Belçika’nın bir asırlık çikolata üreticisi Barry Callebaut, dünya çapında onlarca şubesi bulunan Chocolate Academy’nin (Çikolata Akademisi) Türkiye’de ilk şubesini açtı. Biz de bu ‘tatlı’ akademiyi ziyaret edip hem çikolatalarını tadalım hem de Akademi Müdürü Marc Pauquet’e konuşalım istedik. Belçika’nın bir asırlık çikolata üreticisi Barry Callebaut, dünya çapında onlarca şubesi bulunan Chocolate Academy’nin (Çikolata Akademisi) Türkiye’de ilk şubesini açtı. Biz de bu ‘tatlı’ akademiyi ziyaret edip hem çikolatalarını tadalım hem de Akademi Müdürü Marc Pauquet’e konuşalım istedik.Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de ilk şubesini açan Chocolate Akademi’deydik. İçeri girer girmez kakaonun o keskin kokusu işliyor iliklerimize. Çeşit çeşit tadımlık çikolatalar… Görüntüsü bile yetiyor. Bu görsel şölenin hazırlayıcıları, dünyaca tanınmış çikolata şefleri, büyük bir titizlik ve sanatçı edasıyla son şekillerini veriyor ‘eserlerine’. Onların bu küçücük çikolatalara paha biçilemez bir mücevher gibi muamelede bulunması, bir çırpıda tükettiğimiz bu ürünün emektarlarına haksızlık mı ediliyor sorusunu düşürüyor zihnimize. Tam bu sırada Chocolate Akademi Müdürü Marc Pauquet geliveriyor. Bir yandan her biri birbirinden leziz çikolataları tadarken öte yandan Akademi hakkında merak ettiklerimizi soruyoruz. Sanatsal çikolata üreticileri, pasta şefleri, şekerleme ustaları, fırıncılar ve yiyecek içecek hizmet sağlayıcıları için uygulamalı ve teorik eğitimler verecek bir merkez olduğunu söylüyor. Özetle profesyonel ya da amatör anlamda çikolata konusunda uzmanlaşmak isteyen herkese kapıları açık. Vakti olmayanlar da düşünülmüş, internet üzerinden canlı yayınlanan demolar sayesinde eğitim alınabiliyor. Workshoplarda eğitmenlerle birebir iletişim kuralabilmesi için katılımcı sayısı 8-12 kişiyle sınırlı tutuluyor. Müfredata şöyle bir göz attığımızda; kalıplama, kaplama, aromadan işi sanata dönüştürmek isteyenlere heykel ve dekorasyon kadar çikolatanın işlenmesiyle ilgili çeşitli teknik ve uygulamaları içeren başlangıç, ileri ve uzmanlık seviyesinde kurslar veriliyor.Çikolata alanında uzmanlaşmak ya da kendini geliştirmek isteyenler önceden Avrupa’ya seyahat etmek durumunda kalıyordu. Pauquet, akademi sayesinde artık buna ihtiyaç kalmadığını belirtiyor.Akademinin Türkiye’ye özgü yerel tatlar, yeni reçeteler ortaya çıkarma ve çikolatayı daha farklı, daha yenilikçi kullanma açısından yabancı şeflere de birçok katkısı olacağı aşikâr. Bunun en güzel örneği Pauquet’in çilek sulu ve çikolatalı kazandibi. Bir diğeri de dondurmalı ve çikolatalı künefe. “İkisi de bu haliyle şeker komasına sokacak türden.” yorumunda bulununca, “Maalesef diyet yapılacak bir mesleğimiz yok.” diyor gülerek. Henüz uygulamaya geçirmediği, duyanlara ‘yok artık’ dedirtecek çılgın bir tarifi daha var. Havyarlı, damla sakızlı çikolata. Bu buluşun nedenini şöyle açıklıyor: “Bu malzemelerin üçü de pahalı. Hepsinin aynı pakette nasıl olacağını merak ettim.” Karşımızda çikolata uzmanı varken Türkiye ve dünyada en çok hangi çikolatanın tüketildiğini sormadan edemiyoruz. Ülkemizde daha çok sütlü, bol fındık ve fıstıklı madlen çikolataya rağbet edildiğini ancak farklı tatlara da açık olduğunu söylüyor. Avrupalılar ise son 40 yıldır sütlüden bittere yönelmiş. Türkiye’de üretilen çikolataların bir hayli kaliteli olduğunu da dile getiriyor. En çok hangi markayı beğendiğini ise kendine saklıyor.Çikolata nasıl saklanmalı?Daima kuru, karanlık bir yerde 12 ile 16°C arası sıcaklıkta saklayın. Kesinlikle buzdolabında tutmayın. Ayrıca 10°C’den fazla ani sıcaklık değişimlerinden kaçının: Çikolatanızın üzerinde beyaz bir parıltı oluşturabilir. Bu tadını etkilemez ama kabul edin ki; bir bitter, parlak ve güzel görünümlü pralin ya da kalıp çikolata daha çekici gözükür. Asla yoğun koku veren besinlerin yanına koymayın. Çikolata, kokuları çok çabuk emer ve bu ikramınızın tadını olağanüstü etkileyebilir. En iyi çikolata tüketme sıcaklığı 18 ile 21°C arasında. Bu sıcaklıkta, çikolata gevrek ama yine de tüm aroma ve lezzetini ağzınıza tamamen vermeye hazır durumdadır. Bu yüzden çikolataya, saklama sıcaklığından oda sıcaklığına geçmesi için zaman verin. Kaliteli kakao, bitter ve sütlü çikolata doğası gereği uzun raf ömrüne sahiptirler.Bağımlılık yapar mı?Çikolata bağımlılık yapmaz çünkü bağımlılık yapıcı maddeler içermez. Yine de çikolata düşkünleri var, değil mi? Evet ama daha zararsız bir şekilde. Çikolata tüketmek sadece lezzete düşkünlük anlamına gelmiyor, bazı insanlarda da rahatlama hissi uyandırıp, pozitif psikolojik etki yapıyor.İlk çikolatanın acı bir içecek olduğunu biliyor muydunuz?Adı xocoatl olan orijinal kakaolu bu içeceğin tarifi modern çikolata tariflerine hiç benzemiyor. Bir zamanlar elit tabakanın içebildiği acı ve baharatlı xocoatl yapmak için, kakao çekirdekleri ateşte kavruluyor ve ardından taşların arasında kabaca çekiliyordu. Bu işlem sonucunda, suyla karıştırılıp kakao yağı yüzeye çıkana kadar ısıtılan bir macun ortaya çıkıyordu. Sıvının yağı alınıyor, bundan sonra da içecek soğutularak köpüklü bir hal alana kadar çırpılıyordu. Taze olarak acı biber, vanilya, mısır unu ve egzotik malzemelerle karıştırılarak içiliyordu. Söylenenlere göre, İspanyollarla ilk temas kuran Aztek Kralı 2. Montezuma, günde 50 fincan xocoatl içermiş.
↧