Volga Tamöz, önemli besteci ve aranjörlerden. Ünlü isimlerle yaptığı çalışmalar ve ‘Tam Doksandan’ isimli projesiyle ses getiren Tamöz, şu an ülkemizden bir dünya yıldızının çıkmasının zor olduğunu düşünüyor.Babanızın orkestrasını görünce doktora gittiğiniz ve sonrasında başlayan müzik hayatınızın olduğu doğru mu?Evet. Babam müzisyen. İyi bir bas gitarist. Çok küçük yaşlarda evde onun orkestrasını gördüm. Bir adamlar topluluğu ve herkes bir şeyler yapıyor. Manzara karşısında kilitlenmişim ve beni doktora götürmüşler. Sonrasında evdeki enstrümanları fark ettim. Onlarla kendi kendime melodiler çıkarmaya başladım. Annemle babam müziğe karşı yeteneğimi keşfedip, bir süre sonra beni özel derslere göndermişler. Mandolin ve gitar dersleriyle başlayan eğitimim konservatuar ve yüksek lisansa kadar devam etti. Konservatuarda önce çalgı eğitimi bölümünde ney, sonrasında da kompozisyon bölümünde eğitim aldım.Popüler müzik dünyasına nasıl adım attınız?Müziğe çok küçük yaşta başladığım için 12-13 yaşlarında kendime ait küçük bir stüdyom oldu. Depeche Mode adlı grupla tanıştım ve hayatımı mahvetti. (Gülüyor) Çünkü bu tanışmayla hayatıma elektronik müzik girdi. Onların şarkılarının aynılarını yapmaya başladım. Polifonik müzik hayatımda çok önemliydi. O dönem birkaç radyoya cingıl yapmaya başladım. Konservatuarda eğitim gördüğüm için müzik dünyasının da içindeydim. İki dönem önce mezun olanlar popstar oluyordu. Onun albümüne bir şarkı, başkasına aranje derken bugünlere kadar geldik.Türk müziği ve ney eğitimi aldınız. Ama müziğe bambaşka bir kulvarda devam ediyorsunuz. Bir tezat yok mu?Aslında birbirinin içine giren, kendi içinde hiyerarşik yapısı ve belli kuralları olan bir durum bu. Her şeyden önce o donanımı iyi kullanabilirseniz size çok iyi hizmet ediyor. Bu müziği biliyor ve çok değerli hocalardan ders almış olmanız size hem müzik adına hem de müzik dışında başka şeyler kazandırıyor. Çünkü onların hepsi birer okul. Bilerek ney ve Türk müziği eğitimini istedim.Neden özellikle ney?Çünkü diğerleri küçüklüğümden beri hayatımdaydı. Bir de şarkı yazarken, aranjman yaparken o enstrümanların teknik özelliklerini ve nasıl kullanacağını bilmeniz çok önemli. Bence hangi müziği yaparsanız yapın klasik eğitiminiz olmalı.Popüler müzikle uğraşırken Türk müziğine ihanet ettiğinizi düşündünüz mü hiç?Hiçbir zaman radyoda ney üfleyecek bir sanatçı olmak istemedim. Konservatuardayken çalgı eğitiminde yüksek öğrenim yapacaktım ama çok iyi ney üflediğim halde bilerek yanlış yaptım. Hocam çok kırılmıştı. Çünkü kompozisyon eğitimini hedeflemiştim. Çok sesli müzik beni heyecanlandırıyordu.Besteci, aranjör, prodüktör, yapımcı ve DJ gibi birçok unvanınız var. Bunlardan en çok hangisini kendinize daha yakın buluyorsunuz?Besteci, yani üreten sıfatı çok daha iyi bence. Üretmeyi çok seviyorum. Küçük yaşlarda bende fark edilen en önemli yetenek, yeni melodiler yazıyor olmamdı. Bu sanırım Allah'ın verdiği bir yetenek, şu an benim kızım da yapıyor. Beste yapmayı çok seviyorum. Aslında bir şarkıyı düzenlemek de bir anlamda beste yapmak gibi. Güzel projeler ürettim ama beni yordu.Sesinizin güzel olduğu söyleniyor. Şarkı söylemeyi düşünmüyor musunuz?Her eğitimli müzisyen kadar şarkı söyleyebiliyorum. Arkadaşlarım sesimi çok güzel buluyor ve şarkı söylemem konusunda çok baskı yapıyorlar. Bir gün canım isterse bir şarkı söylerim. O da anı olarak kalır ama şarkıcı olmak istemedim.Bugüne kadar önemli isimlerle çalıştınız. Hangileri sizi daha çok heyecanlandırıyor?Genelde heyecanlandığım projelerde bulundum. Kiminle çalışırsam çalışayım kendimi o solist gibi hissediyorum. Bütün kariyerini size emanet ediyor, tüm sorumluluk sizde. Ayrım yapmak çok zor, her albüm çok farklı iz bıraktı.Geçen sene yaptığınız Tam Doksandan isimli proje büyük ses getirdi.Hayalini kurmuş olduğum bir projeydi. 90'lı yıllar bütün dünyada müzik adına çok önemliydi. Çünkü müziğin değiştiği yıllardı. 90'lı yılların şarkılarını kendi yorumumla 2012 yılına taşımak istedim. Bir remix albümü değil, cover albümüydü. Tüm sanatçılar yeniden okudu. Çok sevildi, hâlâ çalınıyor. En son Hande Yener'den dinlediğimiz Biri Var adlı şarkı nasıl oluştu?Hande ile 'Aşk Kadın Ruhundan Anlamıyor' albümünden beri birlikte çalışıyoruz. O, her gün büyüyen müthiş bir solist. Bu arada hayatımda çok iyi tanıdığım ama çok fazla birbirimizin kalbini görme şansımız olmayan Berksan'la dost olduk. Berksan'ın projesi için bir araya geldiğimizde üç-dört yıl önce bestesini yaptığım bu şarkı gündeme geldi. Berksan'a şarkıyı dinlettim, söz yazdı. Çok heyecanlandık ve hemen Hande ile paylaştık. Şarkıyı dinleyince tatilini yarıda bırakıp geldi ve çok güzel okudu. 'Ya Ya Ya' hâlâ bir numara olduğu için biraz bekledik ama ancak bu kadar sabredebildik.Yıllardır müzik sektörünün içindesiniz. Hâlâ ülkemizden dünyayı saracak şarkılar çıkmıyor. Sizce neden?Bunu hepimiz çok istiyoruz. İyi bir şey yapıp, herkese ulaşırsınız. Böyle bir hedef belirler, bağlantılarımızı doğru kurar ve oradaki sisteme göre hareket edersek olmayacak bir iş değil.Peki bir dünya starı çıkar mı bizden?Bu şartlarda zor. Biz şu anda kendi sınırlarımızdaki insanlara müzik üretiyoruz. Dışarıdaki müzik çok farklı çalıyor. Önemli prodüktör ve müzisyenler var. Yaptığımız sound dünyayla yarışır durumda ama işe solist bazlı baktığımız zaman durum değişiyor. Orayı besleyebilen bir solist olması gerek. Bu da yetmiyor, dünya müziğiyle networkü sağlayan birileri olması gerek. Çünkü en önemli şey bu bağlantının içinde olabilmek.Müzik sektöründe daha kötüsü yaşanamazdıMüzik sektörünün mevcut durumunu nasıl görüyorsunuz?Türkiye’deki müzik sektörü gerçekten çok kötü zamanlar geçirdi. Bundan sonra iyi dönemler yaşanacak ama çok zaman kaybettik. Almanya’da GEMA diye bir meslek birliği var, 1890’larda kurulmuş. Bizde son otuz yıldır telif var. Bu durum hareket sahamızı kısıtlıyor. Şimdi her şey daha legal olmaya başladı. Yaşanılan şeyler en kötüsüydü. Bundan daha kötüsü yaşanamaz.Popüler müzik dışında nelerle uğraşıyorsunuz?Uzun dönemdir film müziği yapmak istiyordum. Mayısta çıkacak animasyon bir film için müzik yapıyorum. Beni çok heyecanlandırdı. Görsele müzik yazmayı seviyorum, dizilere yapmıyorum. Çok büyük bir orkestrayı yönetmek istiyorum. Demirhan Altuğ gibi önemli şeflerden birinin öğrencisiyim. Kendi yazdıklarımı büyük bir orkestrayla yönetmek hayalim. Müziği çok seviyorum. Stüdyoda popüler bir iş yaptıktan sonra eve gidip küçük müzikler yazmaya ve sonrasında bunları varyasyonlara dönüştürmeyi seviyorum.Günün büyük kısmını stüdyoda geçiriyorsunuz öyleyse?Evet. Haftanın bir gününü tamamen aileme ayırıyorum. Pazar günleriyse eşimin ve kızımın. Bunu beraber çalıştığım insanlar da bilir. Kızımla vakit geçirmeyi çok seviyorum. Eski buz hokeycisiyim. Vakit buldukça kaymaya gidiyorum. Dostlarımla da birlikte olmaya çalışıyorum.
↧