin yoğunluğu ve futbolun hayatı üzerindeki misyonunu tamamladığı düşüncesiyle artık profesyonel anlamda futbol oynamıyor ama futbol oynayan “abilerini” bir güzel eleştiriyor. 17 yaşında başladığı yazarlık serüvenine 2 yıldır devam eden Arda’yla futbolun değiştirdiği hayatı üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.Bir süreliğine de olsa babanla aynı gazetede aynı sayfada yazdın. Nasıl tepki verdi?Şaşırdı ama bana yansıtmadı. “Başarılı olacağını biliyordum zaten.” modundaydı.Aranızda rekabet oldu mu?(Gülüyor) Hayır. Yazılarımız farklı günlerde yayınlanıyordu.Yazılarını nasıl buluyordun?Ağır... Babam daha felsefik yaklaşır. Ben biraz daha gırgır ve hayata dokunmaktan hoşlanıyorum ama ikimiz de gündeme bir şekilde dokunduruyorduk.Baban seninkiler hakkında ne düşünüyor?Yayınlanmadan yorumunu almak için gönderiyorum. Acımasızca eleştirir. Aklıma yatan kısımlarını değiştiriyorum.Arkadaşlarının Taraf’ta yazmanla ilgili yorumları ne yönde oldu?Lisedeyken çok hoş karşılanmadı. Babasıyla haber izleyip o neye küfrederse ona küfreden, neye katılırsa ona katılan çocuk tiplemeleri cemaatçi, yandaş şeklinde eleştiride bulunuyordu. Üniversitede takdirle karşılandım. Ciddi entelektüel seviye farkı varGazetedekiler şaşırmıştır.Mehmet Baransu “Bu kadar felsefik yazma. Babana bırak bu işleri.” dedi. Ahmet Altan, “Gayet iyi gidiyorsun oğlum, yazmaya devam et.” yorumunda bulundu.Hedef gösteren ve sert bir üslubun var.Belki yaşımla ilgilidir. ‘Ilımlı yazmak önünü daha çok açar.’ derler ama vicdanım rahat etmez. İleride bu maceradan bahsederken doğru olanı yazdım demek isterim.Tepki aldın mı peki?Uğur Melike ve Orhan Uluca’dan... Dolaylı olarak ama anladım benden bahsettiklerini.Rıdvan Dilmen’e neden kızmıştın o kadar?Maç bitince binlerce insan ağzından çıkacak cümlelere bakıyor. Şike batağına saplanmışız. Tüm spor dallarında doping belası dolaşıyor. Sportif anlamda ciddi bir başarısızlık söz konusu ve bu başarısızlığın sebeplerini böylesi birinden dinlerken daha derin yorumlar bekliyorsunuz. Alınan kötü sonuçlar futbolcunun iyi kafa kesememesi gibi bir nedenle açıklanamaz. Bu kadar basit yorumlar duymak beni bazen çileden çıkarıyor ve takır takır yazıyorum.Yorumlarını beğendiğin birileri vardır elbet...İyi isimler var tabii ama eskiden beğendiğim ve şimdilerde anlamadığım şekilde değişen isimler de var. Mesela Mehmet Demirkol ve Uğur Meleke. Meleke, Lig TV’ye geçtikten sonra daha ılımlı yorumlar yapmaya başladı. Daha az dokunur oldu. Tanıl Bora, Erkan Goloğlu, Haluk Çetin’i beğenerek okuyorum. Güntekin Onay futbola iyi kafa yoran biri ama nihayetinde Dilmen’le program yapıyor. (Gülüşmeler)Sıkça atışıyorlar ama...Yine de birbirlerinin paralelini bozduklarını düşünmüyorum.Eski meslektaşların hakkında yazarken empati kurabiliyor musun?Elbette. Bu yüzden yazmadan önce eleştirim ne kadar realistik mutlaka göz önünde bulunduruyorum.Uzunca süre kalecilik yaptın, favorin kim(ler)?Volkan Demirel, Tolga ve Onur Kıvrak. Volkan ve Tolga geçmişle kıyaslandığında mental olarak büyük bir gelişim gösterdi. Oynaya oynaya aştılar sorunlarını. Peki bunun için bu kadar yıl beklemeye gerek var mıydı? Volkan kaç yılını ‘kova’ lakabıyla, Schalke maçında ayağından kaçırdığı topla anılarak geçirdi. Daum, Volkan için “Kaleye baktığımda dehşete düşüyorum.” diyordu. Halbuki altyapılarda verilen eğitimle çok kısa sürede atlatılabilirdi. Muslera’nın öyle bir problemi yok ama onun da topu oyuna sokuş alanlarında ciddi sıkıntı çektiğini düşünüyorum. Ayaklarına hiç hakim değil. ‘Yeni futbol’ anlayışında artık kalecilerin farklı sorumlulukları var. Victor Valdes bunun en güzel örneği. Yeri geliyor libero, yeri geliyor defans...Taraf’tan herhangi bir maddi karşılık alıyor musun?Hayır ama Taraf’ta yazmak bana birçok kapı açtı. Bu yüzden bana kattıkları karşısında eksikliğini hissetmiyorum.Gelecek adına planların ne? İleride gazetecilik yapmayı düşünüyor musun?Gazetede 3 ay staj yaptım. Haber yetiştirme, sürekli gündemin içinde olma vs. kamera fazla yakın geldi. Felsefe bölümünü tercih etmemden de anlaşılacağı gibi geniş açıdan bakmayı seviyorum. Gazetecilik fazla gergin bir meslek. Zaman ne gösterir, bilemiyorum. Siyasete girmeyi çok istiyorum. Şimdilik yelpazeyi mümkün olduğu kadar geniş tutma niyetindeyim. Böylelikle hangi alanda uyumlu olduğumu keşfedebilirim.
↧