Sanat tarihi deyince akla gelen ilk isimlerden Prof. Dr. Semavi Eyice... Yeni kitabıyla bu kez hatıralarını İstanbulseverlerle paylaşan 90 yaşındaki Eyice’yle, ‘İstanbul’a Dair’den söz ettik.Sanat tarihçisi Prof. Dr. Semavi Eyice, İstanbul, Osmanlı ve Bizans sanatı alanlarında çeşitlilik arz eden zengin çalışmalara imza atmış, geçmişte sahip olunan mimari, tarihi ve estetik değerlerin günümüze aktarılmasında önemli role sahip bir isim. Tabiri yerindeyse İstanbul'a adanmış bir hayat onunkisi.»»
Sanat tarihi deyince akla gelen ilk isimlerden Prof. Dr. Semavi Eyice... Yeni kitabıyla bu kez hatıralarını İstanbulseverlerle paylaşan 90 yaşındaki Eyice’yle, ‘İstanbul’a Dair’den söz ettik.Sanat tarihçisi Prof. Dr. Semavi Eyice, İstanbul, Osmanlı ve Bizans sanatı alanlarında çeşitlilik arz eden zengin çalışmalara imza atmış, geçmişte sahip olunan mimari, tarihi ve estetik değerlerin günümüze aktarılmasında önemli role sahip bir isim. Tabiri yerindeyse İstanbul'a adanmış bir hayat onunkisi.»»
Samanyolu TV’de yayınlanan Yeşil Elma programı bu sene 15. yılını kutluyor. Bunca yıl ekranlarda olmanın sırrını öğrenmek için stüdyoya ziyarete gittik.Stüdyo ortamında yemek pişirmek hiç de kolay değil. Kıvamı tutmayan ya da yanan yemekler, izleyici kitlesine hitap etmeyen menüler… Bu tarz sebep ve zorluklar dolayısıyla programların ömrü de çok uzun olmuyor. Yalnız bir program var ki 15 yıl boyunca bir sezon bile ekranlardan uzak kalmayarak»»
2001’deki ekonomik kriz sonrası sayıları 15’e düşen iş jetleri, şimdilerde 100’ü geçti. Türkiye ekonomisindeki gelişmelerin bir sonucu sayılabilecek bu durum, Fransız iş jeti üreticisi Dassault’un yaptığı araştırmada “Avrupa’nın babası Türkiye” cümlesiyle anlatılıyor.Türk ekonomisi ve sivil havacılıktaki istikrarlı büyüme, iş jeti pazarına da olumlu yansıdı. ABD’de, ikiz kulelere 2001’de düzenlenen saldırı sonrası yaşanan ekonomik kriz nedeniyle sayıları 15’e düşen iş jetleri, son yıllarda yakalanan ekonomik istikrar ile iş adamlarını ‘satın»»
İhtişamıyla insanı büyüleyen bir yapısı var Gabar Dağı’nın. Hemen tepesinde bulunan Gabar Kalesi ise geçmişte mistik bir yolculuğa çıkarıyor.Son 20 yıldır terörle gündeme gelen Gabar Dağı, açılım süreciyle birlikte eski günlerine kavuşuyor. 1993-94 yıllarında köylerini boşaltmak zorunda kalan aileler, sadece yaz mevsimi için bile olsa geri dönüş yapmaya başladılar.1994 yılında zorunlu olarak boşaltılan köylerden biri olan Şırnak’ın»»
Türkiye Gazetesi muhabiri Melik Duvaklı, son kitabı ‘Aselsan Cinayetleri'nde mühendis ölümlerini masaya yatırıyor. Duvaklı'ya göre Türkiye 2004'te Millî Savunma Stratejisi'ni belirledi ve ölümler de bu süreçten sonra başladı.Duvaklı, olayı şu sözlerle özetliyor: “2004'e kadar montaj yapıyorduk, satın alıyorduk ve bu adamlara para kazandırıyorduk. Hiçbir millî stratejimiz yoktu bu alanla ilgili. Ve devlet, ‘Eski teknolojileri alıp modernize edeceğimize kendimiz bunları geliştirmeye çalışalım. Kendi uçağımız,»»
İsrail’in Mavi Marmara saldırısından dolayı özür dilemesiyle yeni bir döneme giren Türk-İsrail ilişkileri, eskisi kadar sıcak olmasa da önceki kadar da soğuk olmayacak gibi.Bir grup gazeteci İsrail’e doğru yola çıkıyoruz. Obama’nın ziyareti sebebiyle tarihi değişen gezinin İsrail’in özrü sonrasına denk gelmesi organizasyonu bizim için daha bir önemli kılıyor. Kültür Üniversitesi’nin aktif düşünce kuruluşu GPOT’un (Küresel Siyasi Eğilimler Merkezi)»»
Hüsnü Şenlendirici, İsmail Tunçbilek ve Aytaç Doğan... Üçü de kendi enstrümanında dünyanın önde gelen isimlerinden. Birlikte kurdukları Taksim Trio, altı yıl aradan sonra yeni bir albümle karşımızda. Topluluk, dünyanın en büyük festivallerinde sahneye çıkıyor. Grup üyelerine göre beğenilmelerinin sebebi, müziklerinin herkese hitap ediyor olması.İlk albümünüz 2007’de yayınlanmıştı. İkinci albüm için neden bu kadar beklediniz?İsmail Tunçbilek: Bir es verdik. Müzikte es vermek güzeldir.Bu ‘es’in sebebi nedir?İ.T.: Biraz dinlendik, birbirimizi ve müziğimizi özledik. Bir de herkesin kendi projeleri vardı. Hüsnü ve Aytaç solo»»
Gazeteci Ahmet Tezcan, ötekini anlamaya en çok ihtiyacımız olduğu şu günlerde ‘Kâfirûn’ romanıyla çıkageldi. 1950’lerin Kırşehir’inde, hapishanede yatan Doktor Hikmet Kıvılcımlı ile Tezcan’ın babası Çerkez Hikmet’in yolları kesişiyor. Çerkez Hikmet, zor durumdaki Doktor Hikmet’in annesi Münire Hanım’a evinin kapılarını açıyor.Belki de, ‘başkalarının’ yerine kendimizi koymaya en çok ihtiyacımız olan günlerden geçiyoruz. Gazeteci Ahmet Tezcan’ın Kâfirûn isimli romanının böylesine bir sürece tevafuk etmesi ayrı bir önem taşıyor şüphesiz. Tezcan, ailesinin gerçek hayat hikâyesini anlattığı»»
Oldukça yüksek katlı bir binanın tepesinde baretsiz, emniyet kemersiz işçiler. Üzerinde durdukları tahta iskeleyse ha kırıldı ha kırılacak. Öylesine pamuk ipliğine bağlı ki hayatları... Düşse büyük ihtimalle ya ölecek ya da sakat kalacak. Öyleyse bu ‘pisi pisinelik, göz göre görelik' de neyin nesi?1 Mayıs İşçi Bayramı bu yıl da görmek istemediğimiz görüntülere sahne olmuş olsa da işçilerin mağduriyetlerini yeniden gündeme getirdi. Zira gün geçmiyor ki televizyon kanallarında, gazetelerde iş kazasından hayatını kaybetmiş işçi haberlerine şahit olmayalım. Ne yazık ki bunların kimi ölümle kimiyse»»
Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nun ferdi klasmanda birincisi Konya’dan çıktı. Torku Şekersporlu Mustafa Sayar’ın başarısının ardında bisiklet kenti Konya’nın büyük emeği var. Konyalılar, “Güreş Türkler için nasıl milli sporsa, bisiklet de bizim için milli spordur.” diyor.Çocuk yaşlarda başlayan ve yaşlanıp pedal çevirecek dermanı kalmayana kadar devam eden bir kültür, Konyalılar için bisiklete binmek. 195 kilometrelik bisiklet yoluna sahip Konya’da, Büyükşehir Belediyesi bisiklet otobanı yaptırma hazırlığında.Bisiklet, Konyalılar için yalnızca spor ve eğlence»»
Şimdiye kadar dizilerde görmeye alışkın olduğumuz genç oyuncu Kadir Doğulu, ilk sinema filmi ‘Bir Hikâyem Var' ile beyaz perdeye ‘merhaba' dedi. Doğulu ile filmi ve oyunculuğu hakkında konuştuk.Çalıştığı setten kovulmuş idealleri ve doğruları peşinden giden genç bir yönetmenin başına gelen komik olaylar anlatılıyor filmde. Gerçekte sizin de var mı böyle bir hikâyeniz?Yaşanmış hikâyelerden bazı kesitler var filmde. Senaristimiz ve yönetmenimiz Talip Karamahmutoğlu’nun başına»»
Geçen hafta, İzmir’de yapılan, II.Türk Mutfağı Zirvesi’ne katıldım. Zirve, Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu tarafından 3-5 Mayıs tarihleri arasında federasyon başkanı Aykut Yenice yönetiminde gerçekleştirildi.İlki iki yıl evvel Antalya’da yapılmıştı. Program, sektörün sorunlarına dikkati çekmek, bütün illerin başkanlarının bu konudaki görüşlerini almak ve il başkanlarının, konunun uzmanlarıyla görüş alışverişinde bulunmasını sağlamak gibi amaçlara hizmet ediyordu. Bu arada çeşitli firma»»
Artık tembellik mi dersiniz, ihmâl mi; takdir sizin! Mesele şu, bu yazıyı yazmaya bundan tam 3,5 sene önce niyet etmişim, biraz bilgi toplamış, kupür saklamışım ve hatta yazının şöyle böyle üçte birini de yazmışım; o esnada araya hangi konunun girdiğini ve yazıyı nasıl yüzüstü bıraktığımı hatırlamıyorum. Geçenlerde arşivi karıştırırken dosyayla»»
Şebnem Ferah tartışmasız Türk rock müziğinin en iyi kadın sesi. Aynı zamanda en önemli kadın ozanlarımızdan.Hal böyle olunca ondan beklentiler hep yüksek oluyor. Son albümü Benim Adım Orman’ın ardından yaklaşık dört yıl geçti. Müzikseverler sabırla ondan yeni şarkılar bekledi. Bu bekleyiş nihayet son buldu ve Ferah yeni albümü Od’u müzikseverlerle buluşturdu. Öncelikle söylemek gerekir ki; Od,»»
Kalabalıkların önünde kollarını bir makas gibi açan o şairi dinledim ben. Yalnız “Durun!” değil, “Yürüyün!” de dediği için çürümedi o kollar.Nerede duracağımızı, nerede yürüyeceğimizi trafik lambalarından değil şairlerden öğrendiğimiz günlerdi. Liseli bir gençtim Ankara’da Necip Fazıl’ın konferanslarına gittiğimde. Kültür merkezlerinde değil sinemalarda yapılırdı o vakit konuşmalar. Necip Fazıl bir kıvılcım gibi düşerdi»»
Nicedir bu köşeden bir mesaj yayılıyor: Bir ‘tarih açılımı’na ihtiyaç var. Yeni bir Tarih, özellikle de yeni bir Yakın Tarih yazılmalı. Neden mi?Tarih bir ‘bilim’se değişir; bizde değişmeyen şeye tarih deniliyor, bir.Halkın tek tipleştirilmek istendiği yıllarda üretilmiş tarihle bugünkü farklılaşmış Türkiye daha fazla yoluna devam edemez, iki.Resmi tarihin şekillendiği 1930’larda Kürtçe radyo kurulabilir miydi? Bırakın kurulmayı,»»
Aslında bu pazarı İnönü’deki son maça ayırmayı çok isterdim. Ne var ki bu sayfalarda geçtiğimiz aylarda İnönü Stadı’nı selamlayan yazılar okumuştunuz.Üzerine aynı duygu burukluğunu farklı bir dille anlatmak yerine, yeni İnönü Stadı’nın doğuşu ve ilerleyişini gelecek zamanlarda yeniden gündeme almak daha doğru olacak diye düşündük. Yarın olduğunda dün neyin boğazımızı düğümlediğini anlatmak için biraz biriktirmeliyiz.Fenerbahçe-Galatasaray»»
Bursaspor 2010'da şampiyonluk kupasını 26 yıl aradan sonra Anadolu'ya yeniden getirdiğinde bu tarihî başarıda Başkan İbrahim Yazıcı'nın da büyük katkısı oldu kuşkusuz. 65 yaşında ebedî âleme göçen Yazıcı'nın hayat şifreleri ise yaşamını özetleyen anahtarlar bıraktı avucumuza: Karadeniz, kalp, deplasman…Bursaspor, 16 Mayıs 2010 tarihinde Süper Lig şampiyonu olduğunda Yeşil-Beyazlı takımın başkanı İbrahim Yazıcı'ydı. Timsahlar, kupayı 26 yıl aradan sonra yeniden Anadolu'ya getirmişti. Bursaspor'un en uzun süre başkanlığını yapan Yazıcı, bu süre zarfında, 50. yılını yaşayan kulübe çağ atlattı deyim yerindeyse.»»
Alaca köyü, hem nüfus hem de yüzölçümü bakımından Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı en büyük yerleşim yerlerinden biri. 1990’lı yıllarda boşaltılmış.Şimdi harabeyi andırıyor. 32 mezrası ve geniş arazileriyle önemli bir hayvancılık merkezi olan Alaca köyünde yaşayanlar, güvenlik gerekçesiyle Türkiye’nin farklı illerine göç etmek zorunda bırakıldı. Tıpkı 2003 resmi verilerine göre yerinden olan binlerce insan gibi. Sadece Diyarbakır’da»»
Amerikalılar düdüklü tencereden korkar oldu, Çinli yönetmenin 7 çocuğu ortaya çıkınca ceza yağdı. Sekiz canlı İngiliz, Süper Mario'yu tahtından edebilecek mi? Amerikalıların terör paranoyası hepimizin malumu. Boston’a yapılan bombalı saldırının arkasından düdüklü tencere çıkınca işi iyice abarttılar lakin. Yemekte bile olsa düdüklü tencereden korkar oldular. Michigan eyaletinde okuyan Suudi Arabistan vatandaşı Talal El Ruki, FBI tarafından sorgulandı.»»
