İstanbul’da dün başlayan Gelişen Ülkeler Film Festivali seyircilerine alışık olunan festivallerin dışında film seçenekleri sunuyor. Sloganı ‘Çok Uzak Çok Yakın’ olan festivalde Afrika ve Asya’dan 34 filmin yer alacak.Her yıl daha fazla sayıda seyirciye ulaşan Altın Portakal, İstanbul Film Festivali, Altın Koza gibi festivaller sürerken, sinemaseverlerin kaçırmaması tavsiye edilen etkinlikler arasına başka festivaller de ekleniyor. Bunlardan biri de dün başlayan Gelişen Ülkeler Film Festivali. Geçtiğimiz yıl düzenlenen ‘Bilinmeyen Sinemalar Film Festivali’nin devamı niteliğindeki etkinlik süresince D-8 ve Ekonomik İşbirliği Örgütü’ne üye ülkelerde çekilen filmler gösterime girecek. Daha çok Batı ve Uzakdoğu’dan beslenen film festivallerinin aksine İran, Mısır, Pakistan, Endonezya, Kazakistan gibi ülkelerin filmleri meraklılarıyla buluşacak. Birçoğu gerçek hikâyelerden kurgulanan filmler, bu topraklardaki yaşanmışlıkları beyaz perde yoluyla Türkiye’deki izleyicilere aktarıyor.Şah döneminde yaşayan İranlı müzisyenlerin ilk kayıtlarını gerçekleştirmek için Fransa’ya kadar uzanan mücadelesini anlatan ‘Aşkla Vurulmuş’ adlı film, Hindistan’ın bölünmesinin dramatik hikâyesi ve Pakistan’ın kurucusu Muhammed Ali Cinnah’ın hayatını konu alan ‘Cinnah’ ve on altıncı yüzyıla ait bir Kazak halk destanını işleyen ‘İpek Kız’, merak edip yakından tanımadığımız coğrafyalarla ilgili ipuçlarını bize aktaracak filmlerden sadece birkaçı.Festivalin sloganı ise, “Çok yakın, çok uzak”. Birçok açıdan yakın olmamıza rağmen özellikle siyasi nedenlerden dolayı aramıza mesafelerin girdiği bu ülkelerdeki kültür sanat çalışmalarından da habersiziz. Slogan da bu durumdan ilhamla belirlenmiş.Festivalin genel yönetmenliğini üstlenen sinema eleştirmeni İhsan Kabil, bu coğrafyaların dünya sinema sistemindeki işleyişin dışında kalmasının kendilerini böyle bir festival arayışına sürüklediğini söylüyor. “Kendi kültürel havzamıza ve ortak medeniyet algımıza bakarak bu ülkelerin sinemalarından insanlık durumuna dair birikimin öne çıkarılmasının sinema kültürü için önemli bir kazanç olacağını düşündük.” diyen Kabil, genel temanın ortak hafızayı canlandırmak olduğunu belirtiyor.Gelişen Ülkeler Film Festivali’ne benzer film festivalleri Avrupa’da da düzenleniyor. Bunlar arasındakilerin en tanınmışı Nantes Üç Kıta Film Festivali. Afrika, Asya ve Latin Amerika’yı kuşatan bir festival yaklaşımı öne çıkarılıyor. Önümüzdeki yıllarda bu festivalin, kuruluşlara üye ülkeler arasında dönüşerek devam etmesini çok önemli bulan İhsan Kabil, “İşbirlikleri kurulmalı, ortak yapımların önü açılmalı, film marketler oluşturulmalı, dağıtım ve filmlerin televizyon kanallarına taşınması sürecinde kolaylıklar getirilmeli.” diyor.D-8 ülkeleri arasındaki sanat ve spor faaliyetleri artacak(Seyed Ali Mohammad Mousavi / D-8 Genel Sekreteri): Festival ile ülkeler arasındaki ortak payda ve kültürel zenginlikteki farkındalığı artırmayı amaçladıklarını söyleyen D-8 Genel Sekreteri Seyed Ali Mohammad Mousavi, “Umarım bu organizasyon iyi bir başlangıç olur.” temennisinde bulundu. Birliğin aslında ekonomik işbirliğini öngören bir yapılanma olduğunu söyleyen Mousavi, “Film festivali ile 16 yıllık tarihimizde ilk kez kültürel bir işbirliği faaliyeti gerçekleştiriyoruz.” diyor. Film festivali ile yapılan başlangıcın ise başka alanlarda devam etmesi için çalışılıyor. İstanbul Valisi Avni Mutlu’nun üye ülkeler arasında ortak spor faaliyetleri yapmayı önerdiğini söyleyen Mousavi, “Bu öneriyi diğer ülkelere yayacağım. Belki ileride İstanbul’un ev sahipliğinde D-8 ülkelerini kapsayan sportif faaliyetler de gerçekleştirebiliriz.” bilgisini verdi.
↧