Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Yüksek yüksek tepelerde telefon kulübesi

$
0
0
Bugün büyükşehirlerde bir kenara itilen telefon kulübeleri, taşradaki işlevine devam ediyor. Yalnız yüksek tepelerde konuşlanan telefon kulübesi için kabin aramaya gerek yok, çünkü çep telefonları yalnızca buralarda çekiyor.Elektrik düğmesine dokundu. Kararmak üzere olan havada odanın içi zor da olsa seçiliyordu. Geçip baş köşeye oturduğunda, yanması gereken floresan hâlâ yanmamıştı. Kalkıp bir daha denedi. Bir iki tık daha... Elektriğin gittiğini anlaması pek uzun sürmedi. Perdeyi aralayıp diğer evlere göz gezdirince, diğer evlerden yükselen loş ışıklar dikkatini çekmişti. Sonra ceplerini yokladı. Her daim yanında gezdirdiği telefonu iç cebinden çıkarıp, göz attı. Cihazın zayıflayan şarjı hareketlerinde gözle görülebilecek bir telaşa sevk etmişti onu. Kalın mantosunu sırtına çekip karlı sokaklara çıkıverdi. Köyün yamacına kurulduğu tepeyi gözüne kestirip, koyulaşan havaya aldırış etmeden adımlarını sıklaştırdı.Tepenin üzerinde diline konan kar tanesi erirken, bir sesler yükselir (Telefonda):-Aman Allah'ım! Bugün de sinyal yok. Ne şanssız adamım.-Ne yapacağız?-Burada hiç çekmiyor. Karşı tepeye gidiyorum. -Bekle! Şimdi çekiyor.-Alo!-Alo!Teknoloji kadar konuşmakAnadolu kırsalındaki bu sıradan manzara, şehirliler için bir hayli tuhaf karşılanabilir. Oysa televizyonlarda dönen ve tüm ülke sathını kapsadığına atıfta bulunan reklamlar zihinlere kazınmıştır. Biz zannederiz ki; şehrin tüm tenha köşelerinde, toprağın altındaki bodrum katlarında, sandalla denize açılırken bile peşimizi bırakmaz. Nereye gitsek izimizi süren birilerinin olduğunu hayal ederiz. “Ama kameralardan kaçamadı” sesi yankılanır kulaklarımızda. Şehrin sokakları arasında kaybolmak fikri, ucuz romantiklerin tezgahına düşeli çok olmamıştır. Hayır, biz ancak kendimizi avuturuz. Teknoloji, iletişimsizliğe bir son veremediği gibi, ifrat edildiğinde aradaki mesafeyi uzattı da uzattı. Meselenin özü şu, bilim ve teknik ne kadar ilerilere giderse gitsin, insan tabiatındaki kibir ve benlik hisleriyle gizlenen acizliği yok edemiyor. Buna kudreti yok çünkü. Ve bu gerçek de yeri gelince görünmez bir duvar gibi tüm inadıyla karşımıza dikilip duruyor.Nibar Güneş'in ‘Açık Telefon Kulübesi' adını verdiği çalışması da işte tam bu gerçekle vuruyor sanatseveri. Kalabalık şehirlerin göbeğindeki bu manyetik cehennemden sıyırıp, taşranın engin tepelerine, çiçeğin kırlardan bir çiçek, karın ise dağlardan bir kar olduğu yerlere savuruyor. “Açık Hava Sergisi” isimli çalışması işte o türküsünü söylediğimiz tepeleri başkaca tarif ediyor. Yüksek yüksek tepelerde kurulan evler değil, onlar yerine açık hava kulübesi tarif edilmiş sergide.Bir telefon kadar uzakKalabalık şehirlerin baş sembollerinden biri olan telefon kulübesinin ne işi var orada diye sorarız ilk bakışta. Zira sanatçının nazarı tam bu noktada fark ettiriyor kendini. Türkiye'de hâlâ elektrik, su ve telefon gibi önemli ihtiyaçların ulaşmadığı köylerdeki, onlar için olağan bizim için eziyet denebilecek bir manzarayı tarif ediyor. Cep telefonu vericilerinin ulaşamadığı, kapsama alanı denilen o hayali elin yetişmediği insanların iletişime geçmek için sarf ettikleri çabayı resmediyor. Sanatçı bu toplumcu gerçekçi tabloyu, tüm açıklığıyla açık etmesinin yanı sıra, sinyalin ulaştığı yüksek tepeleri de tıpkı şehirlerdeki telefon kulübelere benzetmiş. Telefon altyapısının yeterli olmadığı veya yıllar önce kesildiği yerlerdeki boşluğu dolduracak yeni teknoloji ise ancak bu kadar hizmet edebiliyor köylülere. New York, İstanbul ve Viyana üçgeninde yaşayan sanatçı Nilbar Güneş kendi köyünü öykülemiş sergisinde. Video ve fotoğraf yerleştirmesinden oluşan çalışma iki ayrı bölümde sanatseverlerin beğenisine sunulmuş. “Açık Telefon Kulübesi” sergisi ilk kez 2011 yılı sonbaharında Frieze Sanat Fuarı'nda gösterildi. İki yıl sonra şu günlerde ise Beşiktaş Rampa Galeri'de meraklılarını kendine çağırıyor. Serginin hikayesi, toplumsal gerçekçi bir hikayeden yola çıkarak birbiri içinde dönen diyaloglarla örgülenmiş. Anadolu'nun kar altındaki sessiz kış aylarıyla birlikte ve pastoral yaşamın en bariz hissedildiği yaz aylarını tasvir ediyor görüntüler. Üç kanallı video yerleştirmesiyle kayıt altına alınan konuşmalar İngilizce altyazı ile Kürtçe monologlar halinde sunulmuş. Projenin merkezinde Bingöl kırsalındaki Alevi-Kürt köyleri ve buradaki doğal yaşam yer alıyor. Hikayenin can alıcı tarafı ise buna benzer birçok köyün aynı kaderi paylaşması. 1970'li yıllarda köyden geçirilen telefon kabloları bugün köye adeta bir dekor olmaktan öteye geçemiyor. Zira 80'li yıllarda bölgede baş gösteren şiddet olayları ve terör yüzünden hasar gören ve işlevsiz hale gelerek kopan telefon hatları bir daha bağlanmamış. Bundan ortaya çıkan ironik duruma da temas eden görsellerde, sağlıklı bir konuşma yapabilmek için sağa sola gitmelere, rüzgara karışan bağırışlara, yarıda kesilen diyaloglardaki hayıflanmalara şahitlik ediyor. Tepe üzerinde dikilen bir çubuğun aslında köylüler arasında telefonun sinyal aldığı bir nokta olduğu ve telefonla konuşmak isteyenlere kolaylık sağlamaya işaret ettiği ise dikkatli seyircilerin çıkarabildiği ayrıntılardan.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 3284

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue