"Kurşun gibiyim, mavzer gibi, dağ gibi patlar giderim." Bu ve bunun gibi onlarca türkü ve şiire girecek kadar dilimize yerleşen 'mavzer' kelimesi, aslında Oberndorf adlı küçük bir Alman şehrinde bulunan silah fabrikasının ismi. Osmanlı, yüklü miktarda aldığı silah siparişi ile Mauser fabrikasını iflastan kurtarmış. Karşılığında halkın sempatisini kazanan Osmanlı heyeti, gitmeden şehre bir de gelenek kazandırmış. Festivallerde portakal atma geleneği!
"Kurşun gibiyim, mavzer gibi, dağ gibi patlar giderim." Bu ve bunun gibi onlarca türkü ve şiire girecek kadar dilimize yerleşen 'mavzer' kelimesi, aslında Oberndorf adlı küçük bir Alman şehrinde bulunan silah fabrikasının ismi. Osmanlı, yüklü miktarda aldığı silah siparişi ile Mauser fabrikasını iflastan kurtarmış. Karşılığında halkın sempatisini kazanan Osmanlı heyeti, gitmeden şehre bir de gelenek kazandırmış. Festivallerde portakal atma geleneği!
Tolga Örnek'in yönettiği ve iki hafta önce gösterime giren Labirent filmi, Müslüman terör örgütü ile Türk istihbaratçıların mücadelesini anlatıyor. Alt metninde Müslümanları şiddet yanlısı gösteren film akıllara şu soruyu getiriyor: "Oryantalist bakış açısıyla çekilen bir film Kültür Bakanlığı'ndan nasıl destek alıyor?"
Rock müziğin sevilen alternatif gruplarından Kesmeşeker, sekiz yıl sonra sahalara geri döndü! Grup, 'Doğdum Ben Memlekette' albümünde, eski futbolcu Metin Kurt'a da selam gönderiyor. Metin Kurt gibi 'ceza sahasında yalnız' olan Kesmeşeker'e göre, o yalnızlığın anlamı çok büyük.
Hollywood'da pek çok önemli işe, örneğin Avatar filminin afişi, imza atan tasarımcı Emrah Yücel'in epey sosyal bir projesi var. İsmi Türkiye Posterleri. 2012 Türkiye Turizm Tanıtım Kampanyası'nın parçası olan projenin alâmetifarikası, her bir çalışmanın www.turkiyeposterleri.com adresinden ücretsiz indirilmesi. Üstelik her boyutta.
Serra Yılmaz, Nar filmiyle Anadolu kadını rollerine birini daha ekledi. Yönetmenlerin hayal dünyası dar olduğu için kendisine aynı rolleri teklif ettiğini söyleyen Yılmaz, Falcı Asuman rolü için beş kuruş para almamış. 20 yıl önce kanseri yenen oyuncu, "günde 5 defa ölümü düşünüyorum, 3 ay sonrası için plan yapmıyorum." diyor.
Ediz Yıldırımer, 14 yaşında olimpiyatlara katılmaya hak kazanan en genç yüzücümüz. 2008 Pekin Olimpiyatları'nda kendinden yaşça büyük ve deneyimli sporcularla yarışarak büyük bir cesaret göstermişti. Turkcell de bu başarıyı ödüllendirerek Ediz'i "Geleceğe Koşanlar" projesine dâhil etti. Ediz'in hedefinde şimdi 2012 Londra Olimpiyatları var. Bu yüzden her gün 04:50'de kalkıyor ve günde 6 saat yüzüyor.
Bugün yeni yılın ilk günü, merhaba 2012! Eski yıla güle güle derken eksikler, günahlar, sevaplar resmi geçit yapıyor ekranlarda, sayfalarda...
Bağcılar Belediyesi Engelliler Meclisi'nde, engellilerin rahat yaşayabilmesi için yapılması gerekenler konuşuluyor 11 yıldır. Meclisin son projesi 'Engelliler Sarayı', hem engellileri hem de yakınlarını eğitiyor. Bugüne kadar evde durmaya mahkum olan engellilerin hepsi saraya ve arkadaşlarına çoktan alışmış; şimdi yüzleri mütebessim....
Keşanlı Ali Destanı dizi olarak ekranlara gelince unutulmaz oyuncuları Gülriz Sururi-Engin Cezzar tekrar gündeme geldi. 9 yıl önce oyunculuğu bırakan Sururi'nin Gümüşsuyu'ndaki evinin kapısını çaldık, hikâyesini dinledik. Usta oyuncu, kişisel tarihinde uzun bir yolculuğa çıkardı bizi, tesadüfen nasıl oyuncu olduğunu, sevdiği adamla intihara kalkıştığını, Adile Naşit'le Anadolu yolcuğunu vb. birçok bilinmeyenini anlattı.
Ne kadar kolay "öldü" demek. "Ankara'da genç bir öğretmen ölü bulundu.
'Çölde Dor' adlı romanıyla edebiyat dünyasına adım atan Levent Kaya'nın hayatı da roman gibi. Bahriyeden teğmen rütbesiyle firar etmiş, uzak yol kaptanı olarak 30 ülke gezmiş; tuttuğu günlükleri Türkiye'ye yollamış. 4 yıl kaldığı Moğolistan'da Altay dilleri üzerine çalışan Kaya, şimdi gözünü Çinceye dikmiş durumda.
BMW Türkiye temsilcisi Borusan'ın, ralli şampiyonu Burcu Çetinkaya'nın gazeteci Merve Kılıç ile birlikte özel bir TV kanalında sundukları otomobil programının Merve Kılıç'ın başörtülü olmasından dolayı sponsorluğuna son vermesiyle başlayan ve sosyal medyada büyüyen kriz Mini Cooper Marka Yöneticisi Hakan Bayülgen'in kurumla ilişiğinin kesilmesi ve Borusan'ın gazetelere verdiği tam sayfa ilanla özür dileyerek sonuçlanınca kriz yönetimi meselesini, bir marka yöneticisi, bir halkla ilişkiler uzmanı ve bir de pazarlama iletişimcisi ile değerlendirebileceğimi düşündüm.
Lig TV'nin kurucusu olan Şansal Büyüka ve ekibi, yayıncı kuruluş Digitürk'ü yıllardır sırtlıyor. Usta televizyoncu, play-off sistemini Digitürk'ün getirdiği iddialarına "Bir derbi maçını hafta sonu oynatamıyorsunuz. Koca bir ligin sistemini nasıl değiştirteceksiniz?" diyerek karşı çıkıyor. Federasyon'un şike soruşturmasına yönelik tavrını ise "Süreci doğru yönetemediler." şeklinde yorumluyor.
Daha düne kadar askerî darbeler, Dersim katliamı, derin devlet, Maraş ve Çorum olayları üstü kapalı bile tartışılamazdı. 'Sakıncalılar listesindeki' bu meseleler artık rahatça konuşulabiliyor. Bu rahatlık belki de en çok belgeselcilerin işine yaradı.
Spor gazeteciliğinde önemli işlere imza atan Behram Kılıç, 'İstanbul'un 100 Spor Olayı' ile yüzümüzü şehrin tarihine ve spora döndürüyor. Kitap, parmak ısırtacak kadar şaşırtan hikâyelere sahip. Eva Peron'dan II.Mahmut'a kadar onlarca tarihi karakter bu hikâyelerde.
Ötüken Yayıne-vi'nde tam 37 yıldır devam eden bir gelenek var. Yazar, fikir adamı, sanatçı ve akademisyenler haftada bir gün buluşarak çay ve simit eşliğinde sohbet ediyor. Müdavimlerin bir istekleri var: Gençlerin sohbetlere katılıp takviye sağlamaları.
Emek Sineması'nı nasıl bir gelecek bekliyor? Majik Sineması yıkılacak mı? Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan merak edilen soruları cevaplıyor, Beyoğlu'nun değişen çehresini anlatıyor.
Kurtalan Ekspres'in Göğe Selam albümünden sonra, 'tribute albüm' dosyası kaçınılmaz oldu. Hülâsâ, tribute albüm piyasasında, zaman ileriye, kalite geriye gidiyor!
Allah'a bir can borçları var, o da şehirli ve modern insanlar yüzünden burunlarından geliyor. Zavallı hayvanlar bir ilçeden diğerine atılmaktan, ormanlara, açık alanlara terk edilmekten; açlık, hastalık, aşırı sevgi ve sevgisizlikten mahvolmuş durumdalar. Anlayacağınız, canları başlarına bela oldu. İstanbul'un mültecilerinin, köpeklerin çilesine belediye başkanları çözüm geliştirmeye çalışıyor ama kalıcı çözüm için Osmanlı dönemindeki gibi şehir sakinlerinin de üzerine düşeni yapması gerekiyor.
