World Medien Akademie... Bu üç kelime Almanya'da yaşayan Türk gençleri medya sektörüne kazandırmaya çalışan ilk projenin adı. Ancak anlamı bunun çok ötesinde.
World Medien Akademie... Bu üç kelime Almanya'da yaşayan Türk gençleri medya sektörüne kazandırmaya çalışan ilk projenin adı. Ancak anlamı bunun çok ötesinde.
Van'da geçtiğimiz ekim ayında meydana gelen ve yüzlerce insanın hayatını kaybettiği depremlerin yaraları halen sarılmaya çalışılıyor.
İtalyanlar "İnzivaya çekiliyorum." diye dünya turuna çıkan rahibi, İngilizler hortlayan salmonella kâbusunu konuşuyor. Mandela'nın aşçısı ise 'anne eli değmişçesine' yaptığı yemekleri kitap haline getirdi.
Leonard Cohen, yeni albümü Old Ideas'la (Eski Fikirler) hayranlarının gönlüne su serpti. Aşk, ölüm ve din temalı parçaları blues tarzıyla seslendiren yaşayan efsane, bir parça ölümü kabullenmiş gibi duruyor. Ne diyelim inşallah bu son albümü olmaz!
Yazar olmak isteyen çok, kitabı basacak yayınevi yok! İnsanların bu serzenişlerine kulak tıkamayan bazı yayınevleri, 'ver parayı, al kitabı' mantığıyla çalışıyor.
Havalı Euro'nun mitolojik drahmiyi arattığı Yunanistan'ın buhran içine sürüklendiği günlerdeyiz.
Son dönemlerim modası 'film okumaları', kültürel etkinlik takvimlerinde yerini alıyor. Sinema meraklıları her hafta bir araya gelip, bir film seyrediyor; bitince de kıyasıya eleştiriyor. "Bir film neden okunur, okuma nasıl yapılır?" sorularının cevabı Sinema Eleştirmeni İhsan Kabil'de saklı...
Hiçbir şey göründüğü gibi olmayabilir. Gazetede okuduğunuz bir haber, ünlü birinin röportajındaki sözleri, televizyonda izlediğiniz bir müzik klibi veya okuduğunuz edebî metin... Terör örgütleri ve gizli servisler, şifreyi bile şifreledi. Efsanevi roman 'Da Vinci'nin Şifresi'nde yazar, şifre olduğu bilinen anlamsız şekil ve rakamları çözmeye çalışıyordu. Bugün çözmek için önce şifreyi bulmak gerekiyor.
Tiyatro Kedi, Sülaymaniye Camii'nin yapılış serüvenini anlatan Koca Sinan oyununu yıldızlar topluluğuyla sahneye taşıyor. Tarihî şahsiyetlerin gölgesinde sanat ile iktidarın sancılı ilişkisini odaklanan oyun, eksikleriyle yarım kalmış bir eseri andırıyor.
Metin-Ali-Feyyaz üçlüsünün arka plandaki ismi olsa da, 'sarı fırtına' lakabının boşa olmadığını, top ayağında iken kanıtlıyordu. Yaşadığı beyin travmasından sonra Beşiktaş taraftarının daha sıkı bağrına bastığı Metin Tekin, "Hayattaki en büyük keşkem budur. Futbolu öğrenmekte geç kaldım." diyor, geçmişe bakınca.
Kimileri için boş zaman öldürülen, kimileri içinse hayat kurtaran yerler, halk eğitim merkezleri. Öğrenci, memur, emekli, farklı yaştan ve meslekten onlarca kişiyi ağırlayan bu merkezler, pek çok başarı hikâyesinin de mekânları...
'Altın'ı taşta toprakta arayanlar başını kaldırıp şehre bakmalı. İstanbul'un her yanı dünya kültür mirasından bir hazine. Bu hazineler ustaların kalemiyle iki kapak arasında. "Dünya Mirası İstanbul" isimli kitap yazar ve akademisyenlerin bakışıyla farklı bir şehir portresi sunuyor okurlarına.
'İlla, Anladım ki, Gül Güzeli' gibi onlarca şarkısıyla müzikseverlerin kalbinde derin izler bırakan Leman Sam, "Ben konserlerden sonra hep geçe kalıp, salon boşaldığında şöyle bir bakarım." diyor; yalnızlığını anlatırken. Özlenen sanatçı, son albümüyle, geçmiş albümlerdeki eksikliklerin üzerini kapattığı kanısında.
İngiltere, treni söküp götürmeye yeltenen holiganları konuşuyor. Amerika'da obezite reklamları hem gündeme hem çocuklara 'damga vurdu'. Kuzey Kore'nin toprağı bol olan lideri Güney Kore'nin çenesini nasıl yordu? Afrika'da çocuklar beslenme çantasına haşlanmış yumurta yerine kelebek mi koyacak?
Türk göçmenler üzerine yazdığı tezi dolayısıyla 8 yıl Almanya'da kalan Doç. Dr. Murat Erdoğan, bu süre zarfında İslam ve göçmenler hakkında çizilen karikatürleri toplamış. Ortaya İslamofobi'yi ti'ye alan bir sergi çıkmış.
Yeni bir albüm çıkarmadı, magazin programlarına malzeme olacak bir şey de yapmadı. Ama şu sıralar Coşkun Sabah ikinci baharını yaşıyor. Şehir şehir, ülke ülke konserden konsere dolaşıyor.
İç karışıklık sonrasında Suriye'den kaçarak Türki-ye'ye sığınan 8 bin civarındaki mültecinin arasında yüzlerce öğrenci var. İstanbul'un farklı semtlerindeki yurtlarda kalan bu öğrenciler, zor şartlar altında eğitimlerine devam etmeye çalışıyor. Hepsi de "Biz buradayız ama aklımız memlekette." diyor.
19. yüzyıl saraylarının tarihe geçmiş hangi olaylara şahitlik ettiğini öğrenmek artık çok kolay. 1954 yılında Haluk Şehsuvaroğlu tarafından hazırlanan 'Tarihi Odalar' kitabı Milli Saraylar Daire Başkanlığı tarafından yeniden yayımlandı.
Selçuk Üniversitesi'ne gidip Şakir Hoca'yı sorsanız; kimse tanımaz. Çünkü öğrencileri onu "Şeker Şakir" diye biliyor. Yumuşak üslubu ve Türkçeyi düzgün kullanmasıyla meşhur, Şakir Tuncay Uyaroğlu... Hem derse giriyor hem de Türkçeye yardımcı kaynaklar kazandırıyor.
