Kürtçe müziğin başarılı ismi Jan Arslan, ikinci albümü Xewrevîn'i (Uyutmayan) geçtiğimiz günlerde müzikseverlerle buluşturdu. Arslan'la Kürtçe müziğin sorunlarından Demokratikleşme Paketi'ne kadar birçok şeyi konuştuk.Müzikle nasıl tanıştınız?Müziğe biraz geç başladım. Üniversitede bir gitar aldım. O zamanlar Diyarbakır’da doğru dürüst gitar kursu veren bir yer yoktu. Kendi kendime çalmaya başladım. İnşaat mühendisliği okudum, bittikten sonra ofisimde proje hazırlarken bir yandan da şarkılar yapmaya başladım. İlk albümün bütün şarkıları o dönemde yapıldı. Dinlettiğim arkadaşlar da çok beğendi.Sonra da Ayhan Evci’yi tanıdınız…Evet, festival münasebetiyle Mardin’e gelen Ayhan Evci’ye dinlettim şarkılarımı, çok beğendi. Onun yapımcı olduğunu biliyordum. Şarkılardan istediklerini değerlendirebileceğini söyledim. O da bana kendi şarkılarını kendin söylemek istemez misin, dedi. O ana kadar yorumculuk yoktu aklımda. İstanbul’da demo kayıtlar yapıldı. Sonra da Almanya’da albümü hazırladık.İlk albümünüz epey ses getirdi. Bir boşluk doldurdu sanırım.Kürt müziğinde geleneksel müziğin dışında başka tarzlarda yapılan çok fazla bir albüm yok. Blues, rock ve caz gibi tarzlarda Kürt müziğinde hâlâ büyük bir boşluk var. Bir rock kategorisine en fazla üç ya da dört albüm girer.Nedir sebebi?Kürtlerin özgürleşmesiyle ilgili. Özgürleştikçe üretim artar. Kürt halkının mevcut talepleri var. O talepler doğrultusunda geleneksel tarzları korumaya yönelik albümler yapılıyor. Özgürleşirseniz, sadece müziğiniz değil, sinemanız, tiyatronuz, her şeyiniz gelişir.Yeni albümünüzde her şarkının bir hikâyesi var.Şarkılar genelde birey eksenli. Bizim bölgemize yönelik şarkılar da var. Örneğin Halepçe katliamıyla ilgili bir şarkı var. Li Vî Bajarî’de savaş içinde kalmış çocukların hikâyesi anlatılıyor. Xewrevîn bunalım, bir aşk hikâyesi, Ez ê Werim’de beklenen biri anlatılır. İnsan temelli temalar var.Mardin’de yaşıyorsunuz. İstanbul’a yerleşmeyi düşünmediniz mi hiç?İstanbul beni korkutan bir şehir. Hiçbir zaman yerleşmeyi düşünmedim. Evet müziğin kalbi İstanbul’da atıyor ama Mardin’de olmak yapacağınız müziğe engel değil ama İstanbul’da müziğinizi daha iyi yetiştirebilirsiniz.Mühendisliği bırakıp tamamen müziğe yönelmek gibi bir isteğiniz oldu mu?Yaptığınız müziğin hayatınızı ikame ettirecek bir maddi getirisi olursa tabiî ki tamamen ona yönelirsiniz. Sadece ben değil Kürtçe müzik yapan herhangi bir arkadaşım bu müzikten çok para kazanamıyor. Yaptığı müzikle geçinen insan sayısı çok azdır.Kürt müziğinin gelişimini özgürlüklere bağladınız. Son dönemde açıklanan Demokratikleşme Paketi’ne bakış açınız nedir?Çok olumlu ama yetersiz gelişmeler. Paketin açıklanacağını duyan bölge insanı bunu çok destekledi. Açıklanmasıyla birlikte hayal kırıklığı oluştu çünkü talebi karşılamıyor. Anadilde eğitim beklentisi var insanlarda. Bugün Almanya’da Kürt ya da Türk çocuklarına istediklerinde anadillerinde eğitim verilebiliyor. Burada yerleşik olarak yaşayan bir halksınız ama anadilde eğitim alabileceğiniz bir yer yok.Genel olarak çözüm sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz peki?Yapılması gerekenler, atılması gereken adımlar belli. Silahların susmuş olması sevindirici. İnsanların ölmemesi her şeyden önemli. Anadilde eğitim verilebilir. Korkulacak bir şey değil, ülkeyi bölmez, aksine bütünleştirir.Kürtçede kullanılan q, w, x gibi harflerdeki yasağın kalkması sevindirdi mi?Bu bana o kadar komik ve garip geliyor ki... Bilgisayarda kullandığım program Windows XP. Mesela Show TV. Zaten kullanılan şeyler. Bunu Kürt’ün kullanması neden yasak olsun ki? Çok absürt ve trajikomik bir durumdu.Andımızın kaldırılmasını nasıl bakıyorsunuz?O da trajikomikti, kaldırılması yerinde oldu. Andımız kalktı ne oldu, Türk eğitim sistemi mi göçtü? Demokrasi ve özgürlükler geliştikçe bunların ne kadar önemsiz olduğunu göreceğiz.Kürtçe bir albüm yayınlamak zor mu?Evet. Bir Kürtçe albüm yaparken sayfalarca çeviri yapıp, bunları Kültür Bakanlığı’na göndermek zorundasınız. Bu sadece Kürtçe müziğe özgü. Ama İngilizce bir albüm yaptığınızda böyle bir text istenmiyor sizden.Bu da işlerinizi zorlaştırıyor tabii...Evet aynı zamanda tepkiye de neden oluyor. Sizin en insani haklarınızı yasaklarsam buna tepki gösterirsiniz. Bu tepkiyi ilk başta diyalogla gidermeye çalışırsınız. O da çare etmezse kin ve şiddete başvurursunuz. Bu öfkenin kaynağı yasakçı zihniyettir.Bir de ‘Bu haklar verilirse ülke bölünür mü?’ diye vehimler var.Kürtlerin ayrılma gibi bir talebi yok. Kürt siyasetinin en tepesindeki isimlerin açıklaması bu. Talep edilen şey daha fazla özgürlük ve demokrasidir.
↧