Güney Afrika Cumhiyeti’nin efsanevi başkanı Nelson Mandela, perşembe gecesi vefat etti. Bir asra yaklaşan uzun ömründe yokluk, eşitsizlik ve işkencenin her türlüsünü gören emektar lider, geriye imrenilecek bir yaşam öyküsü bıraktı.95 yıllık çınar, perşembe gecesi sessizce hayata gözlerini yumdu. Mevsim yaz olsa da, kara bulutlarıyla ve şimşekleriyle meşhur Johannesburg semalarından bu sefer yağmur damlaları yavaş yavaş iniyor. “Beyazların egemenliğine karşı mücadele ettim, siyahların egemenliğine karşı mücadele ettim. Bütün insanların eşit haklara sahip olduğu özgür ve demokratik bir ülke ideali uğruna hayatımı adadım. Bu idealin gerçekleştiği günü görmek için yaşayacağım, eğer gerekirse bu ideal için ölmeye hazırım.” diyen bir insanı kaybetmenin derin hüznü ve şoku hemen her simada.Nelson Mandela'nın hayatının her anı bir acı, mücadele ve sabırla geçmiş. 18 yıl Robben Adası'nda 2 metrekarelik bir hücrede tutulmuş. Ekmek yasaklanmış, sert rüzgârların altında, dondurucu soğuklarda ceket ve uzun pantolon giymesine izin verilmemiş. Tüm gün çalıştığı kireç ocağında ciğerleri iflas etmiş. Hintlilerin kast sistemini arattıran beyazların ırkçı rejimine (apartheid) karşı durabilen bu dev adam, yaşama sabır gösterdiği gibi ölüme karşı da uzun süren bir mücadele verdi. Uzun hastalık döneminde Mandela'nın hapishane arkadaşı ve şimdi Devlet Başkanı Jacop Zuma onun için, “Madiba pes etmez, o iyi bir savaşçıdır.” dese de, gün doldu ve Mandela 'elveda' dedi.Mandela Vakfı son günlerde çok önemli bir organizasyonun heyecanını yaşıyordu. Efsane liderin otobiyografisi olan “Özgürlüğe Uzun Yürüyüş” kitabı beyazperdeye aktarılmıştı. Hollywood artistleri Johannesburg'a geldiler. Medya sanatçılara büyük ilgi gösterdi. Yapımı 17 yıl süren ülkenin en büyük bütçesine sahip olan film, gala gecesinin ardından, halkla buluşmuştu. Mandela'nın kızı sinemayı gözyaşlarıyla izledi. Eski eşi Winnie Madikizela Mandela, “Kusursuz” yorumunu yaptı. Eski günlerin acısını çekenler hatıralarını tazelemek, gençler geçmişi tanımak için sinemalara koşarken Mandela'nın ölüm haberi geldi.Mandela'dan sonra hiçbir şey aynı olmayacakNelson Mandela, Güney Afrika'nın çimentosu idi. Gelecek yıl demokrasinin 20. yılını kutlamaya hazırlanan ülkede madenlerin ve toprakların neredeyse tamamının halen beyazlara ve uluslararası dev firmalara ait olması 94'te iktidarı ele geçiren siyahların öfkesini dindirmiyor. Güney Arfika Hükümeti her ne kadar “Ekonomik Özgürlük” için siyahlara vergide, yatırımda öncelik tanısa da teneke evlerde yaşayan milyonlarca eğitimsiz ve işsiz siyahın durumu idarecileri kara kara düşündürüyor. Hatta Mandela'nın partisi ve günümüzde iktidarda olan Afrika Ulusal Kongresi'nin (ANC) geçmişteki liderleri ve bazı siyahi seçkinler, Mandela'yı beyazları affettiği için suçluyor. Ülkede toprakların yüzde 87'sini ve önemli madenleri halen işleten beyazlara ise en sert tepki eski Gençlik Kolları Başkanı Julies Malema'dan geliyor. Genç Malema, arazileri Zimbabwe örneğinde olduğu gibi beyazlardan alarak siyahlara dağıtma ve madenleri kamulaştırma söylemlerinden dolayı geçen yıl partiden ihraç edildi. Fikirlerinden taviz vermeyen Julies Malema, geçtiğimiz aylarda Ekonomik Özgürlük Savaşçıları (EFF) Partisi'ni kurdu. Kırmızı şapkaları ile hemen fark edilen partinin genç üyeleri ülkede Mandela’nın kurduğu parti ANC programlarını takip ediyor ve özellikle sabote ediyorlar. Güney Afrika'da şimdi daha fazla tartışılacak olan konu “kamulaştırma” olacak ve “Güney Afrika Zimbabwe olur mu?” endişesi daha sık dillendirilecek. Güney Afrika'da sayıları 5 milyonu bulan Avrupa kökenli beyaz nüfus ise aslında Mandela'ya çok şey borçlu. Güney Afrikalı bir siyahın şu açıklamaları Mandela'nın beyazlar için ne kadar büyük bir nimet olduğunu gözler önüne seriyor: “Mandela devlet başkanı olmadan kısa süre önce bütün beyazların evlerini, işyerlerini aramızda taksim ettik. Hepsine el koyacaktık. Ama Mandela izin vermedi!”Hapisten çıktı beyazlara kupa verdiGüney Afrika'da en son 2010 Dünya Kupası açılışında halkı selamlayan Mandela, hayatı boyunca siyahları ve beyazları birleştirmeye çalıştı. Bu manada sporun yakınlaştırıcı özelliğini en iyi şekilde kullandı. Nitekim, efsanevi başkanın hapisten çıktıktan sonra ilk işi 1995 Dünya Ragbi Kupası'nı kazanan takımla birlikte kupayı kaldırmak olmuştu. Bu arada Milli takımın bir tek oyuncusunun bile siyahi olmadığını belirtmek lazım. Güney Afrika'da siyahları, melezleri, beyazları ve Asya kökenlileri bir araya getirebilmiş başkanın sevgisi tüm ülkeyi saracak ve hatta kendi portresi banknotlara basılacaktı.Ne var ki, Güney Afrika'da demokrasiye 20 yıl önce geçilmesine rağmen, beyazlar ve siyahlar arasında korkunç gelir uçurumu devam ediyor. Johannesburg'un en işlek otoyolu N1'ın hemen paralelinde uzanan Alexandra'da yüz binlerce insan hâlâ teneke evlerde yaşıyor. Johannesburg'un Soweto bölgesinde ise milyonlarca siyah açlıkla mücadele ediyor. Güney Afrika'ya demokrasiyi getiren Mandela belki de AİDS, işsizlik, eğitim gibi sosyal problemleri çözemeyeceğini anladığı için bir dönem devlet başkanlığı yaptıktan sonra istifa etti ve geri kalan ömrünü uluslararası arenada Güney Afrika'ya destek olmaya adadı. Dünyada en fazla siyasi partinin bulunduğu ülkelerinden olan Güney Afrika'yı Mandela'dan sonra kim bilir neler bekliyor.
↧