Quantcast
Channel: ZAMAN-PAZAR
Viewing all 3284 articles
Browse latest View live

Sonunu ben yazsaydım!..

0
0
Hangimiz çok sevdiğimiz bir roman karakteri için yeni bir hikaye düşlemedik ki? Ya da bu karakterlerden biriyle günün birinde tekrar karşılaşmayı. Peki, yeni nesil romancılar klasikleri tekrar yorumlasa... İyi kalemlerden çıkmış bu metinlere okuyucular olarak misafir olsak... Kim bilir belki de bir yerlerde bu fikir birilerinin aklına çoktan gelmiştir.Çoğumuz severek okuduğumuz romanların sonu için başka türlü bir kapanış tasavvur ederiz. Yine karakterlerin bundan sonra ne yapacağını düşünür ve kendi dimağımızda söz konusu karakterlere bambaşka hayatlar atfederiz. Son yıllarda Amerikan edebiyatında okuyucuların bu arzularına karşılık yeni bir akım»»

THY üzerinden ideolojik hesaplaşma!

0
0
Söz konusu THY olunca nedense bir güruh tez elden saldırıya geçiyor! Eleştirilerin geri planında hep THY yöneticilerinin dünya görüşü yatıyor. Türkiye’deki ideolojik kutuplaşma bir nevi THY üzerinden yürütülüyor.Türk Hava Yolları’nın (THY) modacı Dilek Hanif’e tasarlattığı kıyafetlerin bir bölümünün sosyal medyaya sızdırılmasının ardından büyük bir gürültü koptu. Genel kanaat kıyafetlerin rüküş olduğu yönündeydi. Nedense söz dönüp dolaştırılıp THY yöneticilerinin dünya görüşüne getirildi, kıyafetlere»»

Aile, çocuğu narsist yapıyor

0
0
Yozlaşan nesiller, kaybolan toplumsal değerler, egonun kol gezdiği hayat tarzları... Hiçbiri bize yabancı değil. Ne de olsa bizler de birer ‘Ben Nesli’ mensubuyuz. Ego ve narsisizmin insan ruhunun virüsü olduğunu söyleyen Sosyal Psikolog Jean Twenge, “Toplumsal ve ahlaki değerler yitirilirse, bedeli ağır olur.” diyor.“Nerde kaldı bizim gençliğimiz. Yeni nesil ne kadar da farklı!” cümlesi çoğumuz için tanıdık ifadeler. Büyüklerimiz bazen sitem bazen de hasretle dile getirir bu farklılığı. Alışkın olduğumuz bu ifadeleri son yıllarda kuşak çatışmasını ele alan birçok uzmandan duyuyoruz. San Diego Üniversitesi’nin»»

Eski sandıkta kefen parası

0
0
Mehmet Bozacı, nam-ı diğer sandıkçı Mehmet Hoca, eskiciden aldığı antika sandığın gizli bölmesinde, içinde 1970’lerden kalma 2 bin 200 lira olan bir “ölüm bohçası” buldu. Bohçada bir de küçük çocuk fotoğrafı var. Belli ki sahibinin cenaze masrafları için biriktirdiği paradan, sandığı eskiciye veren varisleri habersiz.Beyaz bir tülbent, kenarları işlemeli. İçinde ‘ölüm bohçası’ yazan el kadar kağıt parçası. Bir de fotoğraf var; küçük, soluk, siyah-beyaz... Fotoğrafta bir çocuk var. Okul formasıyla çekilmiş, başında şapkası. Belki oğlu, belki de torunu… Ve 2 bin 200 Türk Lirası. Paralar 1970 yılında»»

Türk sinemasının entelektüel jönü

0
0
Ediz Hun’un isminin önüne birçok sıfat getirilebilir. Oyuncu, siyasetçi, akademisyen... Şimdi hepsini bir kenara bırakalım, hayatının sahne arkasına bir göz atalım.Ediz Hun, Almanya’da diş hekimliği eğitiminden Yeşilçam’da jönlüğe giden yolda yaşadıklarını Sahne Arkası’nda anlattı. Ünlü oyuncu, Ses dergisine gönderilen resim ile başlayan macerada her filmden bir şey öğrendiğini söylüyor.Ediz Hun’un Almanya Wuizburg’da diş hekimliği»»

2013, barışma yılımız

0
0
İDO özelleştirmeden sonra hem genel müdürünü hem de işletme mantığını değiştirdi. Fakat hızla müşteri ve itibar kaybetti. Şirket çözümü İDO’yu marka haline getiren Ahmet Paksoy’u yeniden göreve getirmekte buldu. Paksoy’la görevi neden kabul ettiğini ve şirketin hatalarını konuştuk. Sorularımızı içtenlikle cevapladı.Özelleştirmeden sonra uyguladığı fiyat politikası ve icraatlarıyla imaj kaybeden İDO, yolcularının güvenini yeniden kazanma peşinde. Şirket, İDO’da daha önceki genel müdürü Ahmet Paksoy’u tekrar dümenin başına getirdi. Yeni genel müdüre merak ettiklerinizi sorduk.İDO özelleştirilmeden»»

Oral Çalışlar: Misyoner değilim

0
0
O transfer ücreti almayan, işyerine şehir hatları vapuru ile gidip gelen bir Genel Yayın Yönetmeni. Taraf’ın yeni lideri Oral Çalışlar, kendisine bir yıllık bir süre tanıyor. Bu süreçte gazetenin yaşadığı mali sıkıntılar aşılamazsa, kendisinden beklenen abilik görevini bırakacak.“Zaten yaşım da kemale eriyor artık, temposu bu kadar ağır bir yükü daha fazla taşıyamam” diyor. Taraf’ın misyonu tamamlandı diye düşünenlere “Ben misyoner değilim” hatırlatmasını yapıyor. Mustafa Sarıgül ya da bir başkasının gazeteye ortak olmasına itirazı yok. Onun döneminde»»

'BİR NUMARAYI' KORUMAK

0
0
Foto Muhabirleri Derneği, geçen senenin başarılı çalışmalarını ödüllendirdi.Haksız rekabeti engellemek için sadece resmî kurumların çalışanlarının çekebildiği fotoğrafları değerlendirme dışı bıraktı. O çalışmalardan biri de Cumhurbaşkanlığı Foto-Film Şube Müdürü Mehmet Demirci’nin, Abdullah Gül’ü koruyan ekibi anlatan foto röportajı idi. İşte canı pahasına»»

Bu yalancı sistem bir gün bitecek demiştim

0
0
Futbolcu olma hayali ile Türkiye’ye gelen Ragga Oktay, yıllar önce hiç bilmediğimiz bir müzik türü ile tanıştırdı bizi. Sonra bir reklam karakteri olan Selo ile Anadolu’nun en ücra köşelerinde bile sevildi. Yedi yıllık bir aranın ardından yeni albümü ‘Normal mi?’yi yayınlayan sanatçı şimdilerde film çekiyor. Ragga Oktay bu konuda iddialı, “Bugüne kadar Türkiye’de çekilmemiş bir komedi filmi olacak.” diyor.Yıllar önce Türkiye’ye gelirken bu kadar ünlü olacağınızı tahmin ediyor muydunuz?Hiç hayal etmemiştim. Gurbetçi bir ailenin çocuğuyum. Bizim jenerasyonda kariyer yapmak zordu. Türk’sünüz, dışlanıyorsunuz, okuma şansınız yok. Ya sokağa düşüp serseri olacaktık ya da futbola, müziğe sığınacaktık.»»

Halı saha heyecanı organize oldu!

0
0
Halı saha heyecanı organize oldu. “Dişimize göre rakip bulamıyoruz.” diyen amatör futbol severler artık Rakipbul Ligi’nde buluşuyor. İnternet üzerinden ayarlanan maçlarda başarı gösteren takımlar ülke şampiyonu olup Avrupa Halı Saha Şampiyonası’nda ülkemizi temsil ediyor. Üstelik fikstür sıkıntısı ve yaş sınırlandırması olmadan.Futbol ile hemdem olan her gencin içinde sakladığı bir hayali vardır. Bir gün tuttuğu takımın renkleri için top koşturmak ve gönül verdiği forma ile başarıdan başarıya koşmak. Şehrin kenar mahallelerinde yer alan toprak sahalar, hayallerinin peşinde koşan bir neslin ilk merhalesiydi. Bir zamanlar gölge»»

Büyük şampiyon ölüm döşeğinde

0
0
Muhammet Ali... Dünya tarihinin gelmiş geçmiş en iyi boksörü. Onu güçlü yapan, ringlerde aldığı galibiyetlerden ziyade ülkesinde ırkçılığın zirve yaptığı dönemde ırkçı beyazlara karşı verdiği ‘siyah’ mücadeleydi. Kendi deyimiyle ‘en büyük’, ‘en yakışıklı’ şampiyon, şimdilerde ölüm döşeğinde.Dünya tarihinde hiçbir boksör dikkatleri onun kadar üzerinde toplamadı. Öyle ki boks hakkında fikir sahibi olmayan insanların bile ilgi odağıydı Muhammet Ali. Her ne kadar yeni nesil onu 1996’daki Olimpiyat oyunlarında uzun yıllardır mücadele ettiği Parkinson hastalığı nedeniyle elleri titreyerek»»

Erzurum’un son ‘bar’ kostümcüsü

0
0
Erzurum’un yaşayan son ‘bar’ kostümü terzisi 83 yaşındaki Ekrem Dumanay, annesinin çeyizindeki 108 yıllık dikiş makinesiyle Dadaşlara bar elbisesi dikiyor. Ekrem Usta’nın korkusu mesleği geleceğe taşıyamamak: “Çırak yetiştirmeden ölürsem gözlerim açık gidecek.”Erzurum halk oyunlarının önemli aksesuarlarından biri bar kostümü. Erzurum erkek bar ekibi, bugüne kadar birçok uluslararası yarışmada kostüm dalında birincilik elde etti. Bu başarının en büyük sahiplerinden biri 83 yaşındaki Ekrem Dumanay. 60 yıldan bu yana annesinin çeyizindeki ‘Singer’»»

Top artık çizgide kalmayacak

0
0
1966 Dünya Kupası final maçının uzatma devresinde İngiliz Hurst’ün vuruşunda top önce üst direğe çarpıyor, sonra kale çizgisinden sekiyor, Alman savunması tarafından dışarı atılıyordu.Almanların tüm itirazına rağmen İsviçreli hakem Dienst, yardımcı hakemi Bayramov’un onayıyla orta noktayı gösterdi. Çizgiyi geçmeyen o golden sonra Almanya kalesine bir top daha gönderen İngilizler, Wembley’de kupaya uzanıyordu.İlginç bir tesadüftür, 44 yıl sonra, yine bir dünya kupasında»»

Halep günlüğü

0
0
Beyaz taşlarla yapılan, zamanın bir fotoğraf kâğıdı gibi sararttığı evler karaya çalıyor Halep’te. Bir yıldır süren kanlı çatışmaların barut kokuları dolduruyor kadim şehrin sokaklarını.Ölümle hayat arasında her köşe başında bir tereddüt bekliyor. Pencereden başını uzatmak, bir demir kapıyı aralamak, sokakta birkaç adım atmak dünyanın en zor kararı şimdi.Her haneden bir yas yükseliyor. Çelik namluların önünde düşen genç bedenler, ocaklara da ateş düşürüyor. Alelacele defnedilen»»

Yürüme bandı

0
0
Yürüme bandının üzerinde binlerce adım attıktan sonra aynı yerde olduğunu fark etmese de dinlenmeyi hak ediyor.Çıkılmayan yürüyüşlerin yorgunluğu çıkılan yürüyüşlerden ağır. Yürünmesi gereken yerler onu beklerken evinde oturamazdı. Bu yüzden bir ırmak gibi aktı ayağının altından yollar. Bir ırmak, dökülecek deniz bulamamış.Deniz yoksa yapılır. Yaz yoksa icat edilir. Yazı beklemek yerine kış ortasında bir yaz»»

Tarih hocası değil hâlâ talebesiyim

0
0
Prof. Dr. Mehmet İpşirli, Osmanlı tarih yazıcılığında önemli bir isim. İlmiye Teşkilatı ile ilgili çalışmalar yapıyor. Mesai arkadaşlarının ona ithaf ettiği Osmanlı’nın İzinde kitabı vesilesiyle görüştüğümüz İpşirli, “Metot, teori ve yorumda eksikliğimiz var.” diyor.26 yaşında İstanbul Üniversitesi tarih bölümünden mezun olduğunuzda hayaliniz neydi?İmkânlar çok kısıtlı olduğundan yurtdışına gitme gibi bir düşüncem yoktu. Ama nasip oldu doktoraya İskoçya’ya gittik. Sonra ilmiye teşkilatıyla ilgili eserler verdik. Bunlar hayalimdi.Günümüz tarihçileri»»

500 yıllık camiyi yıkıp yerine heykel yaptılar

0
0
Ders kitaplarımızdan aşinası olduğum farklı bir heykeldi o. Kartal gibi açılmış kollarıyla ayağının altına aldığı düşmanı hınçla eziyordu. Zamanla estetik bakış yerini tarihçi bakışına bıraktı ve fark ettim ki, heykeldeki iki erkek figürü de çırılçıplaktı.Son öğrendiğim bilgi ise gözümdeki perdeyi iyice kaldırdı. Meğer bu çıplak heykelin ayakları altında gerçekte düşman değil, Allah’a adanmış bir caminin ruhaniyeti inliyormuş. Bir başka deyişle heykelin yerinde yaklaşık 500 yıllık sapasağlam tarihî bir cami vardı ve 1933 yılına gelinceye kadar»»

Taşınmanın anatomisi

0
0
İnsanları ağırlamaya alışkındı ama eşyaları ilk kez misafir ediyordu. Artık oturmadığı bir ev ile kapanan bir atölyenin koltuğu, masası, kitaplığı, tabak çanağı, kırtasiyesi, televizyonu, dolabı, fırını, tablosu, halısı ve akla ne geliyorsa osu busu...Yatılı geldikleri gibi yetmiyormuş gibi ne zaman gidecekleri de belli değildi. Misafirlikleri, boşaltılan evin satılıp yenisi alınıncaya kadar sürecekti.HEPSİ kendisine ait ve temiz de olsa bir çöplüğün ortasındaymış hissine kapılmıştı. Sanki mekânın asıl sahibi eşyalar, konukluk ise onun»»

Atatürk’ün boyu, Çankaya ve Falih Rıfkı’nın güzel Türkçesi

0
0
Atatürk’ün boyunun ne kadar olduğunu tartışıyoruz cumhur cemaat! Ortalıkta farklı rakamlar dönüyor olsa gerek ki, genelkurmay, işi gücü bırakıp resmi sitesinden açıklama yaparak duruma kesinlik kazandırmış bulunuyor.“Muamelât-ı zâtiye dairesi” yani şahsi işlemler birimi arşivinden alınan bilgilere göre Atatürk’ün boyu 1.74 cm. 42 numara ayakkabı giyiyor, kilosu ise 74 ile 76 arasında değişiyormuş. Doğrudur, her ordu, personelinin fiziki özelliklerini gösteren bir»»

Kışlık yiyeceklerimiz

0
0
Şubat ayının sonlarına geliyoruz. Şu an Konya çok soğuk da olsa, baharın ilk ayına girmek üzereyiz. Geçen yazdan hazırladığımız kışlık yiyeceklerimizi tüketme yoluna gitmeliyiz.Bilindiği gibi eskiden kış için büyük hazırlıklar yapılırdı, çünkü insanlar mevsim sebzelerini ancak mevsiminde yer, diğer mevsimlerde bulamazlardı. Bu nedenle de çeşitli muhafaza yöntemleri devreye girer, et grubu, süt grubu, meyve sebze grubu ve tahıl grubu yiyecekleri bünyelerine uygun yöntemlerle»»
Viewing all 3284 articles
Browse latest View live