Yılmaz Özdil: “Gerekirse yüzerek geçerim, bunların yaptığı tüp geçitten geçmem.” Marmaray’ı Japonlar yaptı. Özdil’in bunlar derken kastettiği ise sanırım hükümet.Japonlara kin duyması saçma olurdu, tabii Pearl Harbour baskınında bir yakınını kaybetmediyse.Ama, dediğim gibi, sonuçta işi Japonlar yaptı, biz sadece kurdele kestik. İyi de kestik aslında. Genel olarak kurdele kesmede fena olmadığımızı düşünüyorum. Bugüne kadar ne yurtiçinde ne yurtdışında ‘çok kötü kurdele kesiyorlar, bunların kurdele kestiği tesisten süt içilmez’ diyeni görmedik. Japonlar utangaç insanlar, yerleri dar, eğlenceleri az, bizim gibi plajları, yaylaları yok. Sığışmışlar yirmi milyon Tokyo’ya, bilim üretmekten başka ne yapsınlar? İşte bu adamlara ben güvenirim.İsviçrelilere mesela hiç güvenmedim. O yaptıkları araştırmalara da, buldukları sonuçlara da hep ihtiyatla yaklaşıyorum. Neden? Dünyanın en müreffeh ülkesinde yaşıyorlar, yanı başlarında Alpler, çikolatalar, şekerler, yaz geldi mi ver elini İtalya sahilleri. Bu kadar geniş, rahat insandan korkacaksın. Mirasyedi gibi tipler. Hiç çalışmayana bizdeki genel müdürün maaşını veriyorlar. Bizdeki de çalışmıyor gibi görünebilir ama sonuçta genel müdür. Bakanı karşılamak, valiyi karşılamak, kaymakamı karşılamak, ihtiyar heyetini karşılamak gibi yükümlülükleri var. Bunlar zaten adamın bütün gününü alıyor.Millet AIDS’ten kanserden tel tel dökülürken, işte bu İsviçreliler gidiyorlar kısa boyluların uzun boylulara göre kansere yakalanma riskinin daha az olduğunu ortaya çıkaran, kimsenin inanmayacağı, inansa bile bu bilgiyle ne yapması gerektiğini bilmeyeceği abidik gubidik sözde bilimsel araştırma yapıyorlar. Bahsi geçen araştırmayı ben uydurmadım, geçtiğimiz aylarda gazeteler yazmıştı. Bir Allah’ın kulu da çıkıp “Eyyyy İsviçreli bilim insanı, yıllarca uğraştın durdun, bir sürü bütçe aldın üniversiteden, kısasıyla uzunuyla insanları topladın, bu insancıkları aylarca laboratuvalardan laboratuvarlara koşturdun, peki şu elde ettiğin sonuçla ne yapacağız? Uzunsak boyumuzu mu kısaltalım, kısaysak kalkıp göbek mi atalım?” Bir delikanlı çıkıp bunu o bilim adamlarının yüzüne söylemedi. Söylese de değişen bir şey olmaz gerçi. Pişkin pişkin sırıtıp “Bütçe verdiler yaptık” derler. Bu adamları iyi tanıyın.Öte yandan, son zamanlarda bilim adamlarının kısa boylularla ilgili yok kansere daha az yakalanıyorlar, yok kalp krizi riskleri daha az, yok uzun ömürlü oluyorlar gibi açıklamalarını da samimi bulmadığımı söyleyeyim. Bunlar tamamen kısa boylular üzülmesin diye, bir nevi “boydan kaybettiniz ama başka yerden kazandınız” mesajı. Yemezler. Ben uzun boyluyum, gerekirse altı ay daha az yaşarım ama uzun yaşarım. Son cümlemde mantık hatası yoktur.Konudan saptım ama muhtemelen bu benim hatam değil, eminim uzun boylular konudan sapmaya daha meyillidir. Hadi gene iyisiniz İsviçreliler, bakın bir konu daha çıktı size. Siz onu araştıradurun, biz de bu sırada sevgili Japonlara dönelim. Japonlar. Japonlarımız. Eminim ki vakti zamanında Orta Asya’daki Türk hakanları Çinli prenseslerle evlenmek yerine bu sevimli Japonların prensesleriyle evlenseydi ortaya sağlam bir nesil çıkabilirdi. Türk’ün zekasıyla Japon’un çalışkanlığının birleştiğini düşünün. Efsane olabilirdi. Nasip değilmiş.Japon’a güvenirim. Niye? Adamlarda şeref olgusu var. Başarısız olduğunda veya şerefine halel getirecek bir durumda intihar ediyor. O yüzden Japonlarda çok uzun yaşayana iyi gözle bakılmaz. Bunca yıl hiç mi gururuna dokunan bir şey olmadı diye sorarlar adama. Ne geniş adammışsın, yazıklar olsun derler. Ben Japon’a ailemi bile teslim ederim. Hem böylece biraz kafa dinlemiş olurum.Tiger Woods’a soruyorumDünyanın en çok kazanan sporcusuymuşsunuz. Kimse bir insana golf oynuyor diye para vermez. Parayı asıl nereden kazanıyorsunuz?Yaptığınız şeye spor demek içinize siniyor mu? Topa vurmaya bile arabayla gidiyorsunuz sonuçta. Gece başınızı yastığa koyduğunuzda uyuyabiliyor musunuz?Sporun insanı kötü alışkanlıklardan koruduğu yönünde bir tez var. Sizi neden koruyamadı?Türk golfçüleri nasıl buluyorsunuz? Şaka şaka, Türk golfçüsü ne ya, bizde kimse oynamıyordur.İstanbul’da trafiği birbirine kattınız. Biz de kalkıp Brooklyn köprüsünde yakan top oynayıp Amerikalıların gününü zehir etsek hoşunuza gider mi?Not: Bundan sonra her pazar bu köşe bana ait. Kimse sınırlarıma yaklaşmasın. Ben işleteceğim burayı.
↧